yalnızlık

entry9503 galeri519
    375.
  1. Ne kadar korkmuştuk elimizden tutmadılar
    Doğrudur kendi içimizde daraldığımız
    Kim neyi savundu bilinmez nereye kadar
    Biz yani erdoğan ayşenur ali ve ahmet
    Başka bir yalnızlıkta boğulduk
    havasizliktan
    Sanki bir tesbih koptu tane tane savrulduk
    Köy köy bucak bucak memleket memleket
    Ne solculuğumuz solculuktu ne sağcılığımız
    Karanlık bir kapı olup üstümüze kapandılar
    Kimse bizi sevmedi
    ağır kan kaybıyız

    (bkz: Atilla ilhan)
    3 ...
  2. 376.
  3. benim yağmurumda gezinemezsin üşürsün
    dağıtır gecelerim sarışınlığını
    uykularımı uyusan nasıl korkarsın
    hiçbir dakikamı yaşayamazsın
    aysel git başımdan ben sana göre değilim
    benim için kirletme aydınlığını
    hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim

    (bkz: Atilla ilhan)
    3 ...
  4. 377.
  5. Böyle Bir Sevmek
    ne kadınlar sevdim zaten yoktular
    yağmur giyerlerdi sonbaharla bir
    azıcık okşasam sanki çocuktular
    bıraksam korkudan gözleri sislenir
    ne kadınlar sevdim zaten yoktular
    böyle bir sevmek görülmemiştir

    hayır sanmayın ki beni unuttular
    hala arasıra mektupları gelir
    gerçek değildiler birer umuttular
    eski bir şarkğ belki bir şiir
    ne kadınlar sevdim zaten yoktular
    böyle bir sevmek görülmemiştir

    yalnızlıklarımda elimden tuttular
    uzak fısıltıları içimi ürpertir
    sanki gökyüzünde bir buluttular
    nereye kayboldular şimdi kimbilir
    ne kadınlar sevdim zaten yoktular
    böyle bir sevmek görülmemiştir.

    (bkz: Atilla ilhan)
    3 ...
  6. 378.
  7. etrafın kalabalık olsa bile derinden hissedilebilen duygu.
    3 ...
  8. 379.
  9. Bazı ben yanlıştım o yanlıştı bazı
    Çünkü gecikmenin ağır yorgunluğu
    Yanlızlığımız herşeyi birden istemekti
    isteği gerçekleştirmez isteğin yoğunluğu
    ihtiyaç başka bir boyuta geçmekti
    Devreden çıkarıp gereksiz sorumluluğu
    Tekrar loş yalnızlıkların en dibindeyim
    Sararmış yaprakların usulca savrulduğu
    Köprüler yıkıldı artik kendimleyim
    Parmak uçlarımda ölümün soğukluğu
    (bkz: Atilla ilhan)
    3 ...
  10. 380.
  11. Ellerimde bir göztaşı, gözlerim boş gidiyordum
    Ne bileyim, bir damlanın böyle deniz olduğunu
    Şaştım, mavi bir fal gibi açılınca önümde
    Giritli bir ölümüm varmiş, bir balıkçı fitil gibi
    Patlayacakmış avucunda otuz çubuklu gençliğim
    Üç günde mi desem, üç gökte, üç kulaçta mı
    Ben ki, o camgöbeği çiçekler açan ağaç
    Kırılmaz bardaklar gibi tuzla buz olacakmış
    Ne zaman boğulsam böyle yosun kokuyordu ışık

    (bkz: Can Yücel)
    3 ...
  12. 381.
  13. Aşkta Yarın Yoktur Sevgili

    Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili.
    O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır.
    Gelir ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur.
    Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar.
    Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş,
    anneler ve korkular yoktur.
    Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili.
    insan bir başka ışığa teslim olur...
    Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil,
    içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir.
    Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur.
    Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.

    Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın
    hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de...
    Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının
    çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir
    sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...

    Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili,
    kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı
    hakikatlere daha yakınızdır, inan...
    Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye.
    Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda,
    gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri,
    o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim.
    Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...

    Aşk çok eski bir şeydir sevgili.
    Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer.
    Sevdiğimiz insanların çocuklukları da...
    Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer.
    Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider,
    hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...

    insan bazen nedensiz yere umutsuzluğa kapılır.
    Kimselere veremez sevgisini, kimselere kendini anlatamaz, evlere kapanır...
    Bazen denizler, kıyılar çeker insanı.
    insan bu kapılmayı anlayamaz, oysa çok eski bir yerde
    yaşanmasından korkulup vazgeçilmez aşkların sızısıdır bu.
    Bu sızı, bu yenilgi mevsimlerle yıllarla devredilir başka insanlara...
    Bir insanın yaptığı bir hatanın tüm insanlara yayılması gibi...

    işte şimdi biz de sevgili, ya olmadık zamanlarda
    umutsuzluğa kapılıp, soluğu evlerde alacağız, ya da denizler,
    kıyılar çekecek bizi. Nasıl biz başkalarının
    korkaklığını taşıyorsak, başkaları da bizim korkaklığımızı taşıyacak, yenilgimizi, umutsuzluğumuzu...

