her gelen yılın bir öncekine göre daha boktan olduğu gerçeği, öğretilenler arasında bir numaradır.
işin kötüsü insanoğlunun dna dizilişinde " umut" diye bi zincir vardır ve her yeni yılla beraber devreye girer. okka okka sıçar seneler düşlerinize.
ikinci sırada şüphesiz ki " şüphe" vardır. artık giren kazıklardan çok az bi yer kalmıştır bünyede. ve o dar alana sığdırabileceğiniz kazığı atacak kişiyi çok iyi seçmeniz gerekir. neden? çünkü her canlı bir gün muhakkak yamuk yapacaktır.
sinirlerin laçkalaşması. yıllar yılı entelektüel kişiliğinize laf gelmesin diye seyretmediğiniz yeni yapım dramatik türk filmleri var ya, onlar girmeye başlıyor. hem de salyalı sümüklü.
yabancılaşma. " haaa yok öylesine dalmışım" deyip sıyrılabileceğiniz tiksinti halidir. oysa gerçek şudur: daha fazla nefret etmemek için bi süreliğine paralize olmuşsunuzdur.
yıllar bi de heyecan katilidir. her şeyi bi çırpıda göstererek duyarsızlaştırır. görünce heyecan duyabileceğiniz bi durum kalmamıştır. durmadan özlersiniz bu hissi. sonra, o da geçer.
arada bi yerde debelenip durmak zevk vermeye başlamadığı sürece yaşadığınız sadece nabzınızdan anlaşılır.