Ferhunde'nin melenk olarak lanse edilmeye baslandigi dizi. Uzuluyoruz yeminle; alisik degiliz ferhunde'nin bu masum hallerine. Ama yine de senaristler, ferhunde'nin bankta kediyle yan yana oturdugu sahneyle gerekli mesaji vermistir. Malum, kediler sinsilikleriyle ve nankorlukleriyle bilinirler.
necla'nın cem'in nişanlısından ayrılması üzerine sorduğu "benim yüzümden mi oldu?" sorusundan sonra cem'den fena ayar yediğini gözlemlediğimiz dizi.
- benim yüzümden mi oldu? bu konu o kadar büyüdü mü?
+ böyle "küçük" konularla sarsılacak bir ilişki değildi ki.
- çok üzüldüm bıdı bıdı.
+ neden kendini bu kadar önemsiyorsun ki?
- (boş boş bak)
bu ali rıza bey'i hayatta anlayamacağımızı anladığımızdır ayrıca.
adamın başına olmadık işler gelmiş (artık herkes biliyor ne olduğunu), adam hala başkalarından borç almayı "onursuzluk" "ayıp" olarak görüyor. hiçbir şeye vermediği tepkiyi bu duruma veriyor. hayret bir şey bu aliş.
sündürdükçe eski tadının kalmadığı, olayların bu kadar yavaş işlemesi ve sanıyorum bir sezon daha sürmesi insanda iyice bıkkınlık hissi veren dizi. ne olacak bunların sonu, mutlu olabilecekler mi diye beklerken sürekli yeni bir felaket eklenmesi yeter artık dedirtiyor insana.
ferhundenin çocuğu aldırması en isabetli karardı belki. bir an onun yerine koydum kendimi. sedefe bakışları filan, üzüldüm. bir kadın olarak sevdiği adamın başka bir kadını araması korkunç üzücü . herşeye rağmen izlerken yüzümüzü güldüren kaynanatör cevriye de olmasa hiç çekilmez vallahi.
önümüzdeki bölümlerde ferhunde'nin aşk hayatını takip edeceğimiz dizi. nasıl bir kadındır bu yahu. normalde kocası hapse girmiş kadının üzüntüden dibe batması gerekir.
iş başvurlarının kabul edilmelerinin ne kadar kolay olduğunu anlamamızı sağlamış dizi.
haftasonu iş başvurusu yap, hemen o gün cevap gelsin, pazartesi gün de görüşmeye çağrıl.
tabii canım, koskoca şirket de yemeyip içmeyip, haftasonundan bile fedakarlık yapıp ferhunde'yi bekliyordu, iş başvurusu yapsa da hemen görüşmeye çağırsak diye.
yok yok, biz bilmiyoruz bu işi. olamadık ferhunde kadar.
ferhundenin karşılıkta tavan yaptığı dizi. necla'yı, leyla'yı, ceyda'yı eşini aldatan can'ı ve kumar oynadığı için şevket'i de katarsak yaprak dökümü değil ahlak dökümü. *
son bolumunde, tek eglencemiz olan cevriye hanim'in evine donmesiyle izleyiciler olarak kahrolmamiza neden olmus dizi. lan iyice kanser mi edeceksiniz adami? cevriye hanim icin diziyi izleyenler nolacak?
neyse, senaristlerin bu hatalarini cabuk anlayacagini ve cevriye hanim'i geri getireceklerini umuyorum. onlar getirmeseler de cevriye dayanamaz kalkar gelir zaten.
bir de su necla'ya asilan yavsak suratli beni cok fena irrite etti bu bolumde. o piyano sahnesi nasil bir iskenceydi oyle lan? ben 3-4 yasindayken orga bastigimda ne ses cikiyorsa aynisini cikartti herif resmen. hayir yani yapimcilarda suc. boyle bir andavali koyuyorsunuz, yetmiyor bi de piyano caldiriyorsunuz, bari ellerini kameraya dahil etmeyin de caliyormus gibi yapsin.
yine de tum bu olumsuzluklarina ragmen severek izliyoruz. cevriye gelmezse batar ama bu dizi, demedi demeyin.
evdeki yataklarda her hafta ayrı bir nevresim takımı gördüğümüz dizi. bir örtülen bir daha örtülmüyor maşallah. nerden baksan toplamda 50 takımı geçmiştir. bir yandan üç kuruşun hesabı yapılıyor öte yandan birbirinden şık örtüler, bu ne yaman çelişki anne?
hadi ferhunde müsrif, çeşit çeşit almış diyelim zamanında da diğerlerinin ne iş anlamadık.
taktım bu işe, takipteyiz ailecek.
intihara meyilli bunalımda olan birine bir bölüm izletmek yeterli olucaktır bu diziden. daha ilk reklamlara girmeden hastamız kendini en yakın camdan atıcaktır kesin.
bas kahraman ali riza bey'in cok pasif bir karakter oldugu resat nuri guntekin romani. 1988 de ilk kez, 2006 da ikinci kez dizi-film haline gelmis. ilk dizide ali riza bey daha iyi yansitilmistir. ayrica 2006'da leyla ve nejla karakterleri romandaki gibi yansitilmamis, nejla hatalar yapsa da kararli, olgun, basi dik, her zaman dogruyu soylemeye calisan bir kiz gibidir dizide, ama kitaptaki tavirlari leyla'nin dizideki hallerine yakindir. akli bir karis havadadir.
