ucgende alan : anne bu dizide kim kötü şimdi şu sakat adam mı ?
anne : yok şu tipi kaymış var ya o
ucgende alan: he şu tipi kaymış mı. he tamam.... ya hangisi delirtmesene adamı bunların hepsinin tipi kayık !
anne : ferh..
ucgende alan: sakın ferhunde deme anne, ferhunde iyi lan aslında
(bkz: öl bit geber artık)
bir insanın bütün evlatları mı bu kadar orospu çocuğu ve hayırsız olur ? diyecem ama oluyormuş.
orospu çocuğular çünkü anne hayriye'nin ne mal olduğu ayen beyan.
oturup tek bölümünü izlemis değilim mamafih ev ahalisi baktikca mecburen göz gezdirmek zorunda kaliyoruz bu işkenceye zaman zaman. gördük ki aralık'ta bitiyormuş nihayet. yapımcılara tavsiyem bitişin hemen ardindan yaprak dökümü - ayse the serial killer spinoff'a baslamalaridir. küçük yasta bu kadar olayı görüp kaderine isyan eden ayse'nin hayattan intikamını alisini gostermeleri ay yapımın turk halkına borcudur. dizinin en az yuzde 25 share alacağını garanti ederim senaryoyu tayfun güneyer yazarsa tabii. bir tavsiyede bu boktan diziyi bu güne kada izlemiş yurdum insanina. malum arabesk icimize işlemiş acitasyona bayılıyoruz. bizde yalan yok bizde severiz acı çekmeyi. yine aynı kanalın diğer dizisi erkin baba sarkisi öyle bir gecer zaman ki'yi izlemeleri tavsiye edilir. yine aglarsiniz fakat daha gerçekçi ve daha samimi bu dizi insanı aynı zamanda mutlu da eder. bi başrolde ki kaptanına isinamadim gitti..
dört mevsim yaprak yeşeren bir ağacın ürünü olan dizidir. dizide yeşeren yaprakların hızına yetişemiyoruz. bitmek bilmeyen yaprakların dökülmesini artık dört gözle bekler olduk. izleyen izlemeyen herkes yalan rüzgarı tadı veren bu diziden bıktı.
reşat nuri günteki nin yazıdıgı romandır. su anda ülkemizde dizisi oynatılmaktadır. kitap çok iyidir ama dizi artık kabak tadı vermiştir. böyle bir eserin dizisi için 'hadi bitsin artık' denilmesi hoş bir durum değildir.
bir taraftan baktığımızda yeter artık tadında bırakılsın diyoruz; diğer taraftan bakıldığında ise bu dizi hala %40'ın üzerinde izlenme payı alıyor. doğal olarak yapımcısı da bitirmeye pek gönüllü olmuyor. yine de belli bir kaliteyi muhafaza ediyor dizi allahtan.
izlemiyorum ama illaki denk geldiğim sahneler var. artık o kadar uzadı ki trajedinin dozunu arttırdıkça komikleşmeye başladı bence. ali rıza bey'in durumu içler acısı ama o iç sesi yok mu bazen güldürüyor beni. sonra diyorum kendi kendime sen yufka yüreklisindir niye böyle oluyor, dizi bile olsa bir insanın acısı ekranda. ama o kadar uzadı ki bunların dramı artık duyarsızlaştık. geçen sezon bitmeliydi.
reklamlarında gösterilen "son on bölüm" yazısını bir türlü ciddiye alamadığım dizi. zira geçen sezon'un başında da "bu bahar son baharımız, son bilmem kaç bölüm" filan diye geçiyordu ama bitirmediler. yine aynı şey olacak ve biz yine kurtulamayacağız bu diziden.
sön bölümünde fikret"in kaynanası yarılmama sebep olmuştur.
ahretliğiyle konuşuyor telefonda,
-hani fikret bize gelecekti, gelmedi daha. ne dedi sana çıkarken?
-bir şey demedi, çıktı gitti.
-haaa sen popondan uydurdun yani bize gelecek diye.
ayşe'ye yapılan eziyet bu dizide kimseye yapılmamıştır heralde.
kız bir uyuyamıyor bile, gaddar karı hayriye kızı son bölümde yüz kere uyandırdı ne iş amk.
bir de ferhunde evi alırken emlakçıya ''her türlü tekinleri görebileceğim bir yer bul bana'' demiş heralde çünkü maaaşallah neredeyse leyla'yı sıçarken bile görecek. nasıl bir görüş alanı varsa evin. *
Rahmetlinin kemikleri sızlamaya başladı mezarında. dökülsün artık şu yapraklar. Sonbahar gelsin. Hatta şu ağacın dibine çamaşır suyu dökün. Ağaç tamamen kurusun.
yaprak dökümü son dokuz bölüm. bence o dizi oyuncuları bir daha normale dönemezler. kaç sezondur devamlı acı çekiyorlar çünkü.mesela halil ergün. yaprak dökmekten kafa iyice gitmiş. en son trafik polislerine yakalandı, bütün bunlar başıma yaprak dökümü yüzünden geliyor. diye açıklama yaptı. takdiri size bırakıyorum.
her gencin ailesi olsun, akrabaları olsun; onlar vesilesiyle en az 3 bölümü tam olarak izlenmiş, aralıkta son bulması dört hatta beş gözle beklenen dizidir.