dosyaları teslim etmem gereken bir arkadaşın kapısına dayanmıştım. arabayı park ettim geldim kapıya. neyse zile basıyorum kimse açmıyor, basıyorum açmıyor. artık "telefon açayım bari" diye düşünürken, cep telefonumu arabada unuttuğumu fark ettim.
arkamı dönünce başımdan aşağı kaynar sular döküldü. araba yerinde değil. araba almış başını gidiyor arka arka. koştum yetiştim, açtım kapıyı çektim el frenini.
"senin ben dalgınlığını bilmem ne ediyim emi" dedim.
"az kalsın sokaktaki bütün arabalara kantin sırasındaki ergen gibi sürttürecektin allahsız" dedim ve bir sigara yaktım.
on yedi saat ağır mesaiden sonra evime gidip dinlenebilmek için ofisten ayrılan ben yaklaşık iki saat arabanın başında nöbet tuttum. nasıl mı? okurken yok artık daha neler deme arkadaşım,
sırtımda sırt çantam, omuzum da laptop çantam, elimde bir koli malzeme o kadar çalışmışım daha eve iş götürüyorum yorgunluktan geberisi bir durumdayım arabanın başına geldim kutuyu kısa bir sürede olsa sol ele aktardım, sağ el sağ cep arabanın anahtarını buldum kumandaya bastım cık cık dedi araba, eli cepten çıkardım kapıyı açıcam kapı açılmıyor, herhalde kitle düğmesine bastım dedim bir daha kumandaya bastım arabada ses var kapı açılmıyor, bagaja yöneldim bagajda kilitli, nerede bu kutup ayısı diyorum kendi kendime artık yorgunluktan kutuyu yere koydum sırt çantası ile laptop arabanın tavanında, bir kere daha denedim cık cık ses geliyor bütün kapılar kilitli dedim kumanda bozuldu herhalde artık manuel denemeye geçtim, anahtarı kapıya soktum açıcam kapıyı kapı açılmıyor dedim ben böyle şansızlığın böyle kutup ayısının sövüp duruyorum kaldık bir gece yarısı ortada iyimi ofis de kitlendi ne yapıcam, taksiye verecek parada yok cepte, artık arabanın arka kelebek camında yıllardır duran ve bu etiketin ne işi var burada diye hep düşündüğüm sökmeye yeltendiğim ama bir türlü üşengeçlikten sökemediğim etiketten yol yardımını aradım dedim ki; anahtarım ve kumandam arabayı açmıyor kaldım yolda yardım talep ediyorum. adresi verdim kaldırıma oturdum bekliyorum yaklaşık iki saat yakın bekledim zaten tonlarca saat çalışmışım üstüne iki saate yakın bekledim yol yardımı geldi ama bir hava ile geldi artist yollar boş ya açmış müziği son ses geldi.
-iyi geceler beyfendi.
-iyigeceler, abicim kaç saat oldu nereden geliyorsunuz trafikte yok nerdesiniz?
-beyfendi size tam zıt noktada arıza yapan aracı çekmeye gitmiştik özürdileriz.
-geldiniz ya önemi yok, anahtarım ve kumandam kapıları açmıyor ses var ama arıza yaptı herhalde, kapıyı açında evime gideyim kaç saattir uyumadım.
-anahtarı alabilir miyim.
-anahtarı uzattım
-bastı kumandaya ses var kapı kilit, anahtarı soktu kapı kilit, bir saniye beyfendi (aracına yöneldi malzeme alacak hah dedim hırsızlar gibi açacak kapıyı bir yandan da meraklandım nasıl yapacak diye uykum kaçtı.)
-hadi gözünü seveyim aç şunu
arkadaş aracından malzeme alıp gelirken bir kez daha bastı kumandaya, benim araca nereden baksan üç metre var çocuk durdu olduğu yerde, bir bana bakıyor bir sağına bakıyor bir benim arabaya bakıyor ne oldu durdun dedim. hala bana bakıyor uykum açıldı sinirlendim cevap vermiyor bana bakıyor. aloooo ordamısın ne yapıyorsun dedim, beyfendi bi yanıma gelirmisiniz dedi aha dedim çocuk dalacak bana, beni neden çağırıyor ayağına aloo diye tersledim lan ondan mı acaba diyorum bide uykusuzluğun üstüne sopa yiyicez iyimi dedim gittim yanına ne var dedim!
-beyfendi dedi anahtarı alır mısınız?!
-aldım.
-açma tuşuna basar mısınız?!
-bastım.
-peki dedi şimdi şu aracın kapısını açmayı dener misiniz?!
- o araba benim değil neden?
