çoğu online oyunun aksine son levela kadar hızlı bir şekilde kasılabilen, asıl eğlencenin 80'de başladığı oyun. belki de bu nedenle her ay 10milyondan fazla kişi düzenli olarak para veriyor.
ultima online'daki kadar olmasa da zevkli bir mining-blacksmithing sistemi olması beni sevindirmiştir.
bu arada uzun süre çalışabileceğimiz madenler yok da hepsi random olarak dağılmış durumda mı ben mi bilmiyorum.
gerçi ben oyuna girdikten 10 dakika sonra, koca dünya diyorlar neredeyse 10'da 1'ini gezdim bile, dedikten sonra, dünya sandığım şeyin, dünyanın bir kıtasının bir ülkesinin bir eyaleti olduğunu gördüm. warcraft dünyasına yabancıyım biraz evet.
görevler efendi gibi yapıldığı sürece level atlama sıkıntısı olmuyor. öyle hayvan gibi saatlerce oynamamama rağmen 12. level oldum sayılır. bir gıdım kaldı.
ekleme: 2 günde yaklaşık 18 saat oynamamı sadece şu aralar bir işim olmamasına bağlıyordum. ama bu sabah ankamall'e gidelim diyen kız arkadaşa, uyku sersemi yok ben lakeshire'a gidecem quest var dediğimde birşeylerin ters gittiğini anladım.
5 ay sonra gelen edit: ehey ne şirin, 12. level oluyorum diye sevinmişim, bir tane 80 bir tane 55 bir tane 35 karakterim var. 20'leri saymıyorum zaten. ama şunu itiraf etmeliyim ki, elywn forest'ın büyüklüğünden korktuğum o zamanlara dönmek isterdim. müthiş bir eğlenceydi. yemin ederim her seferinde acaba yeni neler göreceğim diye gidiyordum oyuna. şimdi ulduar hariç girip çıkmadığım yer kalmadı uff dertlendim.
2 adet "whats up bro" tarzı konuşan cüce savaşçı ve bir de çok yüksek seviye ama beceriksiz insan warlock'tan oluşan grup ile (ben de insan savaşçı 4 kişi) deadmines'ı tamamladıktan sonra beni iyice kendine bağlamıştır.
oldukça uzun süren bu maceranın her dakikası ayrı bir anı olarak yazılmıştır hafızalara.
bu kadar uzun soluklu olmasının sebebi, ne zaman sıkılmaya başlasanız yepyeni bir şeyle karşılaşıyorsunuz. sizin üstünüzdekiler devamlı çok ilginç şeyler yapıyor oluyor ve siz de devamlı onlara yetişmeye çalışıyorsunuz.
bir de her ırk, her sınıf adeta ayrı bir oyun. uzun süre sadece warrior ile oynadıktan sonra, rpg'lerin uyduruk sınıfı rogue'nun ne kadar harika olduğunu, hunter'la oynamanın keyfini, druid kentlerini gördükten sonra şununla da oynamalı, bununla da oynamalı diyorsunuz.
bu da size çok zaman kaybettiriyor. ilk olarak hangi karakter açıldıysa onunla yardırılmalı. yoksa benim gibi ana karakteriniz level 50 sınırındayken, altı yedi tane level 8-10 karakteriniz ile etrafta koşturursunuz.
yaklasık bir senemi harcadıgım, super insanlarla tanısmama sebep olan oyun..
çirkin bir rogue karaktere sahip olmama ragmen Orgrimmar'da evlenme teklifi almıslıgımda vardır *
aynı zamanda, instance lar da tum mobları ustume cekip vanish le kaybolup diger party elemanlarının tek tek ölmesine sebebiyet verdigim oyundur *
nihayet death knight'ima kavuştuğum oyun.
öncelikle adeta film tadındaki görevler, ejderhaya binerek düşmana saldırma, top kullanma, pve ortamında büyük savaş yaşama, at çalma gibi pek çok enteresan ve güzel olayı yaşattı daha ilk saatte.
ikinci olarak bu death knight biraz fazla güçlü. yani 55. level warrior ile normalde bir vuruşum 100'lük olurdu. shield bash ile 450-550, concussion blow ile 400+5 saniye stun yapardım. tüm olayım buydu neredeyse.
death knight saldırdığı anda düşman dağılıyor. normal vuruşu 350-450 zaten. buna ek olarak yetenekleri kullandığımızda zaman zaman 950 civarına kadar yükseltebiliyoruz vuruşumuzu daha 60. level olmadan. can azalmıyor resmen. blood talentta ilerledim. hiç bir yetenek kullanmasam da düşmanda kurtçuklar çıkıp ona saldırıyor. strengtim +120 bonus alıyor, attack gücüm yüzde 10 artıyor vs.
senaryoyu bitirip stormwind'e varınca derhal outland'e geçtim ve görevleri akıl almaz biçimde kolay yapıyorum. kendimden 3-4 