--spoiler--
Bir de yol bahar renginde! Başak yeşili mi desem, papatya beyazı mı... Ve insanı afyonlayan bir esans. Gelincik mi desem, zambak mı, akasya mı... Biliyorum şu an senin içinden de geçiyor: "Bir de yağmur olsa!" diye! Belki inanmayacaksın ama iri taneli, seyrek bir yağmur başlıyor. Ve o dayanılmaz toprak kokusu karışıyor, o coşturan esansa.
--spoiler--
iyice teneffüs edilesi bir durumdur belki son yıllarını yaşıyoruz yağmurun.bazen bu kokunun betondan geldiğini iddia edenlerden de vardır ki onların fikrini hiçbir şekilde değiştiremeyiz olsun varsın beton koksun.
insanın doğaya yeniden hayranlık duymasını sağlayan kokudur. insana tarifsiz bir huzur ve ferahlık verir. sizin nefes alıp vermeniz mutluluğunuzun ve içinizi kaplayan huzurun artmasına neden olur.
çok özlediğim, dünyanın tüm kokularından daha çok sevdiğim koku.
tazelik, ferahlık, bereket ve huzurun kokusu. yeniden doğuşun, güzel bir başlangıcın kokusu. aşk nasıl kokar deseler, cevabım olacak koku. aşkın kokusu...
Tarif edilemez bir kokudur. Yağmur ne kadar sert olursa olsun içinizi yumuşatır. O anda dünyanın en güzel kokusunu algıladığınızı düşünürsünüz. O koku ile tatmin olmaya çalışırsınız. Çekersiniz içinize ama bir türlü yeterli gelmez. Tekrar tekrar denersiniz ama o kokuya asla doyamazsınız.
huzur, nahoşluk ya da ne bileyim tarifsiz duyguları ifade ediyor bu koku bana. imge dünyamda farklı şeyler uçuşuyor. kah heidi oluyorum peter ile dağlarda koşuyorum . yağmur yeni yağmış ve ben yalın ayak dağlarda çamların arasında koşuyorum. bir an geliyor klara oluyorum hüzünlü frankfurtta hep kapalı bir havada sıkılmışlığı ve umutsuzluğu yaşıyorum. bir an da ellili yıllara gidiyorum. tayyörlü bir hanım efendi oluyorum. şemsiyemle etrafta geziniyorum. bir an da gözüme katip'ine mendil atan kadın geliyor. üsküdarda gezerken aldıda bir yağmur.. o da mı böyle kokuyordu ki acaba?
sonra kendim oluyorum geliyorum uzaklardan. başkası olmadan kendime bakıyorum. elimdeki çayımı yudumlayıp bu sonbahar havasına bakıyorum. kokuyu içime çekiyorum bir kaç kez doyasıya. sislenöiş denize bakıyorum. bir kaç hafta evvel ışıl ışıl parlayan güneşi anımsıyorum ve uzaklaşan yaza el sallıyorum. sonrada boş yüzme havuzuna bakıyorum. aklıma teomanın şu şarkısı geliyor.'ya da boş bir yüzme havuzu son baharda. çok mu ayıp hala mutluluk istemek..' hüzüne gerek yok ben çok mutluyum bu anı ve durumu duyumsamaktan. işte bu iki kelimenin bende uyandırdıkları. ne güzel iki kelimeymiş.
köy yerinde çok daha net hissedilen kokudur. mevsimlerden bahar ve etrafta binbir çeşit çiçekle kaplı bir bitki örtüsü varsa derinden çekilen bir nefes mutluluk hissi yaratmaya yeterlidir. bu kokunun önüne geçebilen yegane koku sevgilinin kokusudur. *.
facebook'ta hayranı olabildiğiniz koku. az önce gördüğüm ve beni gülmekten yerlere yatıran buton aynen şöyle: "yağmur sonrası toprak kokusu hayranı ol" *
toprak içinde yaşayan mikrobiyolojik canlılardan olan actinomycetes' in kokusudur. manalandırma ihtiyacımıza cevap vermesi açısından her birini tek tek kucaklar, öperim.