yıl 1999 gelibolu'da 265. dönem yedek subay olarak askerlik yapmaktayım. aşırı disiplinli tabur komutanımız nedeniyle neredeyse sivil hayatımızı tamamen unutmuştuk. mesai saatleri içerisinde kendimizi askerlik rolümüze iyice kaptırmış durumda günler akıp geçiyordu. mesai bitiminde başka bir asteğmen arkadaşla paylaştığımız evde kalıyordum.
bir cumartesi sabahı izinliyiz, evde kahvaltı yapılacak. ufak bir konuşmanın ardından alışveriş sırasının ben de olduğu anlaşıldı. havalar bayağı sıcak, parmak arası terliğimi ve şortumu giyerek aşağı caddedeki pastaneye gidip simit poğaça alacağım. bir 100 metre kadar yürüdükten sonra 10 metre kadar ileriden harici giysileriyle bir kurmay albayın geldiğini fark ettim. hemen olduğum yerde durup albaya yol vererek çakı gibi bir selam çaktım. albay bir terliğime; bir şortuma; bir de son derece nizami olan selamıma bakarak "aferin evladım." diyip yoluna devam etti. ben öylece kalakaldım. civardaki bir kaç esnaf da bana bakıyordu. "keşke yer yarılsa da içine girsem." dedim. ama yıllar geçtikçe hoş bir anı olarak kaldığını fark ettim.
bir arkadaşın yarım saat içinde işinden olmasına sebep olmuştur.
bir kaç iş arkadaşına attığı geyik mailinin, tüm şirket mail bilgilendirme grup adresinin de olduğunu gördüğünde zaten eşyalarını toplamaya başlamıştı masasında, çok geçmeden ona da bir maıl geldi patrondan.
Yolcu edilirken iyi yolculuklar diyen birine sana da iyi yolculuklar demek. Adam bir yere gitmiyor ki iyi geceler dedi sanki adam. Samimi de değildik utandım yine arkama bakmadan gittim ben de.
geçen hafta istanbul'da bir marketten bir torba dolusu imsakiye aldım ankara'da eşe dosta dağıtırım düşüncesiyle, neyse ankaraya geldim anneme verdim bir tane imsakiye oğlum sen ne yaptın bu istanbul'un imsakiyesi ankarada sobada yakmak için kullanılır dedi. o an eşşek gibi anırasım geldi sözlük.
el frenini çekmeden bayır aşağı arabayı park etmek ve arabadan inmek. hızlı hızlı işinizi halletmeye gidersiniz, dönüşte arabayı göremezsiniz. 50 metre ilerde başka bir arabaya çarpmış sizi bekliyordur orada. ne güzel.
Yeni tanışılan insana, gülüp konuştuktan sonra ayrılırken "yanaklarından öpiim mi?" demek. Sonradan "o an seni bi sevesim geldi. Ben de şaşırdım nasıl dedim diye." şeklinde bi açıklama da var tabii. Ben değil de bi arkadaş yapmış. Gerçekten bi arkadaş ama.
"en aptalca" dalgınlık demek kendime haksızlık olur, daha aptalcalarını da yaptım mutlaka ama şimdi aklıma gelen bu oldu ;
bir filmini beğendiğim bir yönetmenin, başka bir filmini edinip, onu izlemek için kurulduğum ekranın başında yine o ilk beğendiğim filmi açmışım. ilk kare geldiğinde :
" bu adamın da bütün filmleri böyle mi başlıyor lan ? tamam ilki güzeldi de kendini bu kadar tekrar etmesi iyi değil " gibi düşüncelerle aptallığın sınırlarını zorlarken, ikinci kare geldi de aynı filmi izlediğime uyanabildim.
filmi sonuna kadar izleyip " vay amk, adam aynı filmi farklı isimle çekip millete yeni filimim diye kakalamış " diye ekran başından kalkmadığım için mutluyum.
markete gittiğimde kasiyer toplam 14 tl demişti aldıklarım için neyse bende cebimden bir 20 lik bir 5 lik çıkartıp ikisini aynı anda vermişim, kasiyerde ses etmedi arkadaş aldı para üstü olarak tekrardan iade etti o 5 lirayı(bu ben,m verdiğim 5 tl'lik kısım yani toplamda iki beşlik vermiş oldu). ben tam parayı alıp marketten çıkarken pardon ben 20 lira vermedim mi şu 5 lira fazla oldu demiştim. tabi tam o da kasaya bakayım dedikten sonra cüzdana bir baktım tüm param olan 25 tlyi vermişim allahtan cebimde yüklü miktarda para yokmuş yoksa o an hepsini verir mal olurduk. kasiyerde adama bak ya para saymayı bilmiyor hepsini verdi ne kadar tuttuysa al üstüne geri ver der gibi. yakın zamanda olduğu için aklıma bu geldi lan daha aptalca olan dalgınlıklarımı unuttum şimdi.
edit: yanlış intiba bırakmaması açısından parantez içi bilgi eklendi. astekler55'in hatrına.
Bilgisayardan film izlerken sıkılıp kumandayla filmi değiştirmeye çalışmak, film değişmeyince sinirlenip kumandayı kırmak. Ardından bilgisayarı farketmek.
entryleri okurken, beğendiğim bir entryi artı(açık oylama) butonuna bastığımda; "olmadı güzel kardeşim" yazısını gördükten sonra entryin benim olduğunu anlamak.