bugün

gördüğüm kadarıyla, atarlı dayı taksiciye arabadan inip dalacakken taksicinin cüsseyi görüp ' ya bu trafik niye akmıyor ' diye lafı kıvırmasıdır.
kapıda zili çaldıktan sonra yukarıdan '' Oğuzhan? '' diye seslenildikten sonra benim '' kim o ? '' diye sormamdır.
annem bir haftadır bulgaristan da sözlük. babama acır oldum, ev yemeği geçmedi adamcağızın boğazından annem gideli. karar verdim tarhana çorbası yapmaya. tereyağı erittim, bir diş sarımsak doğradım, 4 bardak suyu da döktüm tencereye. su kaynayınca hafif sulandırdığım tarhanayı*da ekledim bıraktım kaynamaya. bir süre sonra tencerenin başına gittim ortada ne tarhana kokusu var ne de görüntüsü. çorba olacağı yerde bebek maması gibi koyu bişey olmuş yemek. allah allah derken kapının köşesinde kocaman kavanozdaki tarhana gözüme çarptı. tarhana yerine bulgur koymuşum sözlük. o bulgurda kaynadıkça şişmiş şiştikçe kaynamış. o şoku atlatınca her şeyi baştan yapayım aptal bir dalgınlık işte dedim. bu sefer tüm malzemeleri doğru koydum çorbayı bıraktım kaynamaya. vakit geçirmek için odama geldim. geçirdiğim vakit 2 saat sözlük. tarhana katı halden buhar haline geçmiş geçemeyen de tencereye yapışmış yanmış zaten.
otobüste üç karton sigara unutmak.

