imanı zayıf kişilerin tereddüt içinde kalması sonuçu kendisininde hıristiyan veya yahudi dinini kabul edebileceği için karakter bozukluğunu ırkçığa döken kelime.
ayeti gören-duyan herkesin socrates-erasmus değişim programı öğrencisi olduğunu düşünüyorum. tedirginlik had sahfada. ulan konuşturcaksınız adamı; sanki kuran'ın her dediğini yapıyorsunuz da bu ayet için polemik çıkarıyorsunuz. işine gelmeyen gitsin kanka olsun elin christian troy'u, şalomo shamir'i ile.
sözden ve tepkilerden yola cıkarsak dost ile arkadaşı aynı kefeye koymamalı insan.dost olmak arkadas olmak ve sevgi cok farklı kelimeler hiç mi bilmiyorsunuz? ayrıca dost edinmeyin derken bu kişilere işkence edin mi deniyor da bu kadar tepki olmuş onu da anlamış değilim.
ve birkaç soru..
çocuk doğdugundan itibaren türklere ve müslümanlara düşman olarak yetiştirilen hiç mi ülke bilinmiyor?bu kadar olay da mı görülmüyor? görmezden mi geliniyor yoksa? dost olma denince düşman ol mu algılanıyor? bu nasıl bir algıdır?
cevaplarını bulamadıgım sorunsaldır.
arkadaş olma demiyor. hiçbirine yüzde yüz güvenme diyor. dost olma diyor. sorarım size bu devirde kim kime arkasını dönebilir ki? bırakın yahuduyi müslümanı evlat babasına, babası evladına güvenmiyor.
--spoiler--
Onlar, kendilerinin inkara sapmaları gibi sizin de inkara sapmanızı istediler. Böylelikle bir olacaktınız. Öyleyse Allah yolunda hicret edinceye kadar onlardan veliler (dostlar) edinmeyin. Şayet yine yüz çevirirlerse, artık onları tutun ve her nerede ele geçirirseniz öldürün. Onlardan ne bir veli (dost) edinin, ne de bir yardımcı.
--spoiler--
hicret edinceye kadar diyor...
günün şartları diyor...
savaş ortamı diyor...
şş kime diyor?
dinler arasi diyalog yollarında hristiyan ve yahudilere hizmet ederken maskara olan kıfayetsiz muhterislerin, fethullahçı gölgelerin külliyen reddettikleri kuran talimatı.
müslümansan din bu, kabul edeceksin ya da akıl ile sorgulayıp gerçeği bulacaksın. iman sorgulamaya manidir, ya bütünü ile dine tabi olacaksın ya da hayatı sorgulayarak vardığın noktada durup düşünüp kararını verecek ve yolunu seçeceksin.
hz muhammed günlük siyaset gereği bu türden emirleri sanki allah'ın buyruğu gibi kuran'a koymuştur. bu dogmatik mantıksızlıklara ancak yaşamı sorgulamayan, geçmişinden gelen aile mirasını sorgusuz sualsiz peşinen alıp kabul eden bir zihniyet inanır. akıl ile sorgulayan bir insan, yaratıcı'nın böyle akıldışı emirler vereceğine iman etmez. allah'ın yücelik kavramı vardır çünkü, merhametlidir, her şeye kadirdir, büyüktür, kulları arasında ayrım yapmaz. aşağıdaki gibi, kin dolu insani sözler etmez:
1. "...yalnız Allah'ın dini (islamiyet) kalana kadar onlarla savaşın..."
(Bakara Suresi, ayet 193)
2. "...islamdan başka dinlere rağbet edenler tam bir sapıklık ve ziyan içindedirler..."
(Ali imran Suresi, ayet 85)
4. "Ey Müslümanlar, Yahudileri ve Hıristiyanları dost olarak benimsemeyin; onlar birbirlerinin dostudur. Sizden kim onlara dost olursa, o da onlardandır..."
(Maide Suresi, ayet 51)
5. "Müminleri bırakıp da kafirleri dost edinenler, onların yanında izzet (güç ve şeref) mi arıyorlar? Bilsinler ki bütün izzet yalnızca Allah'a aittir."
(Nisa suresi 139. ayet)
6. "Müminler, müminleri bırakıp da kafirleri dost edinmesin. Kim bunu yaparsa, artık onun Allah nezdinde hiçbir değeri yoktur..."
(ali imran suresi 28. ayet)
maide suresi 51. ayetinde ilgili kelimeyi dost olarak çeviren mealler aşağıdadır. dinler arası diyalog düşkünü fettoş gölgelerine göre tüm bu mealler hatalıdır, bir kendi ilkel ve satılmış akılları doğrudur. kişiliksiz; şerefsiz; haysiyetsiz kirli ruhları böyle irin akıtsa da ayetin değişik çevirilerinde de durum bu şekildedir:
.Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar (birbirinin tarafını tutarlar). içinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna yol göstermez. (Diyanet Vakfı Meali)
.Ey inananlar, Yahudilerle Nasranileri dost edinmeyin. Onlar, birbirlerinin dostudur ve sizden kim onları dost edinirse şüphe yok ki o da, onlardandır. Şüphe yok ki Allah, zalim olan kavmi doğru yola sevk etmez. (Abdülbaki Gölpınarlı Meali)
.Ey inananlar! Yahudileri ve hıristiyanları dost olarak benimsemeyin, onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onlara dost olursa o da onlardandır. Allah zulmeden kimseleri doğru yola eriştirmez. (Diyanet işleri Meali)
.inananlar, Yahudileri ve Hristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudur. Sizden kim onlarla dost olursa onlardan sayılır. ALLAH zalim toplumu doğru yola iletmez. (Edip Yüksel Meali)
.Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse, şüphesiz o onlardan olur. Şüphesiz Allah, zalim kavmi doğru yola iletmez. (Elmalılı Hamdi Yazır Meali)
.Ey imân edenler! Yehûd ile Nasâra'yı dost tutmayınız. Onların bazıları bazılarının dostudur. Ve sizden her kim onları dost edinirse muhakkak o da onlardandır. Şüphe yok ki Allah Teâlâ o zalimler olan kavme hidâyet etmez. (Ömer Nasuhi Bilmen Meali)
.SiZ EY imana ermiş olanlar! Yahudileri ve Hristiyanları dost edinmeyin: Onlar yalnızca birbirlerinin dostlarıdır. Ve hanginiz onları dost edinirse kesinlikle onlardan olur: Bilin ki Allah böyle zalimlere doğru yolu göstermez! Muhammed Esed meali)
bence eğer bahsi geçen ayette yahudi ve hıristiyanlardan dost edinmeyin diyorsa. hiç kusura bakmayın, mantıklı ve insancıl bulmam. üstelik bu son dinin kitabında geçiyor.
lakin bahsi geçen mevzûda sizin ülkenizi işgal eden, sizin canınıza malınıza kast eden yahudi yahut hıristiyanları dost edinmeyin derse, kabul ederim. daha zalim davranacaklardır bir müslümana nazaran, ayrı bir dinde oldukları için... bunun dışındakiler kabul görecek gibi değildir. bağnazlıktır...
Not: kurtuluş savaşında fransızlarla, ingilizlerle dost olan çoktu. Hatta bunların büyük bir kısmı ilginçtir ki, koltuğunu makamını kaybetmek istemeyen, şeyhler, hacılar hocalardı. (bkz: menemen olayı)
bu söz üstüne ters köşe yapmak gibi bir hakları var yahudi ve hristiyan olanların.onların da müslümanla arkadaşlık etmemeleri sonucunu doğurur ki bu oldukça anlamsız her açıdan.
bir "ikra" var bildin mi? ilk ayette geçer. işte bazı moronlar, okudukları üzerinde hiç düşünmez, hiç yorum yapmaz, lan acaba burada neyi kasdetmiş diye sorgulmaz. evlat, ikra sadece oku anlamına gelmiyor.. hmmmm, melaba abi!
+aha, yakup olm, yahudi ve hristiyanlarla arkadaşlık etmeyin diyor!!
-cevdet hemen rehberden natali ve john'un telefonlarını sil, yüzlerini bile görmeyeceğim.
