1974.
yalnızlık özlemektir birilerini, belki de beklemektir bir tercih mi yoksa bir zorunluluk mudur?
1973.
yattığın yerin tavanını sinema perdesi olarak kullanmak.
1972.
yalnızlık paylaşılmaz, yalnızlığı yaşamasını bilende mutludur.
1971.
Şarap açıldığında çıkarılan tek kadehtir.
1970.
bir ovanın düz oluşu gibi bir şey.
1969.
bazen tadı da çıkarılabiliyor.
1967.
Kelime kökü yalındır. Yeterince açıklayıcı oldu.
Edit: 2 cümle oldu ama. Aha 3. Tamam sustum. 4.
1967.
kapı çaldığında koşup açtım ne yazık ki gelen bendim.
1966.
Yalnızlık çakmak taşı gibi sert elmas gibi keskin ne yanına donsen bir yerin kesilir fena kan kaybedersin. Attila ilhan.
1965.
şimdi bak gardaşş.
yalnızlık, böyle ibne gibin puşt gibin bişeydir. sen onu bırakmak istersin ama o seni bırakmaz. çünkü o da sevmez kendini, birisini arar yoldaşlık edebileceği.
1964.
beyaz eşyalarla konuşmaya başlamak.
-sen dolap kapan bakalım.
-hııhh aferin makine çok iyi yıkamışsın.
-off sana ütü diyenin ben... vb.
1963.
- heyyyyy.
duvara çarpıp geri dönmesi.
heyyyy.
1962.
ayağını masaya vurduğunda masadan özür dilemektir.
1961.
bireyin potansiyel sosyalleşme yeteneğini birtakım nedenlerden dolayı ortaya çıkartamaması sonucunda çevresinde bulundurabileceği insan sayısından daha az insanın bulunmasıdır.
1960.
Pazar kahvaltısında size eşlik edecek kimse yoksa fena yalnızsın demektir.
1959.
müthiş can sıkıntısı halinden dolayı ne yapacağını ne ile oyalanacağını bilememe durumu.
1958.
Hiç kimseye alismamak , hiç kimsenin ihtiyaclarını karsilayamamasi
1957.
Yalnızlık, sıçtığın tuvalete kapı bile koymamaktır.
1956.
o da olsaydı... bu cümleyi kuruyorsanız ne kadar insan varsa yanınızda o kadar yalnızsınızdır.
1955.
Mesaj geldi sandım meğer otomatik tuş kilidi yaparken ışığı yanıp sönmüş.
1954.
Yalnızlık tek cümleye sığmayacak kadar yoğun bir duygudur.
1952.
ilk zamanlarda alışması zor olsa da alışınca güzel oluyor * tabi bi yere kadar.
1951.
Tek cümleyle yalnıliktır , abartmaya gerek yok. /