ev arkadaşı, aile ya da eş ile ilgili zorlukları yaşamamayı sağlayan durumdur. yalnızlık mı? alışırsan kötü. bu sefer biriyle yaşayamaz hale gelirsin. bu yüzden süreyi uzatmamakta fayda vardır.
bir zaman sonra manavdan tane hesabı sebze meyve almak zorunuza gitmeye başlar. önce o çok sevdiğiniz meyveden vazgeçersiniz, yerini yüzde yüz sıkma yarak küreklerle doldurmaya çalışırsınız. sonraları sebzeden vazgeçersiniz. yemek yiyeceğiniz mekanda 4 kişilik masayı bir başınıza işgal edersiniz ya da kominin yönlendirmesiyle bir çiftin bir ailenin masasına yamanırsınız. işte bu ikisi adamı siker bitirir dostlar, siker bitirir.
istediğiniz zamanlarda yalnızlıktan arınabileceğinizi biliyorsanız şayet keyifli bir hayat sürmektir. Canınız istediği an istediğiniz şeyi yaparsınız karışan eden olmaz.
kesinlikle uyuşturucu, içki bağımlılığı ve benzeri şeylerle aynı kategoriye sokulması gereken bir hadisedir.
bu hayatta başka ne bir insana bu kadar acı ve bu kadar zevk verebilir, bilmiyorum. insanda müthiş bir huzur ve özgürlük hissi yaratır, eve geldiğinde seni karşılayan o sıcak sessizlik, evin her bir santimetrekaresinin sadece sana ait olması ve bundan gelen bir evle yaşadığın aşk. farklı boyutla daha samimi olmak gibi bir durum bu, sessizliğin bu derece büyük canlı olabileceğini, hiç bu kadar hissedebileceğimi düşünmemiştim. ama öbür taraftan, her gece yatağına girdiğinde yaşadığın bir kaos, bir deprem var ki, anlatılmaz. o dost, sevgili bildiğin ev, gırtlağına basıyor sanki, nefes alamıyorsun boğuluyorsun. buzulların arasında çırılçıplak kalmış gibi üşümek, aynı zamanda bütün tenini yakan bir ateş.
ama vazgeçilmiyor sözlük, gitgide seni insanlardan toplumdan uzaklaştıran, insan içindeyken kaçmak isteyen mutsuz ama akşamları tek başınayken aşıkmış gibi gülümseten bir bağımlılık bu. zannetmiyorum bu günlerden sonra biriyle yaşayabileceğimi, biri beni burdan zorla, sürükleye sürükleye alıp başka bir hayata sokmadıkça, bu hayattan vazgeçebileceğimi zannetmiyorum.
şunu söyleyebilirim ki, dünyada intiharın artmasının en büyük nedenlerinden biri kesinlikle bu olmalı. sabaha çıkamayacağımı düşündüğüm ve gözümü kapatıp ' uyu hemen uyu' diye uykuya dalmak için kendime işkence yaptığım çok gece oldu.
biliyorum, sabah olunca her şey geçiyor. ama sabaha ulaşmak inanın bazı geceler çok zor oluyor.
ama aynı zamanda ben hayatımın hiçbir döneminde böyle huzur bulmamıştım.
sabah 6.30 da zil calinca hayirdir inslah diye telaslan.
ama
istedigin saatte, istedigin kadar ses yap.
istedigin gibi dolas
benim gibi duzen takintilisi degilsen, istersen yere cop at.
istedigin insani davet et .
her gun parti ver.
şöyle iyidir böyle güzeldir diyenleri bir türlü anlayamadığım mesele. insan ve yalnizlik kavramlarını yan yana düşünmek bile bana korku veriyor, nasıl olurda bir insan sürekli yaşadığı evinde yalnız olmaktan mutlu olabilir aklım almıyor.
yemin ederim uzun süreli yalnız yaşamaya özenmek ergenliktir.
inanılmaz zor fakat inanılmaz güzeldir. iç sesini ses tonundan dinlersin mesela, kimden gizleyeceksin? Arada bir izlediğin kanalı biri değiştirsin istediğin olur, olacaktır da. Yahut müzik sesine karışsın istersin biri. Ama aklına gelir. Ya yüksek sesli en sevdiğin şarkıda, sesi kısmanı isteselerdi? Rahatsızlıkla alışırsın. Kanına işler yalnızlık.
gariptir. 3 aydır yalnız yaşıyorum. evden dışarı da çıktığım yok pek. sevgilimden de ayrıldığımdan gelip gidenim yok. telefonum da yok. televizyonum bile bozuk. internet desen çok kullanabildiğim bir şey değil. belimi ağrıtıyor çok oturunca bilgisayar başında. kitap okuyup duruyorum. satranç oynuyorum kendimle. aptallaştırıyor insanı bir süre sonra. hiçbir insan sesi duymadan, kendi kendine konuşarak yaşayan bir mağara adamı gibiyim. hayvan gibi sigara ve çay içiyorum. ilk kez dün okula gitmek için çıktım evden ve okula gittiğimde kafamda filler sikişti adeta. bu ne kalabalık ulan? dedim, bi garip hissettim kendimi. kaydımı yenileyecekken bir anda ilişik kesme işlemlerini yaparken buldum kendimi. ordan oraya gidip imzalar attırdım verilen forma ve bitti işim bir anda. artık öğrenci de değildim. sonra eve döndüm, baktım yine yalnızım. yalnızlık bir tür psikopat gibi, çekiyor sizi kendine. stockholm sendromu yaşatıyor adama. kesinlikle güzel bir şey değil ama alışkanlık yapan bir şey. sigara gibi. tavsiye etmiyorum.
14 gün oldu. kendi sesimi garipsemeye başladım, hakikaten helal olsun yıllardır yalnız yaşayana, yaşayabilene. yaşarsın yaşamasına da. bir eksiklik var be arkadaş.