geçen gün porno izlerken başıma gelen hadise. film öyle sürükleyiciydi ki, dalmışım tabii filme. yanlışlıkla 31 yerine 62 çekmişim. fışkırmasa farkına da varacak değilim ha. *
edit: adamlar ciddi ciddi komik(!) dalgınlıklarını yazıyor bi de ya :)
1.gece yarısı 3.kata çıkacağın yerde 4. kata çıkıp üst komşunun kapısını zorlamak.
2.ayakkabının tekini bir misafirlik dönüşü karıştırmak ve bunu 1 ay sonra farketmek.
3.Kışın ortasında, ayazın dibinde montunu dershanede unutmak ve eve gelene kadar farketmemek.
Yağmurlu bir kış günü, moralim bozuk. Metrodan indim. Yürüyen merdivenin ilk basamağına çıktım, yukarı çıkmayı hayal ediyorum. Üstelik fazla uzun sürmesi beni tav ediyor. Uzun sayılır bir süre orada bekliyorum. Oysaki yürüyen merdiven çalışmıyormuş.
- Çalan cep telefonunun yerine, masadaki dahili iş telefonunu cevaplamaya çalışmak, karşıdan cevap gelmeyince bir gariplik olduğunu hissetmek. zira cep telefonu hala çalmaya devam etmektedir.
- iş yerinde bilgisayarın başında çalışırken kendini bir an evde sanıp sigara yakmaya yeltenmek. ağızda yakılmak üzere olan sigara varken, yaklaşık 30 kişinin sana şaşkın şaşkın baktığını fark etmek, sanki bilerek espri olsun diye yapmış gibi, işi şakaya vurmak, ancak iç sesle de sağlam bir "hassiktir" çekmek.
- akşam eve anahtar yerine, iş yerinde kullandığınız yaka kartıyla girmek istemek. kapıda kartı okutacak yer bulamayınca kısa bir süreliğine de olsa afallamak.
tanım:
bazen aşırı iş yoğunluğu nedeniyle insanın başına gelebilen dramatik olaylardır.
avmlerin kozmetik reyonunda traş köpüğünü deodorant sanarak tam boğaza sıkmak ve bunu epey gezince insanların garip bakışları ve gülüşleri sayesinde anlamak. *
gideceğiniz istikamet yerine ters istikamete giden metrobüse binmek ve bunu anlamadan son durağa kadar gelmek ve herkes indikten sonra başını kapıdan çıkarıp etrafa bakmak ve burası inmem gereken son durak değil diyerek dumur olmak.
Kırılan çay bardağını çöpe atmak. ardından biriken gazeteleride çöpe atıp çöp kabarmasın diye elle sıkıştırmaya çalışmak. evet cam elime girdi ve akabinde ele 8 dikiş. atardamarı kesmiş bir de terbiyesiz.
efendim geçen pazar sabahı yüzümü yıkayacağım bir baktım su akmıyor tabi tüm kartlı sayaç sahiplerinini ilk vereceği tepkiyi verip suyun bittiğini düşündüm. hemen kartı alıp bodrum kattaki sayaç odasına gittim. tabi bu arada sabahın köründe kimse görmez diyerek pijamalarım ve pofuduk terliklerimle. kartı taktım bir baktım su var. suyun kesik olduğunu anlayıp evde de hiç su yok ne bok yiyeceğimizi düşüne düşüne asansöre bindim. kapının önüne geldim anahtarı sokuyorum kapıya anahtar girmiyor yaklaşık 3-4 dk zorladım kapıyı ta ki içerden sesler gelene kadar. o an jeton düştü bir baktım bir alt katın kapısını zorluyorum açmak için. yanlış katta indiğim yetmezmiş gibi kendi kapımda koskoca bir süs asılı önünde paspas var onların yokluğunu bile fark etmemişim. tam arkadan biri kapıyı açmaya başlayınca nasıl kaçtım sözlük ayağımda ayılı pofuduklarımla anlatamam. asıl ilginci eve geldim nefes nefese evde su akıyordu.
dalgın bir halde kirli donunu sepete atmak için banyoya girip, donu sepetle yanyana duran klozetin içine bırakmak. daha sonra "naptım lan ben?!!" dumuruna uğrayıp çabucak donu çıkarıp "napıcam ben şimdi bunu?!!" diye ikinci kez dumura uğramak.
acaba su ısındı mı diye düşünürken bunu kontrol etmek için eli suya daldırmak, kitaplığın dolabına koyucam diye boyaları buzluğa koymak ve bunu 2 hafta sonra annemin söylemesiyle farketmek.
evin kapısına gelip arabanın uzaktan kumandasına basarak ev kapısının açılmasını beklemek. açılmadığını göründe daha sert basmak ardından ne kadar salak olduğunun kanısına varmak.
üniversite kantininde dürüm ve ayran alınır ve bir masaya oturulur. yalnız masa ortalardadır. bu arada ayran çalkalanır ve üzerine çok da küçük olmayan bir delik açılır. daha bir yudum almamışken pencere kenarında bir masa boşalır. kalkılır ve oraya geçilir. masaya oturulur ve ayran tekrar çalkalanır. sonuç üst baş komple ayrandır ve çoktan rezil olunmuştur.