aslında hiç bi' zaman yalnız olmayan kişilerdir.
kendisiyle başbaşa kalmasından olsa gerek, hep bişeyler kurulur kafalarda, çevreye, aileye, zaman aşımına uğramış aşklara dair.
hep onun söylediği ama her seferinde kendi olmayan bi tabu söylem.
istanbul bugün daha güzel sanki, her akşama nazaran daha bi güzel çalıyor beirut, yaptığım yemeklere de doyamıyorum,
gel birlikte birer shot tekila atalım, bakalım hangi telden çalıcaz...
alıştığında eğer bir başkasıyla yaşayacaksan, zorlanmana sebep olan şeydir.başkasına karşı sorumluluğun yoktur,ses oldu ses yaptım derdi yoktur. evde istediğin gibi dolaşırsın,tuvaletin geldiğinde beklemezsin,istediğin zaman temizlik yaparsın,evi istediğin gibi kullanırsın.eve geldiğinde rahatsındır kimse yoktur.kısacası zevklidir.
sabah uyanıp perdeni araladığında her tarafın bembeyaz bir örtüyle kaplandığını görüp sevinememektir yalnız yaşamak. yalnız yaşamak kar topu oynayacağın birisinin olmamasıdır. yalnız yaşamak yağan kara mutlu olamamaktır.
haftanın yedi günü eviniz boş kalmaz. morali bozulan gelir, keyfi yerinde olan gelir, sevgilisini kapan gelir, sevgiliden ayrılan gelir, kimisi öylesine gelir, kimisi geçerken uğrar, kimisi anne babasıyla kavga eder gelir, kimisi evden kaçtığından gelir ve bu böyle uzar gider. ama istisnasız hepsinin elinde ya şarap şişesi ya vodka ya da bira vardır.
buradan sesleniyorum arkadaşlarıma; karnım aç ibneler, yiyecekte getirin bi'gün.
eğer evinize gelip gidecek arkadaşlarınız varsa, dünyanın en harika şeyi olsa gerek. 1 haftadır yalnızım, olmadığım kadar mutluyum!
tamam abarttım ama mutluyum yani..
ses yaptın derdi yok, ışığı kapattın derdi yok, ortalığı dağıttın derdi yok..
anaaam pek güzel!*
henüz evlilik için hazır değilse bünye , bir süre devam etmesine sakınca olmayan durum. çoğu zaman başınabuyruk yaşamak çok rahat görünse de, akşam eve gelindiğinde derdini telefonlardan başka bir yere anlatamamk insanın içine oturur.
ama yine de kendi krallığının kralı olmuşsundur.kendine buyur kendin yaşa.
herkes yalnız yaşayamaz, beceremez. ağır gelir insana. fakat bir zaman sonra öyle bir alışırsınız ki çalan kapıyı bile açmadığınız anlar olabilir. gelenin de gidenin de götüne koyayım diyebilir insan bir süre sonra. çünkü bilirsiniz ki o kapıyı tek çalan kapıcıdır.
bir kaç çeşit evreden oluşan olaylar silsilesidir.
1.evre: Heyecan (1-2 Hafta)
Yalnız kalacağın anlaşıldığı andan sonra neler yapabileceğinin hayalini kurarsın kendi kendine yönelttiğin tek cevap çok kral olucaktır. Bir nevi hayalindeki listeyi oluşturursun.
2.evre : Düzene girme (1-4 hafta)
Bu evrede kendini ikna etmeye çalıştığın nokta,özellikle öğrenciysen, yicem içicem sıçıcam ama her zaman düzenli olucam, kendim herşeyi halledebilirimdir. ilk günler dışardan yemek yenmez, gerekirse yemek tariflerine bakılır öyle yapılır, bulaşıklar hiçbir zaman birikmez, herşey yolundadır.
3.evre : Yalnızlıktan sıkılmaya başlamak
Herşeyin aslında o kadar toz pembe olmadığını anlamaya başladığın evredir. Yanında bir insan sesi duymak istersin, bunun için tv genelde açık bırakılır, o olmadı müzik,radyo vs.. ses gelen bir elektronik alet sürekli açıktır.Bu evre uzun sürerse insan kendi kendine espri yapmaya içtiği biraya you're awesome man falan demeye başlayabilir.*Sonra arasıra arkadaşları çağırayım dersin.
4.evre: Koy götüne rahvan gitsin modu
Bu evrede o başlardaki heyecanlı adamdan eser kalmaz. Yemekler sürekli dışardan alınmaya başlanır, bu da para sıkıntısı doğurur. Keyfine biraz düşkünsen de yandığının resmidir zaten. Olay sürekli makarna-ekmek arası-hazır çorba triosuna dönmeye başlar. içtiğin biralar arttıkça artar, o ilk zamanlardaki derli toplu mutfaktan eser de kalmamıştır.Bu evreyi çabuk atlatamazsan tabiri caiz ise etrafı bok götürür.
5.evre : Eve sürekli arkadaş çağırma evresi (istisna)
Yalnızlıktan sıkılan kişi sürekli birilerini çağırmaya başlar, eve giren çıkan belli olmaz.ipin ucu salınırsa ev garsoniyer moduna girer.
6.evre: 2,3 ve 4. evrelerin logaritmik olarak sırayla yaşanmasıdır.
Son evre: Bunu ben de bilmiyorum ama kanımca son bir evre de vardır. En iyisi yaşayıp öğrenmek.*