biraz hava almak için dışarı çıktığımda evden biraz uzaklaşmışken çakmağı almadığımı hatırlayışım, bilahare ilerideki markete gidip çakmak alacakken kapalı olduğunu görüşüm, akabinde biraz daha ilerideki marketin açık olduğunu düşünerek evden baya uzaklaşışım, bunun üzerine pes edip evden çakmağı almaya gidişim, daha sonra kapıyı açmak için anahtarı ararken çakmağı şort cebimde buluşum. tekrar aşağı inişim. biraz uzaklaşmışken çakmağın taşının bittiğini hatırlayışım.
eshotta şoföre bağırarak 'müsait bir yerde' demişliğim vardır.
kuaförden çıkıp, kuafördeki birisini bekleyen bir beyin arabasına bizimki sanıp geçip oturmuşluğum vardır.
banyodan saçlarımı şampuanlamayı unutarak çıkmışlığım, yokuş yukarı çıkan teyzeyi teyzem sanarak koşup arkadan sarılmışlığım, dolmuş şoförüne para yerine kopya uzatmışlığım, kgs'de kentkart ve öğrenci kartını ısrarla okutmaya çalışmışlığım, komşunun zilini ısrarla çalıp, kapıya çıkan komşuya ne soracağımı unutmuşluğum, bankamatikte kartı unutmuşluğum, sınav sırasında şarkı mırıldanmışlığım, kek yaparken şeker yerine bir bardak tuz koymuşluğum vardır..
kavga eden bir kızı ayırmak için durdurmaya çalıştığınızda iki elinizle onu iterken göğüslerini avuçlamak ve o bakışma.
kız kavgasını unutur ve suratına bakar sen ona bakamazsın.
bir arkadaşınıza, sinir olduğunuz, küfürü bastığınız bir kişi hakkında telefondan mesaj atacaksınızdır. ama sinir olunan kişinin adı mesajda geçtiğinden midir bilinmez, uykusuzluğun da etkisiyle rehberde isim olarak dalgınlıkla onun adı bulunur ve alıcı kısmına ekleyerek mesajı atarsınız. aptalca değildir aslında, sonuçta öğrenmesi iyi de olmuştur ama yine de ne gerek var.
syadyumda maç seyrederken herkes gol olunca ayağa fırladı ben hiç yerimden kıpırdamadım. nasıl olsa ağır çekim gösterirler birazdan diye. aaah tv alışkanlığı ah !
abi köy evindeyim. tuvalete giderken ayağıma köpek dolaştı, terlik ayağımdan fırladı, yere basınca da ayağıma cam girdi. ya böyle saçma bir olay benden başka kimin başına gelir lan? camlar hakkaten yardı amınakoyim.
uyku sersemliği ve okula yetişme çabasından kaynaklı acelenin birleşmesiyle, masanın üzerinde duran * traş köpüğünü deodorant sanıp üste sıkmak. uzaktan sıkıldığı için traş köpüğünün bir kısmının halıya bir kısmının ise ayağa dökülmesi ve elbiseye bir şey lmadığı için edilen dualar.
Arkadaş ile birlikte yemekten çıkılmış, hararetli bir sohbet ile iş yerine gidilmektedir. iş yerinin olduğu binaya gelinir-sohbet devam etmektedir- asansöre binilir, konuşulur, konuşulur, konuşulur, konuşulur...
Sonra da niye gitmiyoruz ya diye düşünülür. insan çıkacağı katın düğmesine basar değil mi arkadaşım?
evde aceleyle hazırlanırken daha sonra saça takılmak üzere kıyafetin yakasına iliştirilmiş kıstırmalı tokanın orada unutulup bütün gün mikrofon gibi taşınmasıdır.
babaya aşkım demek. aşkınıza mesaj atarken babanıza soru sormaya kalkarsanız ortaya şöyle bir şey çıkıyor "aşkım kaç maçta? " baba da ters ters bakıyor "ay pardon bab-baba maç kaçta?" sonra yerin dibine geçiyorsunuz.