iş hayatımın ilk günlerinde ilk basılan iki tuşu asla algılamayan klavye ile "ümit" bey'e "ümit bey merhaba," ile başlayan bir mail attığını sanıp kontrol etmeksizin göndermek. akabinde firmayı muhtemelen birkaç bin eurocuk zarara uğratmak...
tenefüsteyiz bilgiyasar odasında kulaklıkla şarkı dinliyom hoca gelmiş ders başlamış o an daldım şarkıyı mırıldanıyom bi kahkaha tufanı kendime geldim.
vapurda martilara simit atarken bir elde telefon olmasıyla tam telefonu atacakken son anda refleksle geri çekmek. gitse büyük aptallik olacaktı gerçekten.
en başta söyleyeyim ben değilim, fail, bir arkadaş.
ofiste sevişiyor arkadaşımız. sevişirken arada sigarada içiyor sonraları. neyse hafız, arkadaşım masa başında iş görüyor esnada. ikisi de ayakta, hatun masaya eğilmiş arkadaşımın da ağzında sigara. kaptırıyorlar.
sonra kız "ayhhh yandıımmm" diyor, sonra bi daha ama daha bi can avliyle "yandımmm" diyor. arkadaşım da "ulan ne sikiyorum beeeğğğ" diye hepten gaza geliyor. kız birden avuçtan kayan sabun gibi kayıp gidiyor "ya yaktın beni bu ne ya sigara manyak mısın" diyor. arkadaşım nihayet ayıkıyor. egoya bak amk!
babanın çağırdığı işten kaytarmak için abiye gönderilmek istenen whatsapp mesajının babaya "babama criss işte badanaya yardıma gelemeyecekmiş dersin sikerim badanasını" şeklinde gönderilmesidir. akabinde o tek tikin iki tik ve mavi oluşunu saniye saniye gözlemledim.
acil durumlarda gelen kal'dan dolayı esnaf kavgasında kafama sandalye yemek üzere olduğum dalgınlıktır. allahtan yanımda arkadaş vardı da ben salak salak sandalyenin bana gelmesini beklerken çekti aldı.
2012 nisan ayıydı. çantamı hazırlamış atatürk havaalanının yolunu tutmuştum. taksiyle gidiyordum havaalanına. gideceğim yer tam bahar havasını alabileceğim bol bol fotoğraf çekebileceğim bir yerdi. hem iş hem gezi gibiydi benim için. fakat uçağa geç kalmak üzereydim. havaalanının içine girip alelacele taksiden attım kendimi.kontuardan geçtim check-in im yapıldı el bagajımı alıp uçağa bindiğimde içinde çok pahalı biri profesyonel, diğeri pocket iki tane fotoğraf makinasının olduğu çantayı takside unuttuğumu farkettiğimde artık çok geçti. bir daha bulamadım makinaları. cihazlar umrumda değilde onca emek harcayıp çektiğim fotoğraflar hafıza kartında gitti hala ona yanarım.
arkadasimla yururken biraz dalmisim o karsiya gecmis, iki tane amcayla otuz metre yurumusum. az daha kahveye batak atmaya goturuyorlardi Zor kurtuldum. Komik olmadi mi.Peki.Bide su var: yine ayni dalginlikla dun gece yururken elektrik diregine carptim.Ehe.
Gecende oda arkadasimla gittigimiz cafede hesabi oderken cafe sahibinin "nerede oturuyordunuz?" sorusuna karsilik kaldigim ozel yurdun ismini soyleyisim... Neredeyse adres verecektim amk dalginliktan.
Herif oturdugumuz masayi soruyor iste ne sacmaladim oyle nasil utandim... Eski sevgilimin kankasini gorunce orada aklim basimdan gitti iste. Bir suru dusunce belirdi kafamda o anda anlayamadim soruyu. Adam da bayagi guldu dalga gecti filan. tipsiz. Sen once aynada keltos ve gobekli tipine bak da bi dusun bakalim bu yer elmasi kilikli tipimle bu kiz beni istiyor olabilir mi lan harbiden diye ondan sonra gul.
Öğretmenine koca bir kalabalık içinde ismiyle askerlik arkadaşı gibi hitap etmek. "Özgür bi baksana" nedir ya? Nerden buluyorum bu samimiyeti? Hocanın suratına bakamadım tüm dönem boyunca