    Birazdan sabah olacak...
    Para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş,
    anneler ve korkular başlayacak...
    Bunlar varsa ve bizim için geçerliyse aşk yoktur ve
    hiç olmamıştır sevgili. Birbirimizi kandırmayalım...

    Hadi güne hazırlan. Yaşadıklarımızı unutmaya çalış.
    Aşk bize güvenip verdiği büyüsünü, sırlarını,
    cesaretini, bilgeliğini ve o ilkel, o yaban ağrısını geri
    alacak. Bunlar olurken içimiz bir an çok üşüyecek, sonra geçecek...

    Hadi, oyalanma birazdan yarın olacak...

    Aşkta yarın yoktur sevgili...

    (bkz: Cezmi Ersöz)
    4 ...
  14. 382.
  15. Kardeşini öldürüyor Kaabil,
    Içimde bir yalnızlık duygusu,
    Ölüm kadar uzun yaz uykusu,
    Sıkıntı ile geçilen sahil.
    (bkz: Orhan Veli)
    4 ...
  16. 383.
  17. istanbul Yoktu Sen Olmasan

    Ben nice istanbullular gördüm sana gelinceye kadar
    Kirli paçavralara benzerdi insanları
    Dostluktan, vefadan yoksun.
    Bölünmüş, dağılmış, parçalanmış
    Ve herbiri kendi ağırlığıyla ezilmiş, yorgun.
    Yüzümde dolaşan birer iğrenç böcekti gözleri
    Bir tutsam
    Yapışır kalırdı ellerime en çirkin yerleri
    Evlerinde bulduğum yalnızlık
    Sokaklarında bulduğum upuzun bir kahırdı.
    Günler boyunca
    Bir başka karanlık gelirdi
    Karanlığın biri kaybolunca
    Güneşler doğardı görmezdim.
    Bir ses durmadan ölüme çağırırdı beni
    Bilmezdim bu şehirde senin yaşadığını.
    Bilmezdim...


    (bkz: Ümit Yaşar Oğuzcan)
    3 ...
  18. 384.
  19. Yalnızlıkta sen varsın
    Dilediğim gibi düşünebiliyorum seni
    Bir ayna karşısında soyunuyorsun çırılçıplak
    Dudaklarından öpüyorum

    Kapatıyorum gözlerimi yağmur yağıyor
    Bir bulut görüyorum sana benzeyen
    Sevinçten ürperiyorum

    Yalnızlıktan bütün teselliler yalnızlıkta
    Hoşça kalın sokaklar, caddeler, insanlar
    işte başımı aldım gidiyorum.
    (bkz: Ümit Yaşar Oğuzcan)
    3 ...
  20. 385.
  21. "ah şu yalnızlık
    kemik gibi,
    ne yana dönsen batar. "

    Cahit zarifoğlu
    4 ...
  22. 386.
  23. kendin olmak
    kendine yetebilmek
    kendine sığabilmek
    ve kendine sığınabilmektir.
    3 ...
  24. 387.
  25. paylaşıldıkca azalan ama bir türlü bitmeyen şey.. belki de kaderin insan hayatı üzerindeki en büyük ve yadsınamaz gerçeği ve yalnız doğmak ve ölmek de buna delalat etse gerek.. neticede insana kalan ise kendi payına düşene olması gerektiği gibi razı olmak ve kabullenmekten öte olmasa gerek.. fakat zordur insan için arzulanana nispeten hayatın sunduklarına boyun eğmek.. belki ruhun asiliğinin büyüsüne kapılmak gerçeklerin sunduklarına kanaat etmenin zenginliğini görünmez bir gizle özdeşleştirir ki bu da insanın hayallarin ninnisiyle uyumasına kafi gelir..
    velhasıl insanı mütemadiyen bir olmazın peşinden koşturur kendi için asli ve zaruri nedenini bilmeksizin.. belki günler, aylar ya da yıllar boyu aramak fakat bulamamaktan da ilerisi olmayan bir meşgale.. durulursa bir gün sular insan da razı gelecektir payına düşün gerçeklere ve o zaman anlayacaktır eksikliğin, yarımlığın ve tamamlanamamanın yeri ve zamanının şimdi olmadığını..
    ufukta ise yalnızlık ve eskimeyen yeni bir başlangıç ile..
    4 ...
  26. 388.
  27. Bedri Rahmi Eyuboğlu'nun yazdığı şiirdir.
    yalnızlığın kadarsın
    yalnızlığın mis kokmalı
    yalnızlık dediğin bir büyük zindan
    dünyanın en kalabalık zindanı
    dinden imandan çıkarır
    ama öyle bir adam eder ki insanı
    6 ...
  28. 389.
  29. özgün'ün sesine bir kere daha hayran olmayı sağlayan şarkı.

