Yalnız olmak sadece ev olarak değil yakın arkadaş gibi şeylerle de olabiliyor
Örnek ben.
insanlarla ortak yaşamaktan ve insanlara bağlı olmaktan bıktım artık. Ama insan değil miyiz işte ağaç gibi de yaşanmıyor ki.
Kalıcı ve yeni bir ortama girdiğimde hep derim bu sefer baglanmayacam, kimseyle yakin arkadaş olmayacam diye sonra bir şeyler oluyor yine eskisi gibi.
Bile bile lades oynamak gibi bir şey bu
Alıştıktan sonra vazgeçilemeyendir. belirli bir süre sonra tahammül sınırının çok aşağılara indiği fark edilir. kendi kendine yetmeyi öğrenemesen bile sana yardım edecek birisi olsun istenmez genellikle. sanırım bir evde yaşamanın da en güzel şeklidir. kendini çok daha iyi tanırsın, nasıl bir hayat isteyip istemediğini net bir şekilde öğrenme fırsatın olmuştur.
kafanızdaki düşünceleri silmenize yarar. yeni bir eve taşınır, o evin mahallesinde kimsenin sizi tanımadığı duygusuyla rahat edersiniz. kitabınızı okur, filminizi seyreder, istediğiniz zaman eve gelip evden çıkarsınız. kafanızı boşaltırsınız.
ama çok uzun süre boyunca aile ve herhangi bir insanla iletişim kurmaz, en azından üç beş kelime etmezseniz depresyona girebilirsiniz. kötü hissettirebilir.
bakmayın öyle güzel diyenlere, gelin bir 60- 70 yaşınıza görürüm ben sizin yalnızlık aşkınızı. sabah akşam tüm vakitlerde boş bir duvara bakmak ne demek, yaşayandan dinlemedikçe anlayamazsınız. o yalnız yaşayanın anlatırken dahi her halinden anlaşılan hüznü çaresizliği görmedikçe anlayamazsınız. belki çok duygusala bağlamış diyeceksiniz ama dedemden biliyorum. size tavsiyem ne korkun yalnız kalmaktan ne de yalnız kalmayı isteyin.
sürprizle karşılaşmamaktır. iki ve daha fazla insan iletişime geçtiğinde sürekli sürprizler yaşarlar yada yaparlar. ancak yalnız insan, yalnız yaşayan insan yani, sürprizle karşılamaz. eğer aşinaysa bu sözcüğe zamanla unutur. sürprizlerin uzak olduğu bir dünyada hayatın var olması beklenemez elbet. yalnızlaşan insan ölüyordur. yalnız insan ölmüştür.
bazen çok güzel bazen çok boktan bir durumdur.
hiç kimseniz olmaması gerek ama güzel olmasını istiyorsanız, elinizde sadece günde 2 3 kere arayan bir anne/baba mevcut olmalı.
sabah sizi kaldıran saçı sakalı birbirine karışmış abaza ev arkadaşı ya da saçı başı dağıtmış ruh hastası bir kız arkadaşınız olmaması kadar güzel bir şey var mıdır şu dünyada.
sabah kalktığınızda tuvalet sırası beklememek kadar güzel bir şey var mıdır şu dünyada.
sabah kalktığınızda aşağıdaki fırından iki poğaça alıp bir çay demleyip, youtube'dan carl b açıp dinleyerek ve denizi izleyerek teras katta kahvaltı yapmak kadar güzel bir şey var mıdır şu dünyada.
kahvaltı bittikten sonra siki daşşağa yayarak klozete sıçmak kadar ve sıçarken sizi kimsenin duymayacağını bundan dolayı rahat rahat anüsünüzün yırtılma ihtimalini hesaba katmadan osura osura sıçmak kadar güzel bir şey var mıdır şu dünyada.
isterseniz gerisini saymayım bundan sonrası bok işte o gün yaptığınız en güzel/en son eylem sıçmak oluyor. gerisi çok kötü tüm gün yalnız ve bir başınıza cafe cafe gezip çay mı içersiniz artık, evde ölü numarası mı yaparsınız dizi izleyerek bilemeyeceğim ama gecesi güzel kimsenin görebilme ihtimali yok ve siz yatakta peçeteniz ile yalnızsınız; o peçeteyi nasıl kullanacağınız size kalmış.
Artik biktigim durumdur. Yanlis anlasilmasin aslinda yalniz yasamiyorum iki tane buram buram tasak kokan delikanliyla ayni odayi paylasiyorum, ama yalnizim bilmiyorum anlatabiliyo muyum. Cevremde insanlar var ama istedigim insan yok iste yalnizim. Biktim yalniz yasamaktan. Yalnizim yalniz yasiyorum ve sanirim yalniz olecegim.
