iki gün haber alamadığım arkadaşıma şöyle bir mesaj attım
canım galiba telefonunu kaybettin merak ediyorum herhangi bir numaradan mesaj atabilirsin
numaram ezberinde yoktur şimdi veriyim yeniden 05..bla bla,bide koltuğun arasına falan bak.
genel itibariyle "hassiktir" ile başlar bu dalgınlıklar. her insan potansiyel olarak bu fıtrata sahiptir, o sebeple dalgın bir aptal görürsen "aaa hem dalgın hem aptal yıh yıh" diye barni moloztaş gülüşü atma yarın sana "uhah hah hah" diye ilyas salman gülüşü atarlar sıkıntı çıkar.
Okuluma gitmeden önce notlarıma bakmak ve sözlükte birkaç dakika geçirmek için bilgisayarımı açtım ve oturdum. Sonra ilk işim notlarıma bakmak falan oldu. Her neyse, ondan sonra youtube.com yazıp açtım, aramaya yanıbaşımdan yazdım ve dumanın güzel o güzel şarkısını açtım. Ve yeni bir sekme açarak sözlüğe giriş yaptım. Bir iki dakika sonra ulan ben şarkı açmıştım deyip diğer sekmeyi açmamla, hoparlörün sesini açmadığım meydane çıktı. Hayır, dumanın o güzel şarkısını hoparlör kapalı bir şekilde dinlemek, bir benim aklıma gelirdi sanırım.
sabah işe giderken çocuğun bezlerini çöpe atmak yerine arabanın bagajına koyup bütün gün onlarla gezdikten sonra ve gün boyu arabada da ne bu koku nereden geliyor acaba diye akşama kadar düşünüp, akşam eve dönüşte siparişleri bagaja koyarken kokunun nereden geldiğini anlamak.
annemin öğretmen arkadaşının başına gelmiş olaydır.
pikniğe giderken yolun engebeli olması sebebiyle arka kapı açılır ve iki kardeş arabadan düşer. sürücü ise bu durumu yaklaşık 300 metre sonra fark eder ve dönüp geri alır çocukları. çocuklarında pek bir şeyler yok bu arada.
-telefondan mesaj çekerken direğe çarpıp özür dilemem.
-bir grup arkadaşla yolda yürürken başka arkadaşları görmemiz ve içinde bulunduğum grubun onlara selam vermesi ve bunun üzerine onlarla birlikte benim de 'aleyküm selam' demem.
-benim için fazla dar olmayan bir yerden geçmeye hazırlanırken şişman bir arkadaşımın 'oradan geçemezsin, gel şuradan geç.' demesi üzerine 'ben şişman değilim ki oradan geçebilirim...' diye cevap vermem.
-kalem elimdeyken deli gibi çantamda kalem aramak.
-elektrikler kesilip bilgisayar kapanınca aklıma 'olsun, elektrikler gelene kadar ben de televizyon izlerim' şeklinde süper bir fikir gelmesi. veya da ışığın lambalarına basıp ışıkların yanmadığını görüp neden ışıklar yanmıyor, bozuldu mu acaba, diye düşünmek.
derste hocanin bana seslenmesi ve benim he ne var diye karsilik vermem. cok farkli seyler dusunuyodum yine cok dalgindim ve cok sinirliydim. baya utanmistim.
Banyonun lambası yanmayınca elektrikler kesik zannedip yarım saat gelmesini bekleyen, Beklerken de canım sıkılmasın diye televizyon seyreden kişiyi tek geçerim.
-elinde tv nin uzaktan kumandası ile apartmandan çıkıp arabaya binmek. farkedince de "ulan konu komşu görmüştür, geri bırakmayayım da tamire götürdüğümü sansınlar" demek.
-yola çıkınca arabanın düz gittiğini farkına varmak. el freni ile durmak ve direksiyon kilidini ( baston şeklinde olanlardan) açmak.
-bağlarbaşından kuzguncuğa giderken iki kere karşıya geçmek, zincirlikuyudan geri dönmek. ( köprüden önce son çıkış!).
kız arkadaşımı evinden almışım, anadolu yakasına kahvaltıya gidiyoruz. cumartesi sabahının güzel güneşiyle değil de kızın güzelliğiyle aydınlanıyor sanki istanbul'un eşsiz boğazı. kandilli'ye döneceğiz köprüden. oradan da ver elini cemile sultan korusu. o anda bir soru gelir, ufak bir öpücükle;
-benden ne kadar etkileniyorsun
o anda yol ayrımından sağa girilecekken sola girilir. bir de bakmışsın, köprüyü tekrar geçiyorsun. başka dönüşün yok. boğazın o güzelliğiyle bir kez daha kucaklaşırsın o öpücüğün verdiği telaşla.
tekrar dönülür ve aynı yol ayrımına geldiğinde gereken uyarıyı yaparsın; "sorunun cevabını bir kez verdim" diye. güler geçersin.
en olmayabilir ama dalgınca bir aptallık olarak:
Bime girerken kapıyı açılmıyo diye tekmelemem, içeriden orası çıkış bayan giriş yan taraf diye uyarı almam.
Elimde telefonla giderken mesajlaşıcam diye kocaman bi adamın göbeğine çarpmam. Ve dikkat et yiğeniim diye ayar almam.
28 aldığımı duyunca öğretmene hassiktir diyip oha ne diyosun abi diye yanımdakine boka atmam.
zemine inmek için asansöre binip bulunduğun katın butonuna basmak ve "allalaa bozuk mu bu asansör yaa" diye mal mal düşündükten sonra tekrar butona basınca yaptığın salaklığın farkına varmak.
evet bu hikayedeki mal ben, bizzat kendimim.
korsan taksi kullananlar bilir, çevirmeye falan girildiğinde şoförün adını sorarsın ki polis bu kim dediğinde "ya bizim yılmaz abi, iş yerinden abimiz" demek için.
alkolün bana verdiği yetkiye dayanarak kendimi pilot ilan ettiğim günlerin birinde normal ticari taksiyle eve dönerken, artık neyin paniğine kapıldıysam ilerde gördüğüm çevirmeyi fark edince şoföre birkaç kez adını sordum. Adam anlamayınca da "abi çevirme var ilerde" deyip tutkulu bir korsan taksi kullanıcısı olduğumu afişe ettim resmen.
adamın bakışlarına mı yanarsın, taksideki cemaatin taşak geçmesine mi yanarsın valla bilemedim.
onu bunu bilmem arkadaş yok ocakta yemeğini unutmuş yok otobüste uyuyup son durakta inmiş geçin onları. yapılmış en aptalca dalgınlık hatta aptallığın daniskası nedir bilirmisin arkadaş tek ders sınavına girmişin 4 gün gece gündüzde çalışmıştırsın sınava 2 tane soru aynı formülden yola çıkılarak yapılır sen notların fotokopisini çektirirken (kendin ne sikime not tutmazsın abe ibine) formülün başındaki ufak bir yer çıkmaz sende formülü yarım yazarsın soruyu yanlış çözersin dersten kalırsın okul yarım dönem uzar.
3590. ilk defa gördüğümüz ve tam olarak ne işe yaradığını çözemediğimiz tuşlara basmak.. tabi bu buton yoğun bir merto çıkışı yüksek bir yürüyen merdivenin durdurma butonuysa herkes arkasına bakıp ne yaptın der gibi baktıysa çok aptalca olduğuna kanaat getirilir..kırmızı yapmasınlar abi ya daha bi basası geliyo insanın.. hem bastı mı duran şey tekrar basınca neden çalışmazsa onuda çözemedim