    Sen öğrettin birçok şeyi
    En kötüsü kenarda kalmak
    Düşünmemek hiçbir şeyi
    Sensizken içten içe yanmak

    Canım olsa vermez miydim?
    Sermez miydim yollarına?
    En sevdiğindir bilirim ezip geçmek
    Hadi kır kalbimi defalarca!
    Hadi vur son şansın çarpıyorken kalbim tek başına!!

    Yalnızlık dört bir yanımı sarmış olsa da
    Sensizlik yolarımı tutmuş olsa da
    Zamansız bir depreme tutuldu kalbim
    Tutulsun sensiz ölmek zamanı şimdi

    Ah yangın kor ateşler beni sarsa da
    Sensizlik yollarıma yağmış olsa da
    Zamansız bir ölüme seyirci kaldım
    Alkışla sensiz ölmek zamanı şimdi

    Bir şeyler ilk aşkımı hatırlatsa da
    Son aşkım sendin asla anlamasan da
    Zamansız bu ölüme sebep sen oldun
    Kabullen yok olmamı bir tebessümle

    Ah yangın kor ateşler beni sarsa da
    Sensizlik yollarıma yağmış olsa da
    Zamansız bir ölüme seyirci kaldım
    Alkışla sensiz ölmek zamanı şimdi
    4 ...
  30. 390.
  31. şu sıralar genç neslin çektiği ve her zaman hisseden çoğunluğun gençler olacağı bir histir. bazen yağan bir yagmur altında yürüyüp düşünmek içinde bulundurduğu vaziyete küfür etmek sürekli çare aramak başarısızlıklar sebebiyle ihtihara kadar sürükleyebilen yada kişinin kendiyle muhabbetini fazlaca arttırıp toplumdan soğumasına sebep olan bazen de kafandaki düşüncelere şekil şemal vermek rahatlamak gibi aonsuz sayida örnekler yazdırabilecek iyi mi kötü mü tartışılması ebediyete dek sürecek hissin ta kendisidir yalnızlık.
    3 ...
  32. 391.
  33. 392.
  34. 1 ocak'ta sabahın köründe uyanmak olsa gerek..
    5 ...
  35. 393.
  36. sevdiğin kızın sana yüz vermemesi, ya da senin gerçekten sevebileceğin kişinin seni sevmemesi. bir kere bile ettiğin tekliflerinin kabul edilmemesi.

    işte bunlardır yalnızlık. ben de yalnız bir adamım. gözünüz hiç kimseyi görmez böyle sıkıntılarınız olduğu sürece.
    5 ...
  37. 394.
  38. yalnızlık eski bir ezber, ayrılık alışkanlık!...
    3 ...
  39. 395.
  40. insanın kapısını hayatın değişik evrelerinde sıklıkla çaldığı sessiz bir dosttur. karanlıklar giymiştir,evinde, zaman ve mekan kavramından uzakta, sıkıntıya boğan ve hiçliğe götüren bir sürü kapı yer almaktadır. insan karanlığına ve sessizliğine alıştıkça o evin ardı ardına açılan kapılarını iter ve bildiği her şeyden uzaklaşıp iyice karanlığa gömülür.
    3 ...
  41. 396.
  42. buz grubunun 3 akorluk şarkılarından biri. iyidir hoştur orası ayrı.
    3 ...
  43. 397.
  44. gecenin ilerliyen su saatinde evde kocaman bir sesizlik ve yanlizlik
    birine sarilma ihtiyaci his etmek. ya da niye böyle oldu diyerek düsünmek
    tarifi zor bir mutsuzluk hüzün ve acidir yanlizlik...........
    4 ...
  45. 398.
  46. 399.
  47. yalnızlık yağmura benzer yağmurlarda sırılsıklam ellerim
    aşk-ilişkilerinden sonra üzerine en çok şiir yazılan konudur sanırım.
    ve şaiirinde dediği gibi yalnızlık paylaşılmaz.
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük