en ihtiyacın olduğu zamanda yanında sana destek olacak kimsenin bulunmamasıdır yalnızlık...en güvendiğin insanlar el uzatmıyorsa sana -en zor zamanında -yalnızlığın ağındasındır.çaldığın kapılar bir bir yüzüne kapandıysa,derdini bırak sevincini dahi anlatacak kimsen yoksa yalnızlık başucundaki dostun(?).
John Fante ve Charles Bukowski tarzı maddelerin varoluşsal yalnızlığına ve de saçmalığına vurgu yapan bir algılama biçimidir . Sistemli ve de eyleme dönük bir şekilde kullanıldığında bir kaybeden olarak hepsini kazanırsınız . Canlı populasyonlarındaki biyolojik ya da fiziksel izolasyonlar türlerin evrimlerini , mutasyonlarını olumlu şekilde etkileyip yeni populasyonlar meydana getirebildiği gibi uyum sağlayamayan türlerin de toplu yokoluşuna sebep olabilir . Bu bakımdan yalnızlık insanoğlunun evrimsel gelişimi adına duygusal izolasyonudur .
etrafında bir sürü insan varken kendini fanusun içinde çaresiz, kimsesiz hissetmektir. kendini hiç bir yere ait hissetmemektir. ortada kalmış hissetmektir yalnızlık.
ne arayacak bir dost bulamamak, ne tüm zamanlar, ne hissedilenler, ne de yürürken tutacak bir el aramak;
yalnızlık kişinin kendisidir ve kendine verdiği cezadır... başlangıcı ve bitişi kendi ellerimizde olan kendimize verdiğimiz en büyük cezadır...