ferhunde karakteri yüzünden Deniz çakır'dan nefret etmeme vesile olmuş dizidir. Tamam güzelliğine, fiziğine birşey dediğim yok ama olur mu böyle bir kişilik.
bugün yayınlanan bölümünde gökçe bahadır'ın (leyla'nın) "yediğim tokadın yeri hala sızlıyor sırtımdaki kambur hala duruyor artık içine sığınabileceğim bir pembe mantom da yok" repliğiyle ve tüm bunları söylerken yüzünün kıvrımlarına yerleştirdiği hüzünle ancak o sahne bittiğinde yüzümdeki ıslaklığın nedenini anlamama neden olmuş dizidir.
görüntülerin çok kötü oldugu bir bölümdü goruntu yonetmeni mi degisti nedir, ailecek "ne olmus bu diziye televizyon mu bozuldu ki acaba" diye sig bir konusma da yapmadik degil.
repliğiyle ve gökçe bahadır'ın yüz ifadesi, yenilmişliği, çaresizliği, ses tonuyla, halil ergün'ün kızına yüreği acıyarak bakan gözleriyle - içlerinde, kızını mutlu edebilmek için, elinden hiçbir şey gelmeyen bir babanın çaresizliğini görebileceğimiz- seyirciye de epey hüzünlü anlar yaşatmıştır bu akşam.
evet, maalesef iyice sarpa sarmış, cılkı çıkmış bir dizidir, ancak bazı sahneleri hala on ikiden vurmaktadır.
milleti dert sahibi etmiş dizidir. ne lan bu arkadas siz hele ki kırk yas üzeri bayan nüfusun psiklojisini hiç mi düşünmüyorsunuz. bir ailenin hayatında hiç mi iyi birşey olmaz nedir bu.
+ ali rıza bey!..
- ne lan bu gene mi dert mesai gibi saat sekiz daha!..
+ yok efendim ekmek gazete filan.
- ne bileyim manyak ettiler..
diziyi sırtlıyan karakter leyla olmuştur yani gökçe bahadır. hayat bilgisi dizisinden sonra böyle bir deneyim sanırım kariyeri açısından doğru bir adım olmuş. ayrıca gözlerimizi ıslanmasına neden olmuştur. babası ile odada yaptığı konuşma ve akabinde abisinin telefonu kapattıktan sonra yaptığı konuşma... insanı gerçekten derinden etkiliyor. gökçe bahadır monologlarda gerçekten üstün bir performans sergiliyor.
son bölümde, çoğunluğun nefret ettiği leyla karakterinin ne kadar acı çektiğini görmüş olduk. gökçe bahadır bazı insanların hayatı boyunca çabalayıp, mevcut durumlarını değiştiremediğini ne güzel anlattı... çaresizliği ve pes etmeyi.
ayrıca son bölümdeki vicdan sahibi imajından mıdır nedir oğuz pek bir yakışıklı görünüyordu.
nejla nın sürekli aynı donuk ifadesi de sıktı artık.. biraz cevriye teyzeyle kalsa belki o android ifadesi değişir.
youtube'dan izlerken yorumlarina dikkat edilmesi gereken dizi. zira yariyor adami.
cinnet geciren masum bir diziseverden, ferhunde karakteri hakkinda bir yorum:
--
In.. in.. moruktan in, sevkete bin, bin... bin.. sevketten in, levente bin, bin... bin.... leventten in, sevkete bin.. sevketten in levente bin.. sevkete bin levente bin.. BIN BIN hepsine bin!!!
eskiden izleyen varsa hatırlar. leyla, oğuz'un tecavüzüne uğrayıp hamile kalmış, yine oğuzun şiddetine uğrayıp çocuk düşürdükten sonra babası tarafından "ailemizin namusu temizlenmeli, yoksa mahalleye ne deriz" düşüncesi eşliğinde tecavüzcüsüyle zorla evlendirilmişti.
yalnızca bu bile, bu dizinin yaptırıma maruz kalması için mantıklı bir sebeptir. ama işleyiş ile çelişmiştir, o ayrı.
evin bir kızı üniversiteye hazırlanırken ailesi tarafından apar topar evlendirilip, evli bir kadın olarak dershaneye gitmeye devam eder. (tecavüze uğrayıp hamile kaldı diye evlendirilmiştir) evin diğer kızı mimarlık gibi kastırıcı bir bölümde okurken, sevgilisiyle apar topar evlendirilip okuluna gitmeye devam eder. geleneklerle modern yaşamın en başarısız bir şekilde birleştirildiği abuk subuk bir kompozisyon izliyoruz sayın seyirciler. en fenası da izleyen aileler, senaryoda yer alan aileyi kendileriyle fena halde özdeşleştiriyorlar. bu mudur geleneksel aile? (yok artık)
böyle diziler hatırla sevgili gibi, dönemin hikayesine göre çekilmeli, modern çağa adapte olarak değil. yoksa fasulye ayıklayan üniversiteli kızlar, eve geç kalmaya korkan ve dershaneye giden evli kadınlar gibi saçma dizi kahramanları ortaya çıkabiliyor.
hapise girip çıkan biri anında süper bir iş bulup -sosyetiklerin emlakçısı olup-, süper paralar kazanabiliyormuş. üstelik bu biri çalıştığı şirketi dolandırmak suçundan sabıkalı daha da ilginci. (bkz: oğuz)
biraz ufak atsalarmış keşke.
bu arada mağdur ailemiz parasızlıktan taksilerden inmek zorunda kalmıştı en son. belediye otobüslerine falan biniyorlardı artık onlar da her sıradan vatandaş gibi.
son bölümde görüldüğü üzere bu mağduriyetlerine bir çözüm cem'den geldi efendim; kendisi babasının şirketinin son model bmw x5'ini tahsis etti necla'sına.
taksiden indiler ama, x5'lere bindiler yani.
popolarınız gene kurtuldu, hadi yine iyisiniz.