arabayi yikasinlar diye oto yikamaya birakip karsiyaka çarsiya gitmek, sonra vapurla eve dönmek ve 3-4 gün sonra yikamacidan "kardesim araban yikandi gel al artik" diye firça dolu bir telefon almak. evin telefonunu da karakoldan bulmuslar.
elektrikler kesildiğinde "eh ben de müzik dinliyim bari" deyip teybin yanına varılır. "dur önce şunun fişini takıyım" denir ve fişi takarken uyanılır. evdeki kanka kopar, kanka'ya küfür edilir, kös kös karanlıkta oturulur.
mutfağa girilir, bardağın uzaktaki masanın üstünde olduğu görülür, buzdolabından kola alınır*, tam o sırada ampul cızırdar ve söner, el bardağa hamle yapar, kola dökülmeye başlar ama nedense elime ve yere doğru! şekli yuvarlak olan bardak elde ters tutulmuştur.
kafa biraz güzelken internete girmek,zar zor bulunan adres cubuguna ilk olarak http://www.uudagsozluk.com yazmak ve haliyle sunucu bulunamadı sayfasının görüntülenmesi ardından http://www.yhaoo.comu denemek aynı cevabıı alınca noluya lan bu bilgisayar yarrragıı yemiş diyerek bilgisayara sove sove format atmak.ekran kartının cdsini bulamayınca ve hatta gidince kasaya tekmeyi basıp sızmak.bir arkadastan biliyorum.*
az evvel başıma gelen olaydır. dün geceden beri ayakta olduğum için, algı sorunu yaşamaktayımdır- annem odama çay getirir. ( benim sigara içtiğimi bilmektedir zaten ama karşısında içmemekteyimdir normalde) ben de dalgınlıkla devam ettim fırt çekmeye, sigara annemin gözünün dibine uzandığı zaman anladım olayı;
- pardon anam yaw, valla dalgınlıktan.. diye toparlamaya çalıştım. bu da böyle ilginç bir şey.
ders alın ya. *
kaldığım yerde bütün bina sensörlerle çalıştığından ve sönünce kolumu bacağımı tuhaf tuhaf hareket ettirip yanmasını sağladığımdandır eve gelince odanın lambasını yakmadan içeri girmeler, şaşkın bakışlar arasında tuhaf el kol hareketleri ve el çırpmalar...
bir çek iptali davası için dilekçe yazılırken adi klavyenin nedeniyle çek yaprağı yazılarının hemen hemen hepsinde "p" harfinin eksik olması, dilekçenin adam akıllı kontrol edilmeden mahkemeye ibraz edilmesi ve dilekçenin "p" harfi eksikliğinden değil de başka bir sebepten dolayı geri dönmesi.
guinness rekorlar kitabı'na yapılmış en aptalca dalgınlık bölümüne birinci sıradan girmek için yapılması gerekenler:
mekan: ev- mutfak
eylem için gerekli kişi sayısı: 1
adım 1: ocaktan yeni aldığınız tavayı elinizdeki nihale yerine elinize koyarsınız.
adım 2: yanan elinizi zaman kaybetmeden soğuk suya tutarsınız, ki kar etmediğini anladığınızda üçüncü adıma geçersiniz.
adım 3: elinize buz koymak için, içi her zaman ıceberg gibi olan, nuh nebi'nin yadigarı buzdolabınızın buzluğunu açarsınız.
adım 4: yılardır saygısızlık etmiş olmamak için kimsenin rahatsız etmediği buzluğun sınav öncesi kendisine iş çıkarmak için kırkiki takla atan ev arkadaşı tarafından temizlenmiş olduğunu görür, yıkılırsınız.
adım 5: karsız buzluğun içindeki nesnelere el bastırırsınız.
adım 6: oradaki buzlar eridiğinde; -ki bu pek de uzun sürmüyor- elinizi buzluğa koyarsınız.
adım 7: serinleyen elinizi çekmeyi dener ancak başaramazsınız.(bu bölümde inatlaşmak istenebilinir ancak bu pek tavsiye edilmez.)
adım 8: eliniz bu sefer de buzdan dolayı yanar. o anda aklınıza elinizin olduğu yere sıcak su dökmek gelir. üç adım ötenizdeki masanın üzerinde duran suyu alıp elinize döktüğünüz sahne gözlerinizin önünde beliriverir.ama unuttuğunuz şey; street fighter'da dhalsimya da space jam'de michael jordan olmadığınız, kolunuzun öyle lastik gibi uzamadığıdır. yine de dener, içinizdeki kahramanın uyanmasını dilersiniz. suya yetişemediğinizi farkettiğinizde ne kadar çok çizgifilm izlediğinizi anlar, kendinizi; kendini pokemon ya da örümcek adam sanıp aşağı atan çocuklara benzetir, halinize üzülürsünüz.- aslında halinize değil, süper güçlere sahip olamadığınıza üzülürsünüz ama çaktırmazsınız.- (an be an elinizin acısı artar.)
adım 9: buzdolabının içindeki soğuk suyu tek elinizle, bir saniye içinde, kapar, kapağını açar ve elinize boca edersiniz. işte o anda boşa üzüldüğünüzü anlarsınız. belki kolunuz uzamamıştır ama superman'de clark kent'in hızına sahip olmuşsunuzdur. eliniz bir nebze kımıldar ama acıya daha fazla dayanamayıp, derinizin bir parçasını orada bırakmayı da göze alıp, çekmiş bulunursunuz.
adım 10: üçyüz metre ötedeki eczaneye on adımda varır, alaylara mağruz kalır, ilaçlarınızı alır, guinnes'in yolunu tutarsınız.
olaydan çıkarılacak ders: ev seçerken evin eczaneye yakın olmasına dikkat edilmeli ya da yüz metreyi on saniyenin altında koşma denemelerine başlanmalıdır.
- yoldas aleksi iriniyevic reaktör sogutucu kapaklarini actin mi iceri biraz sicak oldu da.
- aaa dalmisim unutmusum ya
- o zaman ac hadi bak, ter basti
- ya sanirim artik cok gec