mustafa yıldızdoğan şarkısıdır. sözlerinide yazayımda tam olsundur.
Yağmur yağmakta,sular akmakta
Esen rüzgarda,düşen yaprakta
Her ne var ise kara toprakta
Bir tek sen varsın gerisi yalan
Bana benden yakın olan sevgili
Her nefes aklımı alan sevgili
Ruhumdan sineme dolan sevgili
Bir tek sen varsın gerisi yalan
Ne gençlik ne varlık ne evlat ne yar
Canımda can gizli cananı arar
Azrail peşimde dünyada ne var
Bir tek sen varsın gerisi yalan.
yamacımda bir kurt ölmüş aşktan
gel biz kaçalım burdan
dağlara çıkalım ağırdan yavaş
deli divane olmuştur belki
belki de canına değdi
belli ki başını eğdi
yavaş yavaş
e onun adına yalan derler (x4)
yamacımda bir kurt ölmüş aşktan
gel biz kaçalım burdan
dağlara çıkalım ağırdan yavaş
seni soranlara iyidir derdim
belki de yanılan bendim
belli ki daralan sendin
yavaş yavaş
vasat yalanlardan bahsedecek olursak söylenmesinde bir marifet olmadıgı gibi, inanılmasında da bir salaklık yoktur.
çüş dedirten yalanlar için ise tanımın ikinci kısmında değişiklik yapmak gerekir.
11 sayfa dolusu girdiden de anlaşılacağı üzere yalan kötüdür. aksini iddia edebilene hiç şaşırmam. kaldı ki çok işe yarıyor. ama bir çok işi de bok ediyor çok affedersin. yine bu 11 sayfalık girdilerin içinde kuyruklu yalanı da tanımlamışlardır. aslında hiç bir yalan sonsuza kadar sır olarak tutulmaz insan bünyesinde.. kaldı ki o bünye ölse dahi bir zaman sonra ortaya çıkacağından tüm yalanların bir uzantısı ve bir sonu vardır. "gittiği yere kadar", " yalancının mumu yatsıya.." gibi söylemler ve atasözleri de bunu doğrular neticesinde bize yol gösterir, bizde aksini iddia edercesine yalanın kuyruklusundan girer beyazından çıkarız en ırkçılığından!
ilk yalan söyleme anındaki heyecanı bastırma ile şimdi yalan söyleme anındaki heyecan oranı belki düşmüş olabilir 20'li 30'lu yaşlardaki insanlarda.. ama yinede bunu dışa dönük bir cümle olmasını da istemiyor da değildir hani.. istatiksel verilere dayalı yapılmış tespitlere göre yalan söyleme nedeni ise, insanların yalan söylemeye mecbur bırakılması olmuştur genellikle.. bu durum ise ortadaki iki yüzlülüğü görmemize neden olduğu gibi yine de yalan söylememizi engellemeyecektir..
yalan;gerçekleri saptırmaktır.geliştirilebilir bir beceridir, üzerinde çalışmak gerekir.
üst düzey tasarım ürünüdür. herkes söyleyebilir ama herkes yerine ulaştıramaz.
ayrıca yalan yalamak fiilinin edilgen çatılı hale getirilip emir kipi ile çekilmiş hali.
karaktersizliktir.
hayır ben de yalan söylüyorum ama günlük yalanlar.
ama şerefini, haysiyetini, gelmişini ve geleceğini de yalanlar üzerine kuran adamlar var. yüzüne tükürsen sıvı kaybı.
mutlu olmak için mutlu etmek için ihtiyaç duyduğumuz şeydir çoğu zaman.. hayattaki dengeyi sağlar dozunda olduğu sürece.ayrıca
"her insan biraz romandır,kahramandır biraz yalandır".
hayatımız boyunca belkide en çok kullanacağımız birşeydir. onsuz hiç kimse yapamaz.hani ne onla oluyor nede onsuz buda öle birşeydir...bazen boyutunu değistiriz okadar bazen rengini beyaz yaparız bazen siyah bazen mecburken söyleriz bazen ipneligine ama hep söleriz...
bu bir züğürt tesellisi ya da kendini kandırmaca değil. yalan söyleyen en sonunda, er ya da geç bunun cezasını çekiyor. ya yakalanıyor rezil oluyor. ya yalanı devam ettirmenin stresini yaşamak zorunda kalıyor. ya yalanlar yüzünden artık gerçeklik algısını kaybediyor, hayattan hiçbir tat alamamaya başlıyor. bazıları yalan ile bir süre iyi idare edebilse de sonunda onun işleri de mutlaka boka sarıyor. o yüzden söylemeyin. başkasına zararı yok, sadece size var.