ailesi ile kavga eden arkadaşların eve toplaşmasıdır. nasıl olsa gidecek yerim var diyip kapı mı çarpıyorlar, babalarının yüzüne mi tükürüyorlar bilinmemekle birlikte en güzeli kirayı bölüşmeyi teklif ederek evden uzaklaşmalarını sağlamaktır, gideceklerdir ancak o zaman yalnızlaşacaksınızdır.
yalnız kalmanın ne demek olduğunu evdeki tencere çaydanlıkla konuşmaya başlayınca anlıyor insan yuvarlanıp düşen kaleme senin sorunun ne ha diye sormaktır evde yalnız kalmak.
zaman zaman kafayı dinlemektir. perdeleri çeker, kitabını okur, dizilerini seyreder, televizyonda zap yaparsın, rahatlarsın. zaman zaman işkencedir. insan sesi duymak, birine içinde birikenleri anlatmak istersin. arada sırada birileriyle konuşmak iyi gelir. ancak aynı evi biriyle paylaşmak istemiyor olabilirsiniz, bu da normaldir.
10 yıldır yalnız yaşarım... evimdeki perdelerde kaç delik ve kaç desen var bilirim. halıdaki beyaz motiflerin kaç adet olduğunu, parkelerin kaç adet olduğunu, tuvaletteki fayansları mutfaktaki ıslak zeminlerin sayısını hepsini ama hepsini ezbere bilirim.
en iyisidir. bir dönem deneyebilmiş biri olarak söyleyebilirim ki, insanın her zaman doğru kararlar alabilmesini sağlar. çünkü düşünmek için bol vaktiniz olur. uzun süre yapılamıyor ama işte. rahat batıyor.
göze çok eğlenceli görünür. belli bi sürede öyledir zaten.
ama çöpleri çöpe atman, bulaşıkları yıkaman, yatak çarşafını değiştirmen gerektiği gerçeğini görünce
her şey zorlaşmaya başlar sorumluluk duygunuz yoksa.
tamam kapı açık işiyorsunuz, evde çıplak geziyorsunuz, kumanda sizin elinizde tamam, bunların hepsine eyvallah biraderlerim. ama peki o sarma sigarayı cool gösterme çabalarınız? ay sonu mekana en son gelip, 1 bira içip erken kalkmalarınız? 'tamam be bu sefer de benden olsun, sen ne de olsa ev geçindiriyorsun' sözlerimize gözlerinizin dolması ahhahah kıyamam lan.
yalnız yaşamak koca koca duygusal boşluklar bırakıyor o ruhunuza. 'eve çıkarsam her gün biri gelir, hiç yalnız kalmam' diye eve çıkıp, yalnızlıktan kendini siken kaç arkadaşım var benim biliyor musunuz? hadi yalnızlığı haftada 2-3 gün yaşıyorsunuz, ama peki o bulaşıklar, o çamaşırlar? baba evinde sırf çene çekmeyeyim diye yıkıyorsunuz o bulaşıkları akşamdan tamam ama, o korku iyi bi şeye vesile oluyor, temizlik. bi de o boktan mutfakla övünmeleriniz yok mu, en çok ona gülüyorum. mutfakta ışığı yakınca böcekler saklanıyor ama siz hala 'bu akşam eve erken gideyim de şu bulaşıkları halledeyim' diye düşünüyorsunuz, düşünüyorsunuz derken yaklaşık 2 hafta falan bi süre düşünüyorsunuz.
en güzeli yalnız yaşayan bi arkadaş edinmek. ama o yalnız yaşayan arkadaş da mümkünse tek yaşamasın, sevgilisiyle falan yaşasın. o arkadaşın evine içip içip gecenin bi vakti gidersiniz, sabah kalkar duşunuzu alırsınız, aynı kıyafeti 2 gün giyersiniz ama olsun amk her ay götünüze 500 lira kaçmaz.
güzel olduğunu söyleyenleri siktir edin, bok gibidir. ulan insan balıkla,çiçekle konuşur mu ? e konuşuyor işte amk konusacak kimse olmayınca. bi de kapıyı her zaman anahtarla açmanın verdiği o burukluk yok mu, adamı derinden sarsar.
gayet güzeldir. yıllardır yalnız yaşıyorum hiç pişman olmadım. tabi ara ara yanına birini istiyorsun ama genel itibari ile yalnızlık candır. bok atanları siktir edin onlar bir bok bilmediği için atıp tutarlar. her insanın bir müddet yalnız yaşaması elzemdir. alıştın tabi ütüyü anne yapsın yemek önüne gelsin çamaşırlar yıkansın temizlik derdin olmasın hayat sana güzel. zoru görmeden yaşamak anlam ifade etmez. hayatın ne demek olduğunu anlamak için muhakkak surette insan yalnız yaşamalıdır.