ya tutamicam, ali riza bey itici, yanlis kararlar alan, gereksiz dogrulari olan, mimik yapamasa da(botoks) 5 dk boyunca cennet sarkisini soyleyen adamin sezen aksunun yazdigi sevimsiz sarkinin(adini bilmiyorum sarkinin melodiyi hatirlamak da istemiyorum) yorumu esliginde uzaklara dalan adami oynamaya calisan, baslarina gelen her olayda mutlaka sagdan soldan alinti bir iki cumle sarfeden vay be ne dedi ama ne anlam cikti digecegini sandigi salak kizlari olan, kizlarini karaktersiz yetistiren bir adam. ali riza bey derken hem oyuncudan hem de karakterden bahsediyorum her ikisinden de haz almiyorum.
not:ferhunde super.
200-300 bin ytl kredi çekip, bu krediyi de çalışarak ödemeye çalışan orta halli bir ailenin dramı.
- ayda 3000 ytl mi ödicez ali rıza?
+ evet hayriye.
yahu, ne kolaymış kardeşim istanbul gibi yerde yemeğe içmeye, bir de tuvalete gitmek için bile kullanılan taksiye para ayırıp, 3000 ytl de kredi borcuna vermek!
Mis gibi yaman bey'e esra adında düdük bi sevgili yaptıkları dizi. Adam zengin, kibar, cömert, yakışıklı. Ona layık görülen bu kasıntı kadın mı?
Yine burdan senaristlere sesleniyorum, esra'yı diziden çıkarın onun yerine beni yaman'ın sevgilisi yapın. *
Edit : Sevgili Melek ve Ece, Yaman Bey'e sevgili olmak konusundaki isteğim bazı hayati yanlış anlamalara yol açtığı için, yaman'ın kız kardeşi olarak dizide rol alabileceğimi belirtmek isterim.
dunku bolumunde, ferhunde'nin yeni patronunun elini sikmak icin adama yonelmesinin akabinde, adamin donup gitmesiyle -eminim ki- tum izleyicilerin anlamsiz bir sevince bogulmalarina neden olan dizi. o kadinin got olusuna sahit olmak ayri bir haz veriyor arkadas. gercek veya senaryo. zevkli iste.
bi' de senarist ve yapimcilarin bu kisir dongulerden kurtulup bir an once yeni ve heyecanli bir olay bulmalari gerekmektedir. ayni mevzular ve kisiler baydi cunku artik. $oyle degisik bir ek$in olmazsa artik izleyeni kalmaz. cevriye de iyice pasifle$ti cunku. kalmadi tadi tuzu.
reytingleriniz birden du$erse $a$irmayin, demedi demeyin.
oğuz un hapishanede keyiften kilo aldığı, aldığı kilonun bir kısmının meme olarak varolduğu, giydiği pembe tişörtten belli olacak kadar jinekomastik bir hal aldığı, avluya çıktığı anda görülmüş, teyit edilmiştir.
onceki hafta dikkat cektigim ve mutlaka yapilmasi gerektigini soyledigim yeni atraksiyonlari gerceklestirdikleri icin bu haftaki bolumuyle izlenmeye deger kabul edilebilecek diziydi. oncelikle cevriye hanim'a dorduncu torun geliyor, hepimize hayirli ugurlu olsun. cevriye hanim'in tahminini duydugunda tahsin'in endisesi hemen nasil gecti de pis pis siritti ama cakal.
ayrica bugunku bolumde abarti unsurlari dikkat cekiyordu. hayriye hanim'in o halleri neydi oyle yahu. sevket'e bi' "aferin ye ye, yarasin tosunuma" demedigi kaldi. ali riza bey'e "acmis cocuk, hayatta birakmam!" diye cemkirisini unutamiyorum. sonrasinda, sevket'in teslim olmaya giderkenki ustu basi da gorulmeye degerdi; dugune mi gidiyor hapishaneye mi belli degil mubarek. yine sevket'in, ferhunde'nin yuzune bakmadigi halde dakikalarca sedef'e el sallayip onunla gozleriyle vedalastigi sahnede, ferhunde'nin yuz ifadesi gorulmeye degerdi. bu kadina dumur olmus surat ifadesi cok yakisiyor arkadas ya.
ve son olarak ferhunde'nin patronuyla konusmasi sirasinda da hepimize bsg cektirten dizi. patron agzini acamadi ferhunde yuzunden. hangi sirketteki hangi patronun agzina lafi tikayip boyle bik bik konusabilirsiniz lan? allah askina gercekci olun biraz.
"ben cok iyiyim, cok calisirim, soyle iyiyim boyle iyiyim."
dızının kendını jön sanan bır zamanların asparagas sarkısıyla muzık pıyasamıza hunharca surulmek ıstenen tolga karel kişisinin nihat alptuğ altınkaya diziye dahil olduktan sonra problem cıkarmasını beklıyorum.
