kendine yalnız olmak ile, başkaları tarafından yalnız bırakılmak arasında ince bir çizgi var.
Ki bana kalırsa intihar eden çoğu insan "yalnız bırakılmış" insandır. Kendi iradesiyle yalnız kalmak isteyen biri zaten buna gücü yetecek zihin yapısına sahiptir.
Herkes gelmiş burda boş yalnız edebiyatı yapmış. 8 ay yalnız evde duvara baka baka bir şeyleri kendi içimde sorgularken, yok olma isteğiyle başa çıkamazken, hayatın içinde yer edinememişken, gece arkama baka baka eve gelirken, bazen korkudan uyumaya çekinen benim gibiler bilir. Eve tv için gelen görevlilerden korkan biri hale geldim yalnız olmak böyle işte. Bir telefonla yanına gelecek kimse yok. Tansiyonumun düştüğü geceler aynı şehirde yaşamadığım arkadaşımı arayıp bir şey olur ve ses vermez isem ambulans çağır diye adresimi verdiğimi biliyorum. Elimi yaktım ağlaya ağlaya sabah 6-7’ye kadar uyuyamadım. Çünkü elimi sudan çıkaramıyordum ve yardım isteyeceğim bana bir yanık kremimi alır mısın diyeceğim kimse yoktu. işte yalnızlık öyle sandığınız gibi arkadaşsız veya sevgilisiz olmak değil. Ölseniz dünyanın haberi olmayacak. Bir telefon edeceğiniz insan yok. Böyle insanı yaralayan ve başa çıkması zor bir süreç.
Edit: şunları yazarken ve yaşadığım günleri düşünürken hani ağlamadan önce boğazınız düğümlenir ve ağrı girer ya aynen öyleyim şu an. Yaşamayan bilemez.
alışıldığı zaman vazgeçilmeyen şey. herkesten saklanan, gizli ve kıskanç sevgili. başkaları ile gezip tozarken türlü yalanlarla oyalatılan ama önünde sonunda dönülen aynı yastığa baş koyulan kişi.
insanlardan uzak durmaya çalışarak hayatına sıçılmasına izin vermemektir; zira halihazırda sıçılmış bir hayat vardır muhtemelen, bunu katlamaya gerek yok. yalnızlık bir sıfat ya da eylem değildir; durumdur akış halinde.
zaten akıl hıfzıssıhhası yerinde olan insana denk gelmek zor, bizim de yerinde değil ama göt de değiliz mesela, nasıl bu kadar göt olabilmeyi başaran insan var anlamış değilim. keza bu da yorar insanı. hıfsızhszıshahsayı da doğru yazdım mı emin değilim zaten. o yuzden yalnız insan olmalıyız sanırım çünkü neden olmayalım.
bir dönem o kadar çok alışıp sevmiştim ki, sevmişim ki yalnızlığımı, azıcıkta olsa koptum ve özlüyorum. özlediğimi geç farkettim. ve saçmaladım. son zamanlarda olan olayların tek mantıklı açıklaması bu olabilir.
Yaş ilerledikçe etrafında kimse kalmıyor sakalındaki ufak beyazlıkları nikotin sararmalarını daha net fark ediyorsun tanrı ile aran daha da berbatlaşıyor cebinde 1 paket sigara ile bir banka oturup yaşıtın olan çiftleri izliyorsun dostları izliyorsun ne kadar kaçsan da o yalnızlık buluyor seni vuruyor suratına depresyona giriyorsun hiç dışarı çıkasın gelmiyor içten olan şiirler yazıyorsun dostların kağıdın kalemin sigaran oluyor ailen daha önemli bir hal alıyor.