öğrenciyseniz eğer, hele ki görükle gibi öğrenci kaynayan bir yerde öğrenciyseniz hiç de sıkıcı olmayan şeydir. çok büyük tecrübeler edinirsiniz. bir insanın hayata atılmasını kolaylaştıran en önemli etkendir bana göre yalnız yaşamak. hiç konuşmadığınız anlar da olur elbet, ya da yalnızlıktan sıkıntıdan ağladığınız ama aile yanına döndüğünüzde gönlünüzce dışarı çıkamayıp, evin içinde istediğiniz kılıkta gezemeyip, sigara içemeyip, en fenası sevgilinizle kalamayıp ağlamanız daha da acıdır. o nedenle yalnız yaşayanlar bunun kıymetini bilmelidir, sonrasında çok çok özleniyor.
dışardan bakıldığında imrenilen* ama işin içine girince çok da bir artısı olmayan yaşam biçimidir. tamam yalnızsındır, kimseye özellikle aileden birilerine hesap verme zorunluluğun yoktur, istediğin saatte istediğin kişiyle eve girer, istediğin tarzda müziği bangır bangır dinler kısaca istediğin şeyi yer, içer, sıçar, gezersin... kumanda da hep senin elindedir belki
ama
tüm bu yalnızlık, özgürlük cazip görünse de yine de insan yanında birilerinin olmasını yalnız kalınan belli bir sürenin ardından arıyor. ilk başlarda evcilik oynuyor gibi kendi yemeğini yapıyor, bulaşıklarını aksatmadan yıkıyor, haftada bir evi süpürüyor, faturalar günü aksatılmadan ödeniyor olsa da geçen 2-3 ayın ardından bunlardan bir tat almamaya başlanıyor...
"amaaan zaten bir başımayım ne uğraşıyorum ki bu kadar" diye gelen isyanlardan sonra ihtiyacın olduğunda evde oturup konuşabileceği, beraber masaya oturup yemek yiyeceği, gece su içmeye kalktığında karşılaşabileceği, gerektiğinde tartışabileceği, sinirini çıkarabileceği öyle ya da böyle evde dolaşan birilerini de aramıyor değil. tamam belki her evde internet, msn hede mede var ama bunlar yüzyüze yapılan konuşmaların, dertleşmelerin, şakalaşmalarının yerini alabilir mi?
zaten ilkokul sosyal bilgiler dersinde de öyle öğrenmemiş miydik?
hayatının patronu olmak bir nevi. koltuğun ve televizyonun istediğin yerde durması, tabakların yerini belirlemek, bulaşığın istenilen zamanda yıkanması, istediğinde gürültü, istediğinde sakinlik, istediğin gibi gülmek, istediğinde ağlamak ama ağladığında bir omuz olmaması, yatağı tek başına ısıtmak zorunda kalmak aynı zamanda... ha bir de gece ortaya çıkan bir böcekle ya da binaya dadanmış ve her an içeri girme riski olan fare ile tek başına başa çıkmak...
iyidir yalnız yaşamak ama iki kişi yaşamak daha iyidir.
dışarıdan bakıldığında özenilesi bir hayatmış gibi algılansa da sağlıklı bir yaşam değildir. birçok problemi bir arada barındırır. kadın da olsa erkek de olsa yemek yapmaktan tutun temizlğine kadar evi idare ettirmek bir zordur.
çamaşır makinası dolmadığı için makinayı çalıştırmamak ve zaruri kirli çamaşırları elde yıkamaktır.
evde çıplak dolaşabilmektir.
banyo kapısını açık bırakarak işemek/sıçmak/duş almak, fütursuzca gaz çıkarma özgürlüğüne sahip olmaktır.
kombi bozulduğunda, önce "seni yenecem ulan kombi!" naralarıyla evde ne kadar alet varsa tek tek ele alıp kombinin sağını solunu kurcalamak sonra da pes etmek demektir.
gecenin bir vakti evin abuk bir köşesinde uyuyakaldığınızda kimsenin size "hadi kalk yerine yat" dememesidir.
istediğinizde deliler gibi dip köşe temizliği yapmak, istediğinizde pislik içinde yüzme hakkınızın olmasıdır.
akşamları alkol alırken sarhoşluğun her evresini yaşamak demektir; keyiflenme, müzik dinleme, şarkı söyleme, kalkıp dans etme, duygusala bağlama, geçmişe dair hasar tespit çalışması yapma, eski sevgililere sövme, bazen ağlayıp zırlama ve kapanış(sızış).
aynı anda hem huzur, hem rahatlık, hem de can sıkıntısına sahip olmaktır.
ailenizle/arkadaşlarınızla yaşarken osuruk sesinden bile korkan biriyken, gecenin bir vakti gelen çatır çutur seslere alışmak ve korkmamak, hatta direkt siklememektir.
yalnızlıktan sıkıldığınızda telefon rehberini tarayıp saatlerce birileriyle lak lak etmektir.
istediğin zaman kalabalığa karışmak, istediğin zaman kabuğuna çekilmek demektir.
en önemlisi de; yalnız öleceğin gerçeğini kabullenmek ve buna alışmaktır.
yalnız ölmektir sonu, tavsiye edilmez.
hele ki yaşarken de ölebiliyorsanız hiç tavsiye edilmez.
düşünsenize ölüyorsunuz yalnız, diriliyorsunuz yalnız.
oysa ki bir güzelin kollarında ölmek, dudaklarında dirilmek ne saadet.
çoğu zaman onlar öldürür ama olsun yalnızlığına sarılacağına celladına sarıl kardeşim benim.
melankolikler için iyidir ama sonrasında hayatınıza birini almanız, düzeninize birini dahil edip farklı kurallarla yaşamaya başlamanız fena reaksiyonlara sebep olabilir.
yalnız yaşamaya alışmış birinin sonradan hayatına birini sokmak istemesi çok zordur. başkasıyla birlikte yaşamanın en çok olumsuz yanlarını aklına getirir, aşık olsa bile.
bluğ çağının en büyük hayali iken ortayaş döneminin en büyük işkencesidir. kışın soğuktan, yazın sıcaktan şikayet etmek gibi birşeydir.
hastalık zamanlarında, tatil günlerinde daha bir çekilmez olur.