sabahın köründe -ki bu körlük öğleden sonra 2 ye tekabül etmekte- a$ure dağıtmaya gelen ya$lı ba$lı teyze, içinden bir kase almanız için tepsiyi uzatırken tepsiyi almaya çalı$mak, teyze "bir tane yavrımm" diyince "biliyoz lan" demek sanırım bu dalgınlıklara dahildir.
bir grupta klavyeci olarak yer almaktayım, gruba yeni dahil olmuşum ve ilk kez ciddi bir konsere çıkacağım grupla beraber. grubun diğer üyeleri sahne kurdu, tonmaister diğerlerinin seslerini ayarlamış, benden ses istiyor. power tuşuna basıyorum, farkında olmadan synthsizer'ı da çalıştırmışım, ama o heyecanla gelen sesin benden olduğunu farketmeden "aa biz soundcheck yaparken bi de sample çalıyorlar arkadan.." diyorum. adam bana sesini aç diyor, açtıkça sample da yükseliyor, "ulan bari bana ses açtırırken kısın ses alamıyorum.." diyorum içimden. adam sevecen sevecen gülümseyerek "sadece klavye tonu alayım.." diyor, "sadece klavye tonu veriyorum." diyorum. gitarist yaklaşıp kulağıma "synthsizer'ın açık, sample tonlardan veriyorsun bir yandan.." diyor gülerek. kızarıyorum... ****
üniversitenin ilk yılıdır.ilk sınava girmenin vermiş olduğu bir heyecanda vardır. sınav kağıtları dağıtılır herşey hazırdır başlanır sınava. güzel güzel yazılır cevaplar tam o sırada imza kağıdı dolaşmaya başlar. kağıt gelir, imza atılır ama farkedilir ki imza sınav kağıdına atılmıştır. neyse .ittir et denir ve kağıt arkaya verilir. o sırada bir dalgınlık çöker ve göz bir tavana takılır. asistanın napıyosun sen ve arkadakinin dürtmesiyle kendine gelinir manzara aıktır: sınav kağıdının yerinde yeller esmektedir ve yerinde imza kağıdı bulunmaktadır. asistan durumu farkedince sınıfın ortasında patlatır kahkahayı mamma mia ise dumur olmuştur kızarmıştır bozulmuştur ama o da çok gülmüştür asistanla beraber.
eve girecekken pantolon ve hırkanın bütün ceplerinde ve girmesi muhtemel olan her yerde anahtarı aramak ve sonra cebinde anahtarla oynarken parmağını anahtarları bir arada tutan halkaya geçirdiğini hatırlayıp anahtarların parmağında asılı olduğunu farketmek..
el freni çekik bir şekilde arabayla 10 kilometre yol yapmak. hatta neden hızlanmıyor lan bu araba diyede gazı kökleyip hızlanmaya çalışmak. durduktan sonra ağır bir yanık ve balata kokusu duyunca aptallığı anlamak.
okula gelip bildiri dağıtan bir çocuğun sınıfa girmesi ve neredeyse herkese bildiriyi dağıtıp,ben ki elime uzattığım halde beni görememesiyle başlayan bir olaydır. arkadaşlarımın hehe bak sana bildiri vermedi diyerek dalga geçmeleri sonucunda gaza gelmiş olan ben koridora çıkıp çocuğu beklemeye koyuldum.çocuğun çıkmasıyla birlikte arkadaşlarının yanında baksana sen herkese verdin bana vermedin dememle çocuğun sırıtmaya başlaması.
şifa kapmamak için bol bol meyve yenmesi gereken bir dönemdeyiz. annem de sağolsun üzerinize afiyet getirdi bir tabak dilimlenmiş muzu önüme koydu, yemeye başladım. o sırada bir elimde çatal, öbür elimde mouse öyle takılıyorum.
aa bir tanesi masaya düşmüş dedim, bari onu da yiyeyim. batırıyorum, batırıyorum bir türlü çatal girmiyor. meğer usb belleğin kapağıymış.
iş gereği Sürekli,Müşterilere iyi günler,hayırlı olsun,yine bekleriz demekten artık kendim bi yerden alışveriş yaptığımda teşekkürler yine bekleriz diye yapıştırıyorum.Karşımdakide afallıyor tabi ben bunu hep yapıyorum yoksa aptal mıyım.