-siz bi deneyin lütfen.
denemez olaydım, kapı cırt dedi açıldı mal mal çocuğa bakıyorum kısa bir sessizlik beş saniye sürdü herhalde beyfendi dedi oradaki araba sizin değil bu sizin arabanız dedi ama ben hala sessizce mal mal çocuğa bakıyorum, dünya başıma yıkıldı uyku falan yok bi on yedi saat daha çalışırım herhalde. kendime geldim güldüm, az önce sert yaptığım çocuğa kardeş kusura bakma çok çalıştım uykusuzluktan geberiyorum, falan filan kardeş ayağı çektim çoçuğa, işte geri vitese takıp çocuğu hoş tutmaya çalışıyorum mahçup oldum çocuğa, gel dedim bir çorba ısmarlayayım sana deyip olayı hayırlı bir şekilde kapattım.
iki araba, aynı marka, aynı renk, aralarında bir araba daha var ve ben mallığıma doymayıp en kral dalgınlığımı yapıp hayatıma bir anı daha biriktirdim...
sigaraya yeni yeni alıştığım dönemlerde okul çevresindeki marketlerden tek sigara alınırdı. yine öyle bir gün gece içerim düşüncesiyle eve dönerken bir tek sigara alıp cüzdanıma zulaladım, gece oldu ve evdeki herkes uyudu, bende ergenliğin verdiği dürtüyle sigara krizi olduğunu düşündüğüm fakat adrenalin tutkusu olduğunu yeni yeni idrak ettiğim heyecam başladı, balkona çıkıp sigaramı yaktım. fakat bir terslik vardı, duman gelmiyordu yanmadığını düşünerek tekrar çakmağı çaktım, yine duman gelmedi, bu işlemi tekrar tekrar yaptım taki izmarit namına hiçbişey kalmayıp da sigarayı tersten yaktığımı idrak edene kadar... uzun lafın kısası yapılmış en aptalca daldınlık gecenin köründe sahip olunan tek sigarayı tersten yakmaktır...
not: 5 senelik tiryakiliğin ardından sigarayı bıraktım, mutluyum...
edit: bırakamadı.
barça maçı izlerken alexis sanchez'e alexis texas demek. Maçı izleyen akraba grubunun küçüklerinin pis pis sırıtması. Büyükler anlamadı iyi ki. Çocuklarda erken başlamış amk, 12 yaşlarında bebeler.
hafif rampaya parkettiğin arabanın el frenini çekmeyi unuttuğun için işin bitip te arabanın başına gelince sokağın trafiğinin çin trafiğine döndüğünü görmek.sebebinin yavaş yavaş geri geri kayan ve yolun tam ortasına gelip kaya gibi duran kendi araban olduğunu farketmek.
üniversite hazırlık döneminde bir kızla 2 haftada 5 bin sms bitirmek. her mesajda ''aşkım '' kelimesini kullanma sonucunda bu kelimenin beyne kazınmış olması. bir gün dolmuşa binerken, telefonla mesajlaşırken kaptana '' aşkım şurdan otogar alır mısın'' demek. sonra hızla dolmuştan inip olay yerinden uzaklaşmak.
küçük tüpe çay suyu koydum ve unuttum. bir süre sonra aklıma geldi koşarak mutfağa gittim. çaydanlık taşmış, ocak sönmüş, hafif bir gaz kokusu. hemen koşarak tüpü kapattım. buraya kadar normal. beni uçuklatan, olay sırasında ağzımda ki yanan sigarayı farketmemiş olmam. uçuyorduk vesselam.
sınıfın camından dışarıya doğru bakarken derste soru çözen hocanın örnek soruyu yanıtlamam için bana seslendigini ve bunu dakikalarca duymadığım için inada.bindirip duyana kadar bağırması. Sonuçta 15 dakika kadar sürmüş diyolar.
380 volt'luk 3 faz ara kablosunu önce elektrik panosuna bağlayıp, sonra da fişini prize takmam gerekirken, önce kablo uçları açık kablonun fişli tarafını prize takmam hayaımda yaptığım en aptalca dalgınlıktı.
kablonun ucu açık tarafını elime aldım ve panoya bağlayacaktımki, kabloyu yere bıraktım allahtan kablo şase yaptıda sigorta attı. yoksa şimdi yaşamyor olacaktım. işin en aptalca tarafı tarafı, aynı hatayı ikinci kez tekrarladım. bu defa ben değil, iş arkadaşım rahmetlik olacakatı. allaha şükür ki, iki kazayı da ucuz atlattık.
annem anannem bi adet kız arkadaş ve piç kuzenle yenilen öğle yemeğine devam ederken piç kuzenin laflarına yanıt verme esnasında oluşan dalgınlıkla kuzenden gelen atak üzerinde masanın ortasında tam ağzı doldurarak ''yarrrrrrrrraakkkkkk'' dedikten sonra oluşan sessizlik anı.
yalova sahildeki otoparktan çıkarken hararetli dert anlatma hadisesinde
yolu ayırmak için gerilmiş olan zincirin üzerinden atlarken
zincire basmak ahmaklığı ile bir ileri-geri sallanma akabinde yükselerek yere yapışmak.
konuşurken zincir üzerinden atlamıyormuşum demek.