yapılan hata ne kadar büyükse edinilen tecrübe de o kadar acı olur. işte benim anlatacağım hikaye de buna güzel bir örnektir çocuklar...
ilköğretim 8. sınıfa giden öğrencimiz** lgs sınavına girecektir. sınavdan önceki gece belgelerini kalemini, silgisini herşeyini hazırlar ve bir kenara koyar. ancak aklına takılan bir şey vardır. "acaba sınava okul önlüğü ile mi gidilir ?" gider abisine sorar, ne de olsa abisi yaşça büyüktür, bu sınavlara girip çıkmış bir kişidir. abisi ise "bilmiyorum galiba önlükle gidiliyor" der.
bunun üzerine öğrencimiz, sınav sabahı bir güzel okul önlüğünü giyer ve sınavın yapılacağı okula gider. ancak kapıdan girdiğinde şoka uğrar. geri dönmek için artık çok geçtir. sınav başlar, ancak öğrencimiz zaten az olan kapasitesinden yaklaşık 5-6 soruluk aklını okulun kapısında bırakmıştır.
sınav sonrası öğrenciler dağılırken, aileler çocuklarını kalabalık arasından seçmeye uğraşırken, yüzünden pek de hoş şeyler söylemediği anlaşılan bizimkini mavi okul üniformasıyla seçmek o kadar kolaydır ki...**
Buzluktan çıkardığın dondurmadan bir parça aldıktan sonra dondurmayı dolaba koymayı unutmak aldığın 1 tabak dondurmayla beraber PC başına geçmek sonuç itibariyle ; mutfağa gittiğinde dondurmanın erimiş olduğunu görmek.
basketbol seçmelerine girilir ve takıma seçilinir. ertesi gün idmana gelinmesi için takımdan verilen forma şort ve idman çantası alınarak suratta şapşal bir gülümseme eşliğinle evin yolu tutulur. ertesi gün erkenden kalkınır ve hazırlanılır. idmana doğru gidilirken yarı yolda susanmış ama idman çantasının yanında olmadığı farkedilmiştir. küfürler eşliğinde eve dönülüp idman çantası alınır. tekrar yola çıkılır idmana 15 dk kala hızlı hızlı yürünür. idman sahasına gelmeye çok az kala birden gözler ayağa bakar ama ayakta basketbol ayakkabısı yerine converse'ler vardır. çantaya bakılır ama bulunamaz. geri dönülür ayakkabı alınır sinirden ağlamaklı bir halde idman sahasına yarım saat geçikmiş bir şekilde varılır. böylece ilk idman kaçırılır, koç üzerinde disiplinsiz oyuncu intibası bırakılır ve yeni küfürler türeterek şansına küfredilir...
sabah işe gidip, öğlen 45 dk. uyuduktan sonra müdürünü arayıp uyuya kalıp işe gelemediğini söylemek. Bu da yetmezmiş gibi 15 dk. sonra gerçeğin farkına varıp yeniden müdürünü arayıp, "müdürüm ben işe gelmişim" deyip "doğrudur, geldim diyorsan gelmişsindir" yanıtı alınan durumdur.
elektrikler kesildiğinde, karanlıkta buldugum mumu zor yakmıstım. Acıkmıstım mutfaga gittim. Mum neredeyse hiç aydınlatmıyordu. neyse ki buzdolabın ışıgı yanıyorduda kapagı açık tutarak yemek yiyebildim.
bi yere gidecekken çöpü de atayım diye çöpü de alarak evden cıkmak dalgınlıktan ve şaşkolozluktan çöp poşetiyle minibüse binip şaşkın bakıslara maruz kalmak..
bir kız arkadaşın telefonunu kaydederken sevdicek kıllanmasın diye sevdiceğin isminin altına kaydetmek. sevdiceğin yanında kızın araması, "naber aşkım" deyü telefonu açmak, anlatana kadar bin dereden su getirmek.
market alışverişi yapılmış eve dönülmüştür. Anahtar çantadan güç bela bulunarak kapı açılır eve girilir. Bir müddet tv izlenir. * acıkılır yemek yeme vaktidir lakin alınan hiç bir market poşeti ortada yoktur. *
jeton düşer hemen kapı açılır poşetler öylece kapının önünde durmaktadır. alınıp mutfağa götürülür. yemek yapılıp yenir.
anneyle kurabiye yapılmaktadır. anne, kurabiyeye bir miktar karbonat ilave etmemi söyler ve ben kavanozları birbirine benzediği için hiç incelemeden salep kavanozunu raftan alıp, salebi hamurun içine ilave ederim. sonuç ise kurabiye yapımım tam bir fiyaskoyla sonuçlanır ve kavanozlar değiştirilir.