üniversite 3. sınıfın son finalinden çıktığım akşam. içtim. harbiden içtim ama. bide sürekli hareket halindeydim o yüzden tuvaletim geldi fena halde. tutamaz hale gelene kadar da içmeye devam ettim. bok var sanki. neyse dayanamadım artık koştum tuvalete, açtım kapıyı.
pantolonu donu indirir indirmez bıraktım kendimi geriye. tuvalette klozet yokmuş meğersem alaturkaymış. vanalara tutundum da zor kurtuldum yoksa bi ayağımız çukurdaydı bildiğin.
pastanede çalışırken her müşteriyi 'afiyet olsun' diyerek göndermeye alışmış bünyem yüzünden mesai bitiminde müdüre 'iyi aksamlar' diyecekken yanlışlıkla 'afiyet olsun' dedim.
otobüse yetişmek için acele acele evden çıktım. asansöre doğru ilerlerken annemin yırtıcı kahkahasıyla kendime geldim. ayakkabi yerine cafcaflı ev terliğiyle koştuğumu farkettim ve dönüp gereğini yaptım. -iyi ki varsın anne-
bir kere de misafir olarak gittiğim evde ev sahibine 'hoşgeldiniz' dedim.
ve en çok yaptığım dalgınlık;
koridorun başında bulunan masadan kâğıtları almak için yürümeye başlıyorum koridorun sonunda masayı geçtiğimi farkedip geri dönüyorum.
Poşet taşımaya alışmış gariban bünyenin, sabah işe giderken atması gereken çöp poşetiyle yolculuk yapması. Taşımak için gösterdiği performanstan dolayı, elinin uyuşması ve çöp poşetini farkederek, sinirden hem ağlayıp hem gülmesi... Şehrin bir ucundan bir ucuna taşınarak, atılan kıymetli çöp poşeti...Akıllara zarardır.
her sabah sevgili beni uyandırmak için alarmını 06:30' a kurar. genelde ben alarmları duymam ama onun aradığını duyar uyanırım. bu aralar uyanıp tekrar uyuyorum. servisi kaçırdığım için de işe taksiyle gitmek zorunda kalıyorum. ancak sevgili buna kızdığı için ona söylemeden taksiyle işe gidiyorum. bu sabahta aynı şekilde oldu. sevgili sevgilim sabah 6:30 da aradı. uyandım tamam dedim tekrar uyudum ve 7:30 da uyandım. apar topar hazırlanıp taksi durağını aradım. * : günaydın hede hödö ye bi taksi rica edebilir miyim? * : yine mi geç kaldın? * : * ehe ehe evet abi ya valla bu aralar uyanamıyorum. * : ne abisi be? * aaaaaaa aşkımmmm yaaa özür dilerim bu son valla son tamam hadi kızma öptüm görüşürüz.
üniversitede okuyanlar bilir. sağlık hizmetinden ücretsiz yararlanmak için sgk ya öğrenci belgesi bırakılması gerekir. arkadaşım ve ben belgeyi teslim etmek için otobüse bindik. ama arkadaşım öğrenci belgesini yanına almayı unutmuş.
ben sinirden deliye dönmüş bi şekilde arkadaşıma:
+olm mal mısın lan nasıl unutursun belgeni aptal herif?
-ya n'olcak gider alırız iki dakka.
+iyi bari kendini unutmamışsın.
-yapacan espriyi sikim.
+en azından bu espri bizden 2 saat ve 4 lira götürmedi.
otobüsten indiğimizde cebimi bi yokladım. meğer ben de yanıma almamışım öğrenci belgesini.
yoğun geçen bir cuma günü işten çıkıp eve gidilir. yorgun bi şekilde hemde başa hiç bişey gelmeden. eve gelinir yemek yenir televizyonun karşısına oturulur. bu arada mayışmış şekilde arkadaşlarla mesajlaşılır. o sırada saat epey ilerlemiş cumanın cumartesiye bağladığını unutmuştur yorgun bünye. gece 2 buçuk sıralarında okula giden arkadaşa sorulur. şşş lan saate bak kaç oldu oğlum yarın okula gitmeyecek misin ? gelen cevap cumartesi mi ? olur. o sıra sadece gülünür. ama acayip yorgundum aklımdan uçup gitmiş cuma olduğu :((
bir ay falan oluyor sanırım yaklaşık 4 ay boyunca kesmediğim sakallarımı kestirme kararı alıp bir berbere gidip kestireyim bari diyerek evden çıktım zaten saçlar uzun sakallar da o kadar uzayınca hepten kıl yumağına dönmüştüm.
neyse evin civarında bir unisex kuaför denk geldi, girdim içeri ve diyaloglar başladı;
birvarmisbiryokmus: merhaba, kolay gelsin.
kuaför: merhaba hoşgeldiniz, buyurun.
birvarmisbiryokmus: (gayet masum bir şekilde) sakal traşı olacaktım.
kuaför: pardon yanlış geldiniz herhalde burası bayan kuaförü.
aynı hocaların girdiği, birinden geçilip birinden kalınmış hukuk felsefesi ve hukuk başlangıcı derslerinin büt tarihlerini karıştırıp kalınmış olanın bütünü kaçırmak, afedersiniz yarak gibi kalmak.
bazen ben de kendime bu mallıkla nasıl hukuk kazandım diye sormuyor değilim.
üniversite üçüncü sınıfta iç mekan projesi final çizimlerini yapıyorum. kaç saattir çalıştığımı hatırlamıyorum bile gece saat olmuş 03:00. birkaç saat uyuyayım dedim ve autocad' in kapatma tuşuna bastım, gelen uyarı;
-save changes to içmekan403 ?
-hayır.
birkaç saniye hayat durdu benim için o an. kendime geldiğimde ne yaptım ben dediysem de kaç saatlik çalışmamı kendi ellerimle silmiş oldum. sonra 2 saatte tekrardan çizdim hepsini kendime söve söve.
kafamın o an nerde olduğunu bilmiyorum ama yeni alınmış profesyonel makina, 300mm lens ve pocket kamerayı takside unuttuğum andır. bir daha geri gelmedi gariplerim.
Bugün şirkette bana doğumgünü süprizi yaptılar. Yemekhane ye bir girdim herkes toplanmış. Neyse mumları üfledim tam pastayı keserken arkadaş tebriğe geldi elimde bıçak olduğunu unutup neredeyse çocuğu bıçaklıyordum.
telefonla konuşurken bir dakika telefonumu magazada unuttum sanırım diyerek harıl harıl çantanın içinde telefonu aramak. ardından durumun farkına vararak hay bin telefon diyerek karşı taraftan gelen kahkahalara sus artik demek.