öncelikle;
evet, kitaba sadık kalınmamış,
evet, abartı tesadüflerle dolu,
evet, çok saçma olaylar da oluyor,
evet, fazla dramatik,
evet, entrika, yalan dolan dallası aratmıyor,
sonuç;
beğenmeyen izlemesin kardeşim!!!
neyse...
buzdolabı fikrette evliya sabrı olduğuna inandığım dizidir. leylaya sinirim faha da artmakta ama sabrediyorum. sonuç olarak benden önce ailesi var haddini bildirmeye. neyse... can'ın karısı (unuttum adını bu hafta sorarım); yahu kadın!! kıskanıyorsun da neden hala kontrollüsün? adamın boşanma sebebi bu kontrol değil mi?
ve son olarak ali rıza bey de leylaya süper ayar verdi bu hafta, can bey senin abin dedi.
evvet, bugün de bize ayrılan sürenin sonuna geldik. haftaya aynı saatte yeni bir "tarih ve saat; ile yaprak dökümü hıncı" programında görüşmek üzere. esen kalın.
(bu akşam da parmaklıklar ardında izliyip yarın da oraya sarkayım.
en sonunda maaile uçak kazasında ölmelerini beklediğim Ali rıza bey ve şurekasının başrolde olduğu dizidir. entrikanın ustasıyım ferhunde'nin hastasıyım bu arada.
--spoiler--
can boşancak ruh doktoru karısından. leyla can'la evlenecek. necla kaptı kaçtı yapıp can'ı alacak. sonra oğuz hapisten çıkıp fikretin kaynanası cevriye hanım'ı dövücek. tahsin de gidip ferhundeden para isteyecek. ali rıza bey ölür o arada
--spoiler--
kitabıyla düşündüren, tiyatro oyunuyla ağlatan ve şimdi de dizisiyle yakamızı bırakmayan reşat nuri güntekin eseri.
dizi, reklam aralarından sonra 5 dakika geriden yayımlanarak aynı acılı sahneleri iki kez izlememize neden olmakla kalmayıp çarşamba gecelerinin mutsuzluk ve uykusuzluk kaynağı olmuştur. bir de senaryonun el verdiği her sahnede sen hala benim için küçük bir kız çocuğu diye başlayan şarkı insanı iyice bunalıma sokar. başlamadan önce "ruh sağlığını olumsuz yönde etkiler" uyarısının yapılmasını gerekli bulduğum, insanı antidepresan kullanmaya iten dizidir. yalaley yalalay...
bu haftaki bölüm sonundaki ezik tahsin'le bayan elemanın sarılma sahnesi yaran dizi. o kadının düz zeminde ve de 30 santimetrekarede nasıl ayağı kaydı da düşme tehlikesi yaşadı, ezik tahsin kadını bir anda neden belinden kavrayıp yalama pozisyonuna getirdi, anlamadım. zorlamanın da bu kadarına pes. vallaa billaa pes...
leyla'nın hatırladığı flashback yapılan sahnelerden sonra utanması gereken kişi leylaydı aslında. necla'nın sevgilisini elinden alan, adamla yatan(tecavüz diyeceksiniz, de onca ayartmalardan sonra bir de evine gidince adamın uğradı tecavüze salak), o adamla evlenen, hiç bir hatasından sonra yüzü kızarmayan, üstüne hava atan leyla, o boşanmamışken kocasına kaçtı diye neclaya kızıyor.
necla oğuzu seviyordu, oğuz da necla'yı, leyla yırtık dondan çıkar gibi çıktı, şimdi de tribe giriyor, elide ne varsa leylaya fırlatmak istiyorum ben.
zaten şirketteki zevzek kız da verdi eline leyla'nın, patronun eşiyken sekreter oldun şimdi dedi.
hava atmayacaktın leyla!!!
çok sinirliyim, hırsımı alamıyorum, seti basmaya gidiyorum ben, allahaısmarladık.
hem geçim sıkıntısı, hem de borcun gırtlağa dayanması gibi sorunlarla cebelleşen ailenin kızları ve gelinlerinin bir giydiğini bir daha giymemeleri göze batmaktadır.
ehh, günde 5 kıyafet değiştirirsen, saçlarındaki boyanın parlaklığı hiç eksilmezse, olacağı budur.
ayrıca, farkedilmiştir ki; iş bulmak epey kolay olmuştur artık günümüzde. herkes yaman bey gibi zengin biriyle arkadaş olursa, sırtı kimsenin yere gelmez. adam her işinize koşar. onun da tek derdi sizsinizdir zaten.
tefeciye olan 35 bin ytl'lik borcu anında öndemiş bilirsiniz.
kardeşinizin tahsili, eğitim durumu, dil bilgisi nedir gözetmeksizin koskocaman şirkette sekreterlik yapabilir. (bkz: torpil)
bu sezon dizinin bazı yerlerde çuvalladığını kabul etmek gerekir. ucuz ve klişe sahneleri bol tutmaya başlanmıştır artık.
oğuz'un hastaneden kaçma sahnesini türk filmlerinden arakladıkları düşünülebilir *. şöyle ki; odanın birinde doktor önlüğü her zaman bulunur. ve nedense kahramanımız onu üzerine giyerek kaçmayı akıl eder. ve ne hikmetse, ne kapıya dikilen asker, ne de diğer hastane görevlileri, böğründen bıçaklanmış, ve topallaya topallaya giden bir doktoru(!) hiç garipsemezler. "bu doktor da yeni galiba?!" demek hak getire zaten. adam elini kolunu sallaya sallaya hastaneden çıkar. süper.
leyla nın şımarıklığı artık tahammül sınırlarını zorlamaktadır. seyirciler olarak biraz daha sabrettiğimiz takdirde leylanın kendi başını yemeye doğru gittiğinin ipuçlarını vermeye başlamıştır senarisler. ya da ben verilen flashback görüntüleri yanlış yorumluyorum !
Dizinin - kitabın diyemiyoruz - Leyla ve Necla kardeşlerin namus meselesi üzerinde şekillendiğini söylemek gerekiyor artık. Bir de madem güzel bir hava yakaladınız şu afyon etkisi yaratan müzikleri koymayıp diziyi kirletmeseniz nasıl olur? Her duygusal sahneden sonra insan duygusunu sömürmede etkili bir araç haline gelen bir müzik giriyor.**
son bölümü tv ve sinema tarihinde olabilecek en basit kucağa düşme sahnesi ile bitirilmiş dizidir. şimdi bundan sonraki bölümde fikret in fikret liğini yapıp o mükemmel sukuneti ve sağduyusu ile gördüğü o sahneye sadece gülüp geçmesi beklenmektedir. hatta kendine has o nüktedan tavrı ile (anlayana) ders verir tarzda ufacık bir espri de patlatırsa tam yerinde olur.
yemek yapılması duygularıma tercuman olmuştur.zira izlerken anneme nohut pilav yapmasını,kardeşime de gidip ekmek kadayıfı almasını buyurmuş fakat avucumu yalamışımdır.
leyla zıvanadan çıkmıştır,şevket on numara adamdır.
ekranlarda en çok yemek yenilen dizi. insanın iştahını açıyor dizi, her bölümde 2 oğün yemek yeniliyor. o kadar hazırlık yapılmasına karşın yemekte pek bir şey yenilmiyor.
