bugün

insan psikolojik açıdan kendine yeter de artar ama fiziksel açıdan nasıl olur bilemeyeceğim.
Bir suredir tercih ettigim durum. Sıkıldıgım olmuyor mu? Oluyor. Ama en azindan üzülmüyorum.
"beni kahreden, yalnızca ondan ayrılmış olmam değil, yeniden yalnız kalma korkusu."
-jean paul satre..

kalbinizin sesini bile duyarsınız çok yalnızsanız. bazen ağzınızdan anlaşılmaz bir söz çıkar, başkasına ait sanıp etrafa bakarsınız. en anlamsız sesler size anlamlı gelir. anlamlı sesler olsa yalnız olmazdınız..
Alın yazısı.

Ölümü istemeye vesile olan bela,
Ölümden daha ağır.
Kim bilir, yalnızlıktır belki en yalnız olan... Ya da biz hiç yalnız bırakamıyoruz yalnızlığı... Sürekli bir yerlerinden çekiştirip dururken biz yalnızlığı, yalnızlıkla birlikte olup belki kendimizi yalnız hissetmemiz çok da doğru değildir. Çünkü o zaman belki ne biz yalnız kalabiliyoruz, ne de yalnızlık yalnız olabiliyor...

En doğrusu sanırım bunca karmaşayı kafamızdan atıp, sadece yalınlaşabilmek. Yalınlaşmak getirir yalnızlığı... Arı, saf bir yalnızlıktır yaşanması gereken...

Yalnızlığın üstüne bunca söz boşa!

Sadece düşünmemek, ve yaşamak lazım gerekirken, bunca içini deşmek değil midir bütün güzellikleri çirkinleştiren, yalnızlıkları kalabalıklaştıran, acıları sızlatmayan, aşkları sevdirmeyen...

Yaşamak üstüne bunca yazılmışlık varken, yazmak üstüne bunca yaşanmışlık neden yoktur? Zaten bize yoksunluğumuz değil midir yazdıran...

insan elinde olmayanı yazabiliyor sadece, anladım ki...

Yaşamak üstüne, bir odaya mahkum, kelimelere hükümlü, aynaya küs bir şekilde, ahkam kesmek tek gayeymişçesine, “yaşamaktır en güzel olandır” yazabiliyor insan. Oysa elinde olmayandır o an yazdığı. Yaşamamakta olduğu ve yaşamsal faaliyetlerini sadece bir kağıda mahkum bıraktığı vakit işte, yaşamıyordur insan...

Bunca insana, kendi yalnızlıklarımızla tarifler vermeye çalıştığımızda, belki bir iki kişi daha öğrenir yaşamanın ne olduğunu öngörülerimizle, yine döktürdüm ukalalıklarımızla, topladığımız sadece bir anpatizm ve biraz da işte olumsuz yönde ne varsa “izm” le yazılabilecek onlardır...

Biz yazdıkça ve paylaştıkça yalnızlığımızdan uzaklaştığını sandığımız vakitler, koyulan bir son noktadır tekrar o yalnızlığı başlatan...

Kusursuz bir cümle misali düzgünce ve güzelce ve akıcı yaşamak varken, devrik kelimeler, gizli öznelerdir tercihlerimiz...

