Dün gece Alsancak'taydık. izmir'i çok iyi bilen bir adam değilim, misafiri olduğum kız arkadaşımla beraber alsancak'a geldik, arabayı her zaman bıraktığı bir cadde üzerinde, duraklama yapılmaz tabelasının biraz ilerisine bıraktık. Arabadan inerken tabelanın vermiş olduğu psikolojik etkiyle olsa gerek, "ulan arabayı çekmesinler" dedim içimden. Neyse, gittik yemek yedik, eğlendik, birkaç mekan değiştirdik, içtik falan. kafalar da güzel oldu. Gecenin sonunda 2 arkadaş daha eklendi bize, eve döneceğiz hep beraber. ulan arabanın olduğu caddee yürüyoruz, başından sonuna kadar arabaya bakarak gittik. tabelanın önüne geldik araba yok. Sağa bakıyoruz yok, sola bakıyoruz yok. Dedik arabayı çekmişler.
Saat sabah 5-6 falan. Yapılacak bir şey yok zira hem kafamız güzel, hem de araba çekilmişse otoparktan çıkarak kadar para yok üzerimizde. Dedik yarın hallederiz, gittik bir yerde kahvaltı falan derken geldik eve. Gece boyunca da arabanın sahibi kız arkadaş "çalınmış falan olmasın araba" diye kendi kendini gerdi durdu. Bütün gece de uyuyamamış bunu düşünüp. Araba da annesinin, öyle bir şey olsa komple bir sıçış söz konusu. Bugün kalktığımızda arkadaşımın tanıdığı bir taksici varmış, adamı aradık dedik böyle böyle arabayı çektiler. Hem bizi götür hem de nereye çekerler ne yaparlar bilirsin sen diye. Adam geldi aldı bizi, atladık gittik o bölgedeki araçların çekildiği otoparka. Adamlara plakayı verdik, baktılar, ettiler. Yok. Böyle bir araç gelmedi buraya diyorlar. Arkadaşım zaten diken üstünde acaba çalındı mı diye. Diğer otoparklara sordurduk, adamlar sağolsunlar yardımcı oldular ilgilendiler, sordular diğerlerine falan. Yok. Araç hiçbir yere çekilmemiş.
Arkadaşa bakıyorum kendini bıraktı bırakacak araba çalındı diye, gözleri dolu dolu. Dedim sıçtık harbiden. Neyse oturduk konuştuk taksiciyle, adamlarla falan. Dediler karakola gidin ifade verin, yapılacak tek şey bu. Ne yapacağız, ne edeceğiz, araba lan bu boru değil yani. Cüzdan çaldırmıyorsun düşünüyoruz kara kara. Atladık taksiye gidiyoruz karakola doğru. Kız arkadaşım dedi, tekrar bir bakalım arabayı bıraktığımız yere diye. Züürt tesellisi hesabı, kaybedecek bir şeyimiz kalmamış artık dedik bakalım tabi.
Arkadaş araba tam bıraktığımız yerde duruyor lan. Tabelanın altında direkt. Dün gece 4 kişinin göremediği araba resmen taşak geçer gibi aynı yerde olduğu gibi duruyor. inanamadık gözlerimize, hala da inanamıyoruz zaten. Kız arkadaş taksiciye "abi araba orda" dediğinde adam "gerizekalısınız siz" dedi direkt. Arkadaş babasını aradı, araba bıraktığımız yerde diye, telefonda bir kahkaha, "kızım sen benim çocuğum olduğuna emin misin bu beyinle" demiş kıza. Eve geldiğimizde beri yaptığımız salaklığa mı yanalım, o arabayı nasıl göremediğimize mi yanalım, aynı caddeden gitmeye karar vermesek 5 dakika sonra arabayı çaldırdık diye vereceğimiz ifadeye mi yanalım yoksa diyelim ki verdik ifadeyi polislerin aracı orda bulacağına mı yanalım. nerden bakarsan bak böyle bir aptallık yok.
cod atarken stratejik bir yer tutmuştuk. birimizin bile ölmesine tahammülümüz yoktu. benim hedef bir arkadaşın üzerindeydi elimde de pompalı vardı. o sırada ne olduysa bir şeye güldük elim yanlışlıkla fareye değdi. çat ! tek seferde aldım takım arkadaşımı amk.
bölgeyi kaybettik... *
televizyon izlerken, birden kanal değiştirmek için kumanda aramaya başlamak ve tam 15 dakika boyunca odayı alt üst edip kumandanın başından beri sol elde olduğunu farketmek.
arkadaşımın evinde kaldığım bir gün. sabah bi iş görüşmesine girmişim ve akşam 6ya kadar dolaşmışım. arkadaşımın evine geldiğimde anahtar kapıyı açmıyor. o sırada bi teyze yan taraftaki kapıyı açıyor ve sen x'in oğlu musun diyor. ben de yok teyzecim ben arkadaşımın evine geldim diyorum. teyze içeri giriyor ama anahtar hala kapıya uymuyor. ananıskim bura arkadaşın evi değil ki deyip anahtarla zorladığım kapıyı çalıyorum özür dilemek için ama açan yok. neyse arkadaşın evine giriyorum. o beni soran teyze tut sen ev sahibini arayıp sizin eve hırsız girmeye çalışıyordu de. ev sahibi eve gelip kapının önünde beklesin. polisleri aradım geliyorlar diyor ev sahibi. ben kapı deliğinden dehşetle izliyorum olayı. çıksam mı çıkmasam mı tereddütleri içinde şimdi çıkmazsam bu adamlar kapıda bekleyip çıktığım anda enselerler beni diyorum sanki bir suçum varmış gibi. çünkü yüzümü gören teyze de onlarla bekliyor görgü tanığı olarak. neyse 3,5 ata ata açtım kapıyı durumu anlattım. ev sahibi kızdı köpürdü, ben de sinmiş bir vaziyette eve girdim geri. böyle de bir dalgınlıktı benimkisi.
dün apartman dış kapısının üzerinde anahtarlarımı unutmak. gittiğim yerden eve dönerken farkettim ama elden gelen birşey yoktu. döndüğümde hayırseverin biri postakutusunun içine koymuş çok şükür ev ve eşyalarda yerindeydi. nasıl bir dalgınlıksa hiç olmazdı böyle şeyler bende.
sigarayı tersten yakmaktan, tv kumandası ile telefon etmeye çalışmaktan, çalmakta olan telefonu açmadan kulağa dayayıp 'alo..alo' diye bağrınmaktan... söz bile etmek istemiyorum.