tüm hafta sonunu evde mal mal oturarak geçirip "okul olsa da gitsek" kıvamında olmak. Çevresindeki herkesin bi planı olduğunun farkına varmak. Tüm gün radyo dinleyip nette bobilere, 9gag a, alkışlarla yaşıyoruma girip neşelenmeye çalışmak. Gitarı bi iki tıngırdatıp kendini übermensch sanmak. Gece olunca da yatış vakti radyo sesiyle uyumak.
telefonu sadece şarkı dinlemek için kullanmak, son aralamalarda annenin adı olması, telefona gelen son mesajın, hatta ondan öncekinin de hatta ondan öncekinin de hatta hepsinden öncekinin de turkcell'den gelmiş olması, sonra gece geç saatlerde iyi geceler diyen birisini siktir et, benim iyi geceler diyebileceğim birinin bile olmaması, güneşli cumartesi-pazar günleri evde oturduğumda falan filan.
gece yalnız uyuyup sabak yalnız uyanmak.
tek başına yemek yemek.
ağlamak istediğinde seni teselli edecek birini bulamamak.
izin gününde mal gibi evde pineklemek.
her yere yanımda götürdüğüm, 7/24 birlikte yaşayıp yanımdan ayıramadığım ve son zamanlarda artık hem ruhuma hem de bedenime iyice kambur yaratmış olandır. eğer kapınız uzunca bir süreden sonra ilk kez çalıyor ve kapıyı açtığınızda karşınızdaki kişi su faturası için su saatine bakmak istiyorsa biliniz ki harbiden yalnızsınızdır.