üç arkadaş mutfaktadırlar.herşey gayet normal kendi seyrinde bir hayat yaşanmaktadır.derken içlerinden biri ısınan suyla çay demlemeye karar verir.ayağa kalkar ve demliğin kapağını açar ardından elindeki nesneden demliğin içine çay koymaya çalışır.fakat ciddi manada zorlanmaktadır çünkü elinde tuttuğu nesne hiçte zaptedilesi bir şey değildir.arkadaşının bu zor durumunu farkeden şahsım oturduğu koltuktan zıplar "dur hocam öyle değil şurdan delelim" der.ve delinmeye çalışılan nesnenin ağzı demliğin içine doğru yönlendirilir.hani bir üçüncü şahıs daha vardı ya işte; ayaktakiler ile olaya müdahil olmayan üçüncü şahıs birden göz göze gelir bir kaç saniyelik sukuttan sonra ayaktaki kahramanlarımız geçici hafızalarını kontrole başlarlar aaahhaa o da nesi ellerinde tuttukları nesne beş kiloluk sıvı yağ tenekesidir ve anlaşıldığı üzere çay demlemek için demliğe boşaltılmaya çalışılmaktadır.
gelelim sonuca:hadi birinci şahıs çakmadı köfteyi, ona yardıma kalkan(bu ben oluyorum) da çakmadı hatta tenekenin bir yerinden delik açalımda hani hava basıncı yardımıyla belki sıvı yağ daha kolay dökülür gibisinden yüksek fizik bilgisiyle olaya damga vurmaya çalışan ben...ya oturana ne demeli o garibim "ne yapıyor bunlar" diye dalıp gitmiş, sonradan öğreniyoruz tabii, mübarek tam teslim bize öyle bir dalgınlık yapacağımız aklına gelmiyor işte arkadaş dediğin böyle olur * vesselam.
acil olmasına rağmen evden anahtarı bulamadığın için bir türlü çıkamamak. telaşla her yerde ararken; en sonunda anahtarı en başından beri avucunun içinde tuttuğunu farketmek.
at kuyruk ve arkadaşı selim * asansöre binmişlerdir.
bunların arkasından asansöre bir adam daha biner.
o adam ikimiz tarafından da ilk defa görülmektedir. yani daha evvel bir tanışmışlıgımız yoktur.
mal selim bir yeri aramak için telefonu kulagına götürür.
hani arandıgını belli eden dııııt sesi geldigi anda o arkadan gelen abinin de telefonu çalmaya başlar.
aynı anda çalmıştır.
bizim mal selim heyecanlı bir şekilde kendi telefonunu kapatır, abiye döner ve;
'abi pardon ya seni mi aramışım?'
daha kombi denen mucizenin evlerimize teşrif etmediği, develerin tellal , pirelerin berber olduğu yıllarda, yıkanma ihtiyacını gidermek için banyoya giren baba kişisinin,kaynamış suyu kovaya boşalttıktan sonra tabure diye az önce sönmüş tüpün ızgarasına oturmasıyla vuku bulan ve baba kişisinin zagor tenay tadındaki ahhhhyakkkkkkkkk !!! nidası ile banyo önüne toplaşan aile eşrafının gülme krizlerine girmesine sebep olmuş olaydır.uzun bir zaman baba kişisinin kıçı dart tahtası gibi gezmeside cabası ondan hiç bahsetmiyim.
-kitapçıda çalışan kıza "fantastik kitaplar nerede?" diye soracakken, "fantezi kitapları nerede?" diye sormak
-kafanın bir dünya tilki ile dolu olduğu bir anda, tükenmez kalemi ağza sokup, sigara ile yazmaya çalışmak.
ingilizce den quiz e girilen cuma günün sabahı inilmiştir ankara ya. bütün gece uyunmamıştır, quiz e girilir. bir müddet sonra öğretmen seni uyandırdığında anlarsın, gözler açık uyumak ne demek. pazartesi günü*, kompozisyon quiz inden 46 aldığını öğrenirsin, kağıdı eline alırsın ve bir bakarsın ki, ingilizce kompozisyonda, arada almanca kelimeler gezinmektedir. sadece gülersin.
bilgisayarın sesini televizyon kumandasıyla açmaya çalışmak. üstüne birde "ee ama açılmıyo bu bozuk mudur nedir allah allah yaa?" diyerek ortamda bulunan herkesin kahkaha atmasına neden olmak.
dalgınlığın bi örneği daha; elindeki kolayı bardağa boşaltıyim derken diğer elindeki tabaka boşaltmak,tost yaparken içine kaşar koymamak,buzdolabından peynir kutusu yerine yoğurtu çıkarıp hiç farkında olmadan açıp tabağa koyup çatal bıçakla yemeğe çalışmak ...
dışarı çıkarken çöpe atılması gereken iki torba çöpü elimde unutarak, beni bekleyen taksiye binip ve yaklaşık 10 km giderek çöp torbalarının bana eşlik etmesi
hiç tuz kullanmayan birisine karabiber yerine tuzluğu uzatmak ve tabağına bolca ; karabiber yerine tuz dökmesine sebep olmak. bunun yanısıra başka çorba kalmadığı için kişinin çorbayı tuzlu tuzlu içmesine , tansyonunun yükselmesine neden olmak .
arkadaşın dükkanından el altından sweatshirt almak, hava soğuk diye sırta geçirip saatlerce müşterilerle üstünde kocaman s beden yazısıyla ilgilenmek tam dükkandan çıkacakken farkedip etiketi çıkarmak.
sıradan bi günde kapanmayan mutfak musluğu uğraşırsınız. başedemediğiniz anda apartman görevlisini çağırsınız. bu sırada telefonla anneniz arar ona laf yetiştirmeye çalışırsınız. sonra apartman görevlisi gelir "-abla musluk bozuk değil , sen ters tarafa çevirmeye çalışıyormuşsun ." der.... ve bunu telefonda duyan anneniz sizin için çok eğlenceli(!) * şeyler hazırlar. *