Haa bir de, uygar bir tablo izledik. ideolojileri farklı, zihniyetleri farklı, duruşları apayrı iki rakibin aynı ortamda olup, çirkinleşmeden konuşabildiklerini izledik.
Bence bu, durumun en çokomelli tarafı!
Özlemişiz böyle görüntüleri!
1-2 adayın arasındaki kalite farkını, medeniyet farkını gördük.
Ekrem imamoğlu bariz iftiralar karşısında bile rakibinin sözünü kesmezken yıldırım en az 10 kere rakibine müdahale etti.
2- gerçekten seçimin akp kazanamadığı için tekrarlatıldığını net bi şekilde anladık.
Binali yıldırım’ın “Çaldılar” sözünün altını dolduramadığını gördük.Cevap dahi veremedi.benim oylarım rakibe yazıldı diyor.tek bir görüntü kanıt yok.işine gelmedi mi “AA ne yaptı ben ne bileyim, ysk’ya sorun onu” derken.Ysk’nin “ çaldılar” gibi bir söylemi olmadı deyince sus pus...
3- binali yıldırım’ın Belediye başkanı olma hayali olmadığını gördük.aktif bir başkanlık yapamayacağını gördük.
Bir insanın projelerini söylerken sadece kağıttan okuyabilmesi bir hayalin peşinde olmadığını gösterir.istanbul için hayalleri olan biri olan taraf imamoğlu idi.Şunu yapacağız, şu eksik derken zaten eksikleri ve önem verilmesi gereken şeyleri bilen taraf imamoğlu idi...
ben sayın yıldırım´ın birbiri ardına söylediği yalanları bizzat görmüş oldum. kendisi dua etsin ki bu program almanya´da falan yapılmadı, o maischberger, ya da günther jauch falan, öyle önce "o rakamlar sayıştay raporunda yok" diyip 2 dakka sonra da "ben sayıştay raporunu okumadım" dedin mi, o sandra karısı adamın üzerine aç köpekbalığı gibi çullanır, "efendim bu söyleminizle kendinizle çelişmiyo musunuz?" falan diye sorar...
ismail küçükkaya , türkiye´de tartışma kültürü hemen hiç kalmadığı için çok acemiydi. binali´nin çelişkili söylemlerinin üstüne gitmesi gerekirdi. objektiv olmak yalan söylemeye müsaade etmek demek diildir.
binali bir başka yerde "biz bu seçimin tekrarlanmasını hiç istemedik" dedi, bir 10 dakika sonra başka bir soruyu cevaplarken "biz seçimin tekrarlanması için ısrar ederken, demokratik haklarımızı kullandık" dedi...alman sandra maischberger karısı geldi aklıma, binali bunu maischberger´e söyleseydi kadın "beyim siz biraz önce bunun tam tersini iddia etmemiş miydiniz?" diye mutlaka sorardı...küçükkaya yapmadı bunu.
akape´nin bir sürü konuda tamamıyla yalan söylediği açıkça ortaya çıkmış oldu. binali 108 bin liralık yolsuzluktan bahsetti, ekrem onun belgesini çıkarttı 108 bin lira olan şey birden 108 milyon lira oldu, mesela !!...
oy çalınması konusunda adam gibi bi moderator binali´yi çok sıkıştırırdı, markus lanz olsaydı mesela binali´nin ağzına sıçardı, küçükkaya binali´ye çok kıyak geçti. "ysk raporunda bile yer almayan çalma eylemini neye dayandırıyosunuz?" gibi çok basit bir soru- sorulmadı...halbuki bu çok önemli bir soruydu.
o programı kim modere ederse etsin böyle sorular sorardı, küçükkaya söylemleri öylece ortada bıraktı, alman moderatörler eğer ortada bir yalan varsa, adamı öyle bi sıkıştırırlar ki, sen tamam demin yalan söyledim, özür dilerim, dersin...küçükkaya böyle yapmadı.
ama türkiye , dediğim gibi tartışma kültürünü kaybetti, şimdi yeni yeni bulmaya çalışıyor, bu ilk duelloydu, sorular ve sorulara verilen çelişkili yanıtlar, açık açık söylenmiş yalanlar, normal kabul edilip üzerinde tartışılmadı.
dediğim gibi binali yatsın kalksın o programı almanya´da çekmediğine dua etsin. en az 4 yalanını - böyle bariz yalan- yakaladım, küçükkaya bunları, ya farketmedi- ki tahmin etmiyorum- ya da korktu- ama bu yalanların üzerine gitmedi. binali karşısında sandra diil de ismail olduğu için dualar etsin...
kişilik olarak tabi ki ikisi de şahsına münhasır kişiler bunları izlemeden de öyle düşünmek gerekir o şu öyle yok bu şöyle diye ayırmadan insanlık farklıdır.Çünkü ancak icraat olarak ikisininde yararlı olabileceğini düşünüyorum ikisinden hangisi geçerse geçsin yararlı isler yapacağı düşüncesindeyim asıl soru hangi sorunlara cevap olabilecekleri görev başında görülür bunlar ancak bir diğer sorunda hangisi geçerse daha büyük bir yanlış ortaya koyabilir onu görmek gerek objektif bakarsak Binali Yıldırım bir çok emekte bulunmuş bakanlık, başbakanlık ve meclis başkanlığı yapmış bir siyaset adamıdır. Birde goreve yeni başlamış Ekrem Imamoğlu istekli bir seyler yapmaya çalışan ancak yeteri kadar izleyemediğimiz bir siyaset adamıdır merak uyandırmasının sebebi bir şeyler ortaya çıkarma ve istek ve arzusudur. burada asıl izleyeceğimiz şey tecrübe mi yoksa istek ve arzunun mu kazanacağı olacaktır umarım kaybedenler yine bizim gibi bunları düşünerek beklentileri olan bir toplumun üzülmemesidir.