filmi eleştirenlere tavsiyem son on yılda çekilen türk filmlerinin tüm özelliklerini incelemeleridir.
recep ivedik'e dahi katlanabilen bünyem hababam sınıfı 3,5 diye film gördü arkadaşlar lütfen yapımları eleştiriken mantıksal yaklaşalım yada ulan bu filmi beğenmeyeni süper ajan k9 kovalasın.
cem yılmaz'ın bir fantezisini daha hayata/perdeye geçirmekten öteye gidemeyen, gora ve arog'da olduğu gibi neredeyse baştan itibaren 'bitse de gitsek' duygusu yaratan, hemen her sahnesi, esprisi, entrikası zorlama, suni; aziz ile lemi'nin, suz(s)an'a osmanlı'yı anlatmaya çalıştıkları enfes sahne dışında güldürmeyen, güldüremeyen, çak/chuck esprisinin bıkmadan usanmadan tekrarıyla izleyicinin sabrını zorlayan/taşıran, ham, hiç olmamış film.
evet ben de dvd'si internete düşünce izleyenlerdenim. şimdi şöyle. cem yılmaz hakkında önyargılar aşırı düzeyde. yani beklenti çok yüksek. tarkan'ın müzikleri gibi. tarkan'dan hep inci tanem, kır zincirlerini gibi şarkılar bekliyoruz. sonra karşımıza vay anam, dudu çıkınca hayal kırıklığına uğruyoruz. zamanla, dinleye dinleye de alışıyor, beğeniyoruz.
cem yılmaz da öyle işte. komedi denince zirvede bu adam var. her filminde altımıza sıçırtmasını bekliyoruz. tıpkı stand-upları'nda yaptığı gibi. ama film bu. film sahneye benzemez. stand-upları'ndaki gibi güldürü düzeyini filmlerinde bulamayınca da vay anam cem yılmaz kötü film yaptı.
ama tam tersi gözle izlerseniz. yani beklentisiz hatta sıçık bir film izleyecem gözüyle yahşi batıyı izlerseniz. bu sefer filmden keyif almaya başlıyorsunuz. ön yargılarınız kırılıyor bi kere. filmi salt cem yılmaz'a değil filmin kendisine, diğer oyunculara ve detaylara da odaklayabiliyorsunuz. mesela zafer algöz'ün oyunculuğu gibi. bir orta anadolu şivesiyle kasaba şerifi yapmış ki gülmeyen, eğlenmeyen gitsin zeki demirkubuz filmleri izlesin.
sinema filmi olarak değerlendirilmemesi gereken, durum değerlendirmeleri komedisi olarak bile yavan buldum. sanırım bunun en önemli nedeni esprilerin karikatürist olduğu dönemden takibimde olmasıdır. ayrıca karakterlerin role adapte edilmeye uğraşılmadığı, aksine herbirinin kendi anadolu şiveleriyle konuşmaya devam ettiği, hernekadar çizgi filmlere bir eleştri olarak değerlendirsemde, filmin havasını bozmuştur.
kısacası karikatürü çizilecek ama filmi çekilemeyecek senaryo, oyuncu performansları ve mekan, hiçbirşey beyaz perdeye uyumlu değildi.
daha yeni izleme fırsatım oldu, Fena değil diyeyim.
şimdi bazı fanatik sivrizekalılar esprileri anlamamışsın eki eki diyecek de demesinler. Cem yılmaz bazı şeyleri aşmalı kanaatimce, hiç olmazsa biraz daha "sinema filmi" gibi film çekmeli.
"Burada yabancıları sevmezler... Yerlileri hiç sevmezler!"
O klasik Western çizgisindeki kovboy filmlerinin pek çok simgesiyle dalga geçilen, kaliteli göndermelerle günümüz emperyalizmine sıkça laf sokan keyifle izlenecek bir filmdi kendileri. Ayrıca Kızılderililere inanılmaz saygı duyan bir birey olarak, yerli halkın da işin içinde olması güzeldi.
Cem Yılmaz, Ozan Güven ve Özkan Uğur zaten artık yanyana gelince bile gülümseten isimler. GORA ve AROG'dan sonra onları yine bir arada görmek çok güzeldi.
şerif lloyd karakterinin şivesi çok hoşuma gitti benim bu filmde.
--spoiler--
ulan ben saa 18 yaşından guçükler buraya giremez dimedim mi ha? foterine sıçtığım!
--spoiler--
ben bu adamın tarzını ve o istanbul bitirimi muhabbetlerini bu tarz uzay ya da western aksiyonların içine koymasını seviyorum arkadaş. Özkan uğur, zafer algöz gibi iyi oyuncuların komedi oynamasını da seviyorum. Daha diyecek bir söz yok. her şey çok güzel olacak'dan, gora'dan, Arog'dan sonra sıkılınca izleyecek bir film daha.
--filmden bazı yaran diyaloglar--
-Ben kızıl kayalar, bu da oğlum bambi
+sağol şef tokuz
-bu kısır kayalar, ağlayan kayalar, pembe kayalar.. kayalar.
-
*kızılderililerin posta arabasının yanına geldiği sahne:
^uk
-ne uku lan!
+kızılderililer için türktür derler
-kenan abi var mı öyle bir şey?
+yok oğlum topla toplaa
--filmden bazı yaran diyaloglar--
bu filmi sevmenizi sağlayacak bir detayı içerir, spoilerdir.
--spoiler--
filmin başında, posta arabasının soyulduğu sahne devam ederken, bir anda ortaya çıkan kızılderililer için ozan güven'in "hintliler" demesi sanırım düz ingilce çevirilere ve dublajlara verilen en güzel ayarlardan biridir.
--spoiler--