Ben bunca yazıyı ikinci çoğul kişi zamiriyle yazarken aslında, ikinci çoğul kişilerin hiç biri bu yazıyla ilgilenmez. “ben”imdir sadece bu yazı. Kendimi yazarım, kendimi anlatırım, kendi yaşayamamışlıklarım içinde, kendi kalabalık yalnızlıklarımda saçmaladığım birkaç cümleden ibaretliğimdir işte hepsi hepsi...
bazen mutluluk sebebi, bazen de bir tencere patlamış mısırı tek başına bitirmek.
Kafayı dinleyeyim dediğiniz an yalnızlığınıza şükredersiniz, dışarı çıkayım, gezeyim dediğiniz an küfredersiniz.
Çok zor be sözlük. Allah kimseyi bu duruma düsürmesin.
Karanlık bir odaya hapsolmuş gibiyim ve sanki o oda bir daha aydınlanmayacak.
Materyalistlere göre yalnızlık diye bir şey yoktur.
böyle şeyleri pek yazan bir insan değilim ama bugün yazacağım. yaklaşık 10 yıldır yalnız yaşarım, sevgililerim oldu ancak sevgili bir yere kadar insan yalnız hissetmesi farklı bir durum. aile başka bir şey ve benim ailem binlerce kilometre uzaklıkta. mesela 2 gündür hastalıktan kırılıyorum insan mutfaktan gelecek olan bir yemek kokusuna, üşüdüğünü düşünecek üstüne bir tane daha battaniye serecek bir kişi yada kişiler bekliyor. yalnız yaşamanın ve yalnızlığın çok güzel olacağını düşünenler var. ben yalnız yaşıyorum dediğimde ' sana imrendim keşke ben de yaşasaydım. ' diyorlar. annemin bir sözü vardı; " Ölülerde zannedermiş ki diriler hergün helva yiyor." . benim yalnızlığım bu şekilde sürüyor, sürmeye devam eder mi etmez mi bilmiyorum ama bunun için kendimi harap edemem. inancıma göre buna kader diyorum, düşünceme göre ise zorlukların sonundan gelecek güzelliğin ceremesi diyorum. saygılar, yalnız kalıp isyan etmeyen insanlar olmamız dileğiyle.
Sadece elbisemin arka fermuarını açmaya çalışırken hissettiğimdir. Onun dışında bağımsız ve tek olmak, ilişkilenmeden daha önemli gelmiştir.
Çoğu insan yanında birileri olmadığında çok geçmeden sıkılmaya başlarken sen uzun süre tek başına kalsan dahi kolay kolay sıkılmazsın.
ihtiyacım var.

yalnız kalmak, bi mağarada, dağda taşta yaşamak istiyorum.
bazen çok ama çok kıymetlidir. öyle zamanları iyi değerlendirin.
öyle bir şeydir ki ilgiden sıkılır yalnız olmak istersiniz. ama fazla yalnız olursanız da yanınızda birileri olsun istersiniz. ikisini de ayarlı götürmek lazım. ancak sadece sevdiceginizle yalnız kalmak gibi bir durum da vardır ki güzeldir.
Nasıl bir his olduğunu bilmiyorum.
Aciyip zeki yakışıklı eğitimli ve zenginim kizlar birakmiyor pesimi. Haliyle yalniz kalamıyorum.
yalnızlık çok acı tam da sen ben olmuşken.
Çok şey öğretir. Ayakta kalmayı, mücadeleyi, savaşmayı... hayata karşı direncinizi artırır. Gelecek olan her şeye her daim hazır olmanız için acımasızca kırbaçlar. Kimi zaman insanların ikiyüzlülüklerini, sahteliklerini kimi zaman dünyadaki adaletsizliği ve amaçsızlığı sorgulatır. Döndüğünüz her köşede aynaya baktırır ve en iğrenç tercihe zorlar; ya herkessiniz ya sizsiniz.
Tanımadığın bir şehire gittiğinde bavulunu alıp nereye gittiğini bilmeden sürüklemek, hastayken kendine çorba yapmak, eve giderken tek kişilik yemek malzemesi almak, koltukta veya cam açık uyuyakalmak gibi zırvalıklar. Ama yalnız olmak keyiflidir herkes bilmez.
bir süre sonra insanın kendine iyi gelmesidir yalnızlık.
ne gidenin ne gelenin anlamı kalıyor.
"Hayır istemem bir başkasını yalnız da ayağa kalkabilirim.."
neye göre kime göredir yalnızlık.kimisi binlerin içinde yalnızdır kimisi birinin yanında kalabalıktır.
Kıymeti bilinmeyen mücevherdir. insanların gözünde asosyal olarak görülürler. Halbuki alakası yoktur. Benim gibi yalnızlığı seçen insanlar da vardır. Tam bağımsızlık demektir. Bir şeyi yaparken birine sormak gerekmez. Başkalarının fikrine uymak zorunda kalınmaz. Her şeyin üstesinden tek başınıza gelirsiniz. insanı olgunlaştırır. Erdem kaynağıdır.
bağımlılık yapabilir.