on beş gün kadar oldu. havaalanından aldığım ve henüz parasını ödemediğim (her hakkı kredi kartında saklı) otuz paket kutu cameli metro firmasında unuttum henüz geri dönen olmadı. dönüceklerini de sanmıyorum. 600 daldan oluşan sigaralardan sadece 1 evet bir adet içebildim.
yeşilköyden otogara taksiyle geçerken taksici, abi sigaram yok versene bir paket, dedi verdim. açtık birer tane tellendirdik. otogarda birisi valizime yapışıp taşıdı. ona 2 avro verdim. sigara da istedi vermedim. işte o son hareketi yapmayacaktım.
gecenin ikisinde kar yağışlı edirneye ulaşınca da -memleket özleminden olsa gerek- üst rafa koyduğum sigara poşetini unutmuşum.
sigara da zamlandı, zarar 240 tl.
helal olsun ama içenlere, alan ya da çalan kendisi içtiyse haram etmiyorum, küfür bilem etmedim. benim aptallığımın cezasını tabii ki ben ödeyecektim.
ama paraya çevirdiyse onun taamınakoyayım.
yemek yemek için gittiğim mekanın kapsını bulamayıp mal mal kapının yanında beklemek yapmayın arkadaşım şunları camdan.
para çekip kartı bankamatikte unutmak, bunlardan biridir.
kadınlar tuvaletine girip pisuvarların olmayışını tadilat mı var deyip sağa sola bakmak.
yatarken bir lensi çıkarıp, bir lensi çıkarmadığının farkına varmamak. Çıkardıktan sonra gözlükle film izlerken de olan bulanıklığa sövülür. Sabaha bir gözünü açamama ve ayağa kalkınca başın dönmesiyle fark edilen bir durumdur.
büfeden içeri girip elimde gazeteyle, "bir öğrenci alır mısınız," diye sormuşluğum vardır.
geç kaldığım bir buluşmaya bahane bulmaya çalışırken, 'bir yandan telefonla konuşurken' "tamam gelicem telefonumu arıyorum o yüzden" demek.
Belini inciten babamin agrisini azaltmak icin ugrasiyorduk. Klasik yontemlerden biri olan havlu ve sicak utu ikilisini kullanacaktik. Her sey cok normal giderken, anlik bir dalginligimla, utunun buhar dugmesine bastim. Benim basmamla babamin yataktan ziplamasi arasindaki sureyi siz tahmin edin artik. * utumuz degiseli cok oldu ama babam sirtinda yillardir utunun 3 delik iziyle geziyor. *
tuvalette mesajlastiktan sonra telefonu tuvalete atip sifonu cekmek. (neyse ki ucuz bir nokya konektin pipıldı)
demlikteki suyu bardaga doldurup icmistim. Puskurtmem bir oldu.
elde mandalina tabağıyla tuvalete yönelmek.
ele karşı tarafın girdiği halde kozu unutup, yanlışlıkla koz çekmek.
gözlüklerim gözümdeyken onları aramak,sonradan ben nasıl iyi görüyorum diye farketmek.
lisede klasik boktan bi ders. hangisi olduğunu hatırlamıyorum. adamın anlattığı bana ninni gibi geliyo. bende koydum kafayı yattım. heralde birazda yorgunum dalıp gitmişim iyicene. hoca yanıma gelip koltuk altımı gıdıkladı. bende tiki olan adamım dokunsan bi refleks veririm. hoca bunu yaptı benim "ananıskiim" demem bir oldu.
utandım tabi haliyle millet gülüyo. hoca benden daha çok kızardıydı. liseden görenler halen daha dalga geçer bunla.
bir anda yanındakilerin varlığını unutup gaz çıkaran kişinin dalgınlığı...
baba rakıdan bahsederken ben alkolün kafasını sevmiyorum demektir.
gece saat 7 gibi dolmuş bekliyordum bir yağmurlu günde. o kadar yorgunmum ki eve gitsem direk yatıcam öyle . kaldırım taşlarına yatsam yatarım o hesap. neyse bir dolmuş geldi. bindik gidiyorum her şey normal. ama şu var tanımadığım adamlar doldu arabaya. o kadar dolmuşu kullanıyorum ki o gün anladım amk. herkes bir tanıdık neyse gittik gittik ben kıllandım tabi. bir yere gidiyoruz ama diyedemiyorum. en sonunda son durağa kadar geldik. şöför dedi geldik inin. herkes indi ben kaldım mal gibi amk. sonra işte dedim benim eve gelmedik daha. dedi bura son durak sen nerde ıturuyosun yukarı mahalledeyim . dedi burası aşşağı mahalle. yanlış binmişşin. vay amk. neyse adam baba adam çıktıda beni götürdü sağolsun. koskoca yukarı mahalleyi aşşağı mahalle diye okuyon beynimi zikeyim. dalgınlık işte.
bir yere giderken evden 1 km uzaklaşınca parAyı yanıma almadığımı hatırlamak. ParAyı geri almak için kapıya geldiğimde parAyı montun cebine koyduğumu farketmem. Ulan sığır gibi o kadar yolu boşa teptik.
sucuk kızarttıktan sonra kızgın tavayı naylonun üstüne koymak.
Lisede sınav esnasında, sınav önceden bitirilmiştir. Ancak dışarıya öğrenci çıkışı olmadığı için can sıkıntısı ile teneffüs zilinin çalması beklenir...

Beklerken kafayı sıraya koydum. Cam kenarında oturuyorum, orta sırada ise bizim dönemin en taş kızlarından biri. Gözüm öyle bir dalmış ki hayal dünyasındayim, kafamda binbir türlü düşünce. Gözlerimin nereye baktığını bilmiyorum. O sırada birden kendime geldim. Ne yapıyorum lan ben dedim kendi kendime.

Daha rezili şu ki gözlerimi yavaşça yukarıya kaldırdığımda, istemsiz bir şekilde bacaklarına baktığım kız ile göz göze gelmem.. Bu da böyle rezil bi dalgınlık..
Birkaç hafta önce yaşandı. Bir pazar sabahıydı. Ancak ben o günü pazartesi sanıyordum. erkenden kalktım, sabahın köründe hazırlanıp okula gitmek üzere otobüse bindim. Tabii yolda uyuyakaldığım için kendimi çarşıda buldum. indikten sonra pazar günü olduğunu farkettim. Birkaç dakika sonra tekrar otobüse bindim ve evime dönüp mışıl mışıl uyudum. Böylece sabah sabah 2 saatlik bir yolculuk macerası yaşadım. Allahtan evdekiler bu süre boyunca uyuyorlardı da bu aptalca dalgınlığı farketmediler.
evin anahtarını almadan çıkıp, evi çilingir ile basit bir şekilde açtırıp mal gibi 15 tl bayılmaktır. Açarken zorlasa bari, iki darbe küt açılır. Adamın kabahatı yok, vur kafanı duvarlara, gitti 15 tl boku bokuna.