özgür olmayı sonuna kadar yaşayacağım derken dertten tasadan geçilmeyen vasat bir hayatı yaşamaktır. bekar evi diye tabir edeceğimiz evde, erkeklerde (genellikle) yerlerde bira şişeleri, mobilyalar üzerinde tozlar, tencerede kurumuş kalmış makarna, buzdolabında bilinçli mikrobiyolojik çalışma yapmıyorsa şayet unutulmuş ve yeşillenmiş yiyecekler. kötü koku cabası. kurumuş lekelerin olduğu ocak, ağzına kadar dolu ve hatta taşmış çöp kutusu, sigara izmariti dolu kül tablaları, dağınık yatak odası, sık sık değiştirilmeyen kokuşmuş nevresim takımları, karanlık ve havasız bir oda, ayakkabı dolu hol.eve giren çıkan kızlar, eğlenceler, kızlı erkekli partiler... ve daha niceleri. elbet bu düzensizliğin düzeninden bir gün rahatsızlık duyarlar. evde bir başına kaldı mı da tek yaptığı bilgisayar başında bir şeyler zırvalamaktır. yine kendinlesindir, kendinle baş başa. erkek de öyledir işte kadın da. yapayalnız kaldı mı insan ne düşünür ki sıkıntılarını, dertlerini, sessizlikte ne yapabilir ki insan. uyur. kadın ne yapar. temizlik,yemek. alır kitabını okur ya da o sessizlikte ya da evde duramaz çıkar alışverişe. eve giren çıkan takip edilir zaten aman kızımıza sahip çıkalım. ev erkeklerinkinden nispeten daha temiz olsa da yalnızlıkta ' amaaan koy g.tüne' felsefesiyle hareket edildiği için dağınıklık ve pislik kaçınılmazdır. öğrenci/çalışan bir birey için kadın/erkek hiç fark etmez yalnızlık dokunur insana. evin sessizliği bazen hoş gelmez. başta özgürlük gibi gelir, eğlence gibi, buralar benim aga, istediğimi yaparım gibi gelir ama öyle değildir. evde yalnız kalmak, yapayalnız yaşamak kendi ayakların üzerinde durmaya çalışmak zordur. kendi hayat sevincini kendin yaratman zordur. evde konuşacağın kimse yokken de nesnelerle konuşmaya başlarsın. 'ya ben bu kumandayı nereye koymuştum, nerdesin lan' tarzı konuşmalar ya da kapının koluna kazağın falan takılması durumunda evde biri varmış hissi ile psikopatça minik mutlulular yaşamaya başlarsın. bir yerden sonra psikoloji de değişir. fazla yalnız yaşanmaması kanaatindeyim. herkesin yalnızlığı kendine.
yalnızlığı karşına alıp "adam ol!" diyerek yaşama devam etme şeklidir. yine yalnız.
yalnız yaşamanın birinci şartı müziktir. aslında televizyon demem gerekirdi, bunu dediğinizi tahmin edebiliyorum. ama yerleşik bir yalnızlığınız yoksa ve yanınızda taşımanız gerek ilk ihtiyaçlar olarak bir malzeme grubu varsa bu listede televizyonun T'sini göremezsiniz. bu yüzden müziktir ve bunu taşıyacağınız 4-16 gb arası bir müzikçalar yeterli olur.
bütün gün işte 1001 kişiyle muhatap olup akşama evde yalnız kalınca belki çıldırabilirsiniz. o yüzden yegane arkadaşınız müzikle takılırsınız geceleri.
o kadar şehir gezdim ancak hep yalnızdım. çünkü yalnızlığım benim tek arkadaşım. bu durumda yalnız oluyor muyum? hayır. ama yalnız olmuyorsam, yalnızlığım benim yanımda nasıl olacak? yani yalnızlığımın yanımda olması için yalnız olmam gerekir. ancak bu durumda yalnız olmamış oluyorum. oluyorum değil mi? lütfen yalnız olmadığımı söyleyin.
---
olmuyor işte, yalnız bu hayat yaşanmıyor. istediğiniz kadar özenin. istediğiniz kadar kedi, köpek, fare, bilumum hayvan alın yanınıza, yine de bu yalnız olduğunuz gerçeğini değiştirmiyor. yalnızlık çoğu zaman insanlara acı verir, size de acı verecektir. ama ben ve yalnızlığım gayet mutluyuz. bu akşam yemekte yumurtalı ıspanak yedik. o pek yemedi ama ben onun yemeğini de yedim. değişik birisi benim yalnızlığım. öyle işte.