Yemek sıkıntı, bı de market posetlerını taşıycak kımse yok, kapıyı acacakta, elımde posetlerle anahtar arıyorum cantada, bı su ver hele dıycek kımsem yok, acıdım ya kendıme şuan.
Beni en zorlayan taraf hapşırınca çok yaşa diyecek birinin olmaması. Nedense aşırı üzücü geliyor bana bu kısım.
Bir de karpuz yiyememek var. Sadece büyükler lezzetli oluyor ama onlar da hem boşa gidiyor hem de taşıyamıyorum zaten.
Hayat çok zor...
Hiçbir zorluğu falan yoktur. Hatta içinde çok fazla kolaylık barındırır. iki kişi birden hareket etmek çok fazla ödün ve taviz verilmesiyle gerçekleşen bir dinamiktir. Her şeyi iki kişilik düşünmek biraz kısıtlayıcı gelebilir.
arkasını birinin toplamasına, önüne bir kap yemeğini birinin koymasına, ekmeğini bile başkasının gidip almasına alışmış hanımevlatlarını göstermiştir. adamların derdine bak, sıcak su torbası yapan yok, çay getiren yok, temizlik, ütü...
olmayan zorluklardır. temizlik yapmadıysan pis oturursun yine de kimseye hesap vermezsin. kafana eser, çıkar gidersin kimseye hesap vermezsin. önceden hazırlıklı olmayı öğrenirsin evin bir köşesinde hazır tavuk çorbası falan olur hasta olursan yapar içersin. ekmeğini akşamdan alırsın ya da illa tazesini yiyecem dersen sabah bi 10 dk erken kalkarsın be paşam ya. ekmeğini de bir zahmet kendin alırsın.
yükseldim yine.