gözlerimden akmasını engellediğim her damla yaşımla,
seninleyken senden başkasını her koklayışımda,
el yatağından kalkıp seni her okşayışımda...
gönlüme olduğun her deva,
ömrüme ettiğin tek vefa,
senin sevdim dediğin her defa;
yalan...
yedi yaş öncesi çocukların söyledikleri "yalan" lar uzmanlar tarafından yalan olarak kabul edilmezler ki gayet haklı bir gerekçeleri vardır: çocukların bilişsel düzeyleri zaten yalan kavramını anlayabilecek düzeyde değildir. yalanın tehlike arzettiği yaş bundan sonra yani yedi yaş itibariyle başlar ki yalanın da farklı sebepleri vardır: taklit yalanlar, sosyal yalanlar, hayali yalanlar, patalojik yalanlar vb. gibi. burada önemli olan ve tehlike arzeden patalojik yalanlardır. patalojik yalanlar artık çocuk ya da birey tarafından alışkanlık haline getirilmiş ve hastalık derecesine gelmiş boyutudur. bu noktada bir uzmana danışmakta yarar vardır. ve yalan söylediği düşünülen çocuğa kızmak, azarlamak, kaba kuvvet hiçbir şekilde doğru değildir. önemli olan çocuğa doğru bir model olmak, ebeveynler olarak tutarlı davranışlar sergilemek ve yalan söylemenin yanlış bir davranış olduğunu ve ilerde nelere yol açabileceğini göstermektir. öğüt vermek, nasihatte bulunmak da yine azarlamak, şiddet kullanmak kadar yararsız bir davranıştır. unutmamak gerekir ki çocuklar anne babalarının aynasıdır.
gerçeği gizlemektir. en kötüsü de kendi kendine söylenen yalanlardır. bazen takarız at gözlüklerimizi ve inatla kendi söylediğimiz yalanlara inanmaya başlarız bir süre sonra...
söylendiği insanı derinden yaralayandır. değer verdiğin bir insan sana yalan söyler, yalanıyla birlikte, aranızdaki bir şey de yok olup gider. ne olduğunu anlayamazsın bile. güven değildir bu. o'na hala güvenirsin. sırtını yaslayabilirsin yeri gelince. ama bir şey, az biraz kalbinden, az biraz aklından, bir daha bulamayacağın bir yerlere gider.
yalan söylerken utanan insanlar bir parça dürüsttür.
yalan söylerken yalanın kötü olduğunu bilir ve söyler insanlar dürüstlü ya da yalancılık yolundadır.
yalan söylerken utanmayan, bir şey hissetmeyenler kesinlikle dürüst olamaz.
yalan söylemekten hoşlanan ve en basit şeylerde bile yalan söyleyenler ruh hastalığına yakalanmıştır denilebilir. hatta kendi yalanlarına kendileri inanırlar, gerçekmiş gibi yaşarlar.
ve son olarak, günahtır. rabbimiz yalancılardan hoşnut değildir.
Hayatta iki çeşit yalan vardır: başkalarına zarar veren yalanlar ve masum yalanlar. Bazen yalanlarla gönlünü hoş tutabilirsin. Kimseyi kırmadan, üzmeden.. ikinci tür yalanarı söyleyen insanların içinde kötülük değil, hoşluk, güzellik vardır.
Yalan söylen kişi yalancı olarak nitelendirilir.Aslında bilinmez ki asıl yalancı, size doğruluk abidesi gibi görünür. Şöyle ki:
Birisinin yalanını yakaladığınız an şrank yalancı sıfatı(!).Ama öte taraftan bakıldığında ise bu kişi çaylaktır.Eğer size yalanı yedirmiş olsa siz onun yalan söylediğini fark etmezsiniz.O yüzden size doğruluk abidesi gibi görülen kişiler yalan üstatları dır.