yaz tatili sırasında bir günlük kalınan apart otelin banyosunda evden annenin getirdiği şampuan kutusunu alıp bir güzel duş almak. fakat bir türlü şampuanı kafada köpürtememek. köpürmeyen şampuanı köpürtmek için daha bir bolcana avuca dökmek ve haşince saçda köpürtmeye çalışmak. fakat saçtan gelen "vıckk vıckk.." sesleri ve limon kokusundan şüphelenerek duştan sonraya anneye bu nasıl şampuan diye sormak. akabinde annenin kahkalar atarak yarılması üzerine onun şampuan değilde, cif kireç sökücü olduğunu anlamak. ama şimdi şampuan kutusunada koyulmaz ki be kadın.
eleman mcdonald's da kasalardan birine gider ve bi big mac menü ister. kasiyer kız başlar sorulara:
- efendim büyük boy olsun mu?
+ eee. olsun.
- peki hamburgerinizin yanında kızarmış tavuk kanatlarıda ister misiniz?
+ eeeeeeee..tamam olsun ondan da.
- dörtlü mü olsun sekizli mi?
+ eeeee...dörtlü olsun.
- peki hamburgerinizin yanında soğan halkalarıda ister misiniz?
+ iç ses: lan çok mu şey istedik? yer miyim acaba? yerim heralde ya. yerim tabi neden yemeyeyim. yiyeyim mına koyim sonrasında baya sesli bir şekilde : ondan da ver mınaaa koyimmmmm.. iç ses: hassiktir. ne yaptım lan ben??
- tısssssss....
kız arkadaşımla arabaya atlayıp gizli gizli kozan dan adana ya sinemaya giderken, arabanın birine arkadan bindirmek ve bu arabadan kız arkadaşımın babasının çıkması. pis koşarmışım bunu anladım. **
gecenin ilerleyen bir saatinde erotik film izlerken, odada aniden babanın belirmesi, akabininde kanalı değiştirmek için hızlı bir şekilde kumandayla rastgele bir kanal açılması, açılan kanalın show tv (bkz: kırmızı nokta) olması. sabah olduğu zaman babanın "sen banyo yaptın mı?" diye sorması.
edebiyat sınavı. kahraman superisi. sınav acayip zordur herkes ecel terleri dökmektedir.o sırada hocanın bos bir anından yararlanan sıra arkadası soru sormustur. hem sınıf arkadaslarını rahatlatmek hem arkadasıyla rahatca konusmak isteyen superisi kafasında iki cümle kurmustur. ama yanlıs kisilere söyler. söyleki;
-hocam 5 in cevabı hedehödö
-x *cok zor soru sormussun
sınıf,hoca, arkadas,superisi:dumur!!!
koskoca tarağı arka cepte unutup; evden cıktıktan sonra sırasıyla; otobüs,kampüsün içinde fakülteye kadar yürüme mesafesi,fakültenin içinde soyle bir turladıktan sonra gelip 2kız arkadasın taragı cekip; kahkahalarla gulmesi ve yaklasık 2 saat içinde 1500-2000 kişiye rezil oldugunu anlamak(millet bana bakıp neden guluyor); dalgınlıkların en rezil edeni olsa gerek.
okulun düzenlediği oyuna gitmek üzere evden çıkmak, yarım saatte bir olan otobüsü kaçırıp anayola çıkmak, dolmuşa binmek, bileti unuttuğunu farkedip dolmuştan inip eve dönmek için 20 dakika koşmak, bileti almak ve nihayet şehrin bir ucundaki salona ulaştığında bileti bulamamak *, yalvar yakar oyuna girmek ve finalde eve döndüğünde sitenin girişinde yerde yağmur yemiş bileti görmek.
abinin yanına izmir'e gidilecektir.Tüm hazırlıklar yapılmış buluşulacak arkadaşlara haber verilmiştir.kirpik kıvırıcısından 2 renk allığa kadar konulmuştur valize hava oldukça sıcaktır arabaya binilir baba arabayı hareket ettirir biraz sonra "tüh yüz temizleyicimi almadım ya" diye hayıflanılır neden sonra temizleyicinin beyaz oluşuyla ilgili birşey gelir akla tam o anda "baba durdur arabayı montumu unuttum" çığlığı yankılanır arabada oysa baba gaza basmış aydın'a varmıştır çoktan dua edersiniz ki hava iyi olsun oysa dualarınız kabul olmaz abinizin "kızım sen salaksın" kahkahalarıyla 2 gün boyunca evde pineklersiniz.planlar suya düşmüştür çoktan.