bugün

sanki inadima sola getirilmis olan, gozume gozume sokulan kelime. 3 senelik yalnizlik bozulur 1,5 ayligina.
ardindan gene yalniz kalirsiniz. kader galiba!

gokyuzunde yalniz gezen yildizlar
yeryuzunde sizin kadar yalnizim
bir haykirsam belki duyulur sesim
ben yalnizim ben yalnizim yalnizim
paylaşılamayan şeydir.
yıllardır üzerine en fazla edebiyat parçalanmış boş boğaz söylemlerini ihtiva eden kavram. aslında kavram bile değil.

ulan zaten sen sisteme login olurken yalnız login oluyorsun. annenin karnından çıkarken tek başına çıkıyorsun. kimse elinden tutup "gel beraber çıkalım" demiyor. temelinde insan yalnızdır. ölüp gidincede yalnızsın. hatta yoksun, sıfırsın, boş kümesin.

ben yalnızlığı kullanıp "ühühühü yalnızım dostlar" edebiyatı yapanları, kapalı alan varken yağmurun altında ıslanan sokak köpeklerine benzetiyorum. çünkü canları acı çekmek istiyor, dı$lanmak, ezilmek istiyor. e tabi "yalnızlık" gibi kolay hüzünlendiren bir duygu saçmalığıda olunca insanlar buna sarılıyor.

kendisi varken bir insan nasıl yalnız kalır anlamak mümkün değil.
hayatın çoğu anında kimsenin sizi anlamdığını düşünerek içinde olunan durum.
çocukluktan kalma, eskimeyen bir oynucak.
bir omur boyudur.
duman grubuna göre paylaşılamayacak olan şey.

(bkz: yalnızlık paylaşılmaz)
yaşamında sevdiklerin - ve seni sevdiğini söyleyenler - senin özlediğin ön düşüncesiz, hazırlıksız, kendiliğinden geldiği gibi birlikteliğe hazır olsalardı; girebilselerdi mesele olmazdı ki; ama değiller..

hiç bulamayacaksın sevdiğini böyle, hiçbir sevdiğinde böyle olmayacak!

hatalı olan ya senin beklentin, ya da... çek kuyruğunu!!..

oruç aruoba
ne mecburiyet,ne çaresizlik,bir nevi alışkanlık işte...
bazen yalnız kalabilmek de güzeldir..
genelde herkesin mustarip olduğu, hayatının bir evresinde bile olsa hissettiği acı, gerçek dışı, durdukça büyüyen, savaşılmayan, savaşıldıkça çirkinleşen, çirkinleştikçe daha çok acı veren ve daha gerçek dışı olan bir duygudur.

yalnızlık iyidir derler, yalandır. yalnızlık kakadır. depresif olmaktır. melankolinin dibine vurmaktır. hissetmemek, hissedemiyorken acı çekmektir.

halbuki kişi her zaman yalnızdır. çünkü hiç kimse nin bir eşi daha yoktur. sizden olmayan sizden değildir. yalnızlık hamurumuzda vardır. bu yüzden hepimiz bardağın dibine düşüp bunalım havuzunda kulaç atmaya çalışan küçük insancık sorunlarıyız o kadar.
kişinin kendisiyle başbaşa kalması, bırakılması durumudur..*
dünyaya gelirken ve de dünyadan giderken yaşanılan durum .
"yalnızlık paylaşılmaz,
paylaşılsa yalnızlık olmaz." dizelerini akla getiren sözcük.
siyah duvarlar... her yer karanlık... seslenmek istiyorsun, sesin çıkmıyor. çıksa da biri duyacak mı seni acaba?
güzel bir ilkay akkaya şarkısı.
(bkz: gülben ergen) vay beni yazık bana...
yalnızlık, onlarca kişinin içindeyken etrafa bakındığında kimseyi görememektir.
cemal süreya'nın deyimiyle

"Yalnızlığı soruyorlar, yalnızlık,
Bir ovanın düz oluşu gibi bir şey"

veya...

"ben hangi şehirdeysem yalnızlığımın başkenti orası"
itiraf etmeliyim ki; yalnızlık ağırlaşıyor. Telefon çalmıyor, telesekreterdeki eski notlar dinleniyor, televizyon ve teyp ikisi bir arada açılıyor, salondaki yetmiyor arka odalardaki ışıklarda yakılıyor çünkü; yalnızlık ensemde dolanıyor, aklımın orta yerindeki koltuğundan hiç kalkmıyor... *
kimi kimsesi olmama durumu.
(bkz: loneliness)
sevmek için yanlış insanları seçtiğimizde farkına vardığımız olgu.
yalnızlık önce krallık sonra cellat olurmuş.
beşiktaş sahil çay bahçesinde kendinizi dinlemenizdir... esen rüzgarla içinizi "o"na göndermeniz sıgara - çay ikilisi ile ise yaşama tutunmanızdır yalnızlık... kısacası karmaşık bir şey, her an ya da hiçbir zaman dır...