+saygı duyarım!!
bu mudur olay yani? o ayetin öncesini, sonrasını, gönderildiği zamanı, neye istinaden gönderildiğini anlamadan, araştırmadan, bilmeden neyi, nasıl eleştirebilirsin ki? nasıl tutarlı olursun?
"kuran- ı kerim'in türkçe'ye tam olarak çevrilememesi nedeniyle..." türü cümleler kurularak anlamı değiştirilmeye ve barındırdığı faşizm unsurları giderilmeye çalışılan çöl bedevileri mirası bir kitabın cümlesi.
kuran tam olarak türkçe'ye çevrilemiyormuş, çevrilirken anlam kayıpları oluyormuş, öyle olunca da biz türkler kitabı yanlış anlıyormuşuz, bık bık bık.
sen allah'tan daha mı yücesin ki eksiğini tamamlamak adına kendini madara ediyorsun?
Dunyada gittikce yukselen muhafazakar akimdan Turkiye nin etkilenmemesi beklenemez. Ici bosaltilmis irkci ve dinci soylemlerle nereye kadar gidebilirizki. Dunya tum dunyada yasayan varliklarin malidir, evidir, yasam alanidir. Ve dunya omrunu tamamlaynicaya kadar da birlikte yasamak zorundayiz. Insana insan olarak bakmak gerekir.
kutuplaşmadan ziyade müslümanların uyanık olmalarını salıklayan ayet. artık karakteristik özelliğimiz olan bir bütünün parçasını alıp onu bütüne mal etme alışkanlığı bu ayette de ortaya çıkmaktadır.
öncelikle insan kainatın halifesi olarak Allah tarafından yaratılmış bir varlıktır,diğer canlılar onun emrine musahhar kılınmıştır. insanların en hayırlıları olan kişiler ise Allah'ın elçileri peygamberlerdir. Peygamberlerin vazifesi ise Emr-i bil maruf,Nehy-i anil münker (iyiliği emretme,kötülükten sakındırmadır) dir. buna ek olarak Enbiya suresinde Efendimize (s.a.v) e hitaben "Biz,seni alemlere rahmet olarak gönderdik." ayeti kerimesi de Efendimizin genel olarak bütün insanlığa gönderildiğini ayan beyan ortaya koymaktadır.
ikinci olarak,gerek asr-ı saadette gerekse diğer islam toplumlarında Allah'ı anlatmaya diğer bir ifade ile tebliğe çok önem verilmiş ulema nın icması ile "farzlar üstü farz" olarak addedilmiştir. sonuçta Allah'ı ve Resulunu diğer dinlere müntesip insanlara anlatma çok önemli bir faaliyettir. karşıdaki insan ile ilişkilerini geliştirmeden,samimiyet kurmadan,ortak bazı paydalarda buluşmadan bu insana değil Allah'ı kendini bile anlatamazsın.
bu ayet bize diğer dinlere bağlı insanlarla irtibatı koparmamızı değil aksine ilerletmemizi ancak diğer dinlere müntesip olan insanlar içinde bizlere (dinimize) zarar verebilecek insanlara karşı dikkatli olmamız gerektiğini gözler önüne sermektedir.
zaten az buçuk K.Kerim ile irtibatı sağlam olan az buçuk Efendimizin hayatını okuyan bir insan bu ayetten başka türlü bir mana çıkmayacağını bilmektedir.
hala böyle düşünen insanlar var mı diye düşündüren sözdür.Mevlana ne demiş ki dine kendisini vermiş tefsir,kelam gibi bir çok dersleri yalamış yutmuş bir insan bile.Ne olursan ol yine de gel demiştir.Günümüzde bu tür söylemlere yer vermeyip öz düşüncede insanın olması gerektiğini düşündüren sözdür.yahudi,hristiyan veya müslüman...
önemli olan yüreklerin birleşebildiği hissiyat,maneviyat...
ayrıca en son din ve en doğru din olarak müslümanlık görülüp ve en son inen kitabın Kur'an-ı Kerim olması ayrıca en son inen peygamberin Hz.muhammed olması bize bu denli yobazca düşünceleri barındırabilecek başlıkları açma hakkının doğdunu hissettiren sözdür.(!)devam edelim...
herşeyimizle teslim olduğumuz,güvendiğimiz,dilendiğimiz,gerektiğinde önünde secdeye vardığımız,"o kesin var" diyerek hesapsız kitapsız varlığını kabul edip,yaşamımızda önemli yere koyduğumuz o değerli varlığın çocuklarını ayırabileceğine,onları birbirine düşman edebileceğine inanan zihniyetin dogmatik kurallara dayanarak kabul ettiği talihsiz kural(!)
dinler doğası gereği ayrımcı sistemlerdir diye bir gün bir konuşmamda bahsettiğimi hatırlatan ve de yanlış olan önermedir. arkadaş da olun, evlenin de sevişin de efenim, buna din de dahil hiç bir etkenin engel olmaması gerekir ki doğru olandır da bu.
kur'an ı yanlış yorumlamaktan başka bir şey değildir. zira islam gayr-ı müslimler ile evlenmekte sakınca görmez. ee nasıl olacak? hem evleneceksin hem düşman olacaksın?
kurandaki bir cok ayet gibidir. hirsiz mi var elerini kesin. kadinlar taciz mi ediliyor hepsini ortun eve kapatin. islam kendiliginden yayilmiyor mu ? islami kabul eden yok mu hemen cihad yapin. kadinlar sozunuzu dinlemiyor mu dovun ve odasinda yanliz birakin. ne yazik ki bu kurallari dusunebilmek icin ne tanri olmaya ne de filozof olmaya gerek var her siradan insanda bu kuralari yazip ortaya cikarabillirdi.
elmalılı hamdi yazır ın kuran-ı kerin tefsirinden,
"Yahudi ve hıristiyanları dostlar edinmeyin. Onlara velî olmayınız değil, onları velî tutmayınız, itimat edip de yâr tanımayınız, yardaklık etmeyiniz. Velâyetlerine, hükümlerine yardımlarına müracaat etmek, mühim işlerin başına getirmek şöyle dursun, onlara gerçek bir dost gibi tam bir samimiyetle itimat edip de kendinizi kaptırmayınız. Özetle onları dost olur sanıp da yakın dostlarınız gibi sıkı fıkı beraberliklere dalmayınız, tuzaklarına düşmeyiniz, isteklerine iştirak etmeyiniz. Görülüyor ki "Yahudiler ve hıristiyanlara dostlar olmayınız" buyurulmamış, "Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyiniz" buyurulmuştur. Çünkü "Allah sizi, din hakkında sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere iyilik etmekten, onlara adaletli davranmaktan men etmez." (Mümtehine, 60/8) buyurulmuştur. Şu halde müminler yahudi ve hıristiyanlara iyilik etmekten,
dostluk yapmaktan, onlara âmir olmaktan yasaklanmış ve men edilmiş değil, onları dost edinmekten, yardaklık etmekten yasaklanmışlardır. Çünkü onlar müminlere yâr olmazlar. Nihayet bazıları bazılarının dostları, birbirlerinin yârânı (dostları) dırlar. Yani yahudiler birbirinin, hıristiyanlar da birbirinin dostlarıdırlar. Ne Yahudiler, kendilerinden olmayana dost olur, ne de hıristiyanlar. Bunların dostlukları kendilerine mahsustur. Bu da hepsi arasında değil, bazısı arasındadır. Ve siz müminlerden her kim onları dost tanır, veli edininirse, şüphe yok ki, o da onlardandır. Onlara benzemiş, onların huyunu kapmıştır. O artık hakka değil, onlara ve isteklerine hizmet eder. Netice itibariyle onlardan sayılır. Ahirette onlarla beraber haşrolunur. Çünkü: Allah zalimler guruhunu her halde doğru yola çıkarmaz. Şu halde Yahudileri ve hıristiyanları dost edinenler de onlardan olur, başlarını kurtaramazlar."
arkadaş kelimesinin yerine dost kelimesinin olması gereken ayet.
sonuç olarak:arkadaş olabilirsin,dinini anlatabilirsin,evlenebilirsin bile. bizden istenen dost ve veli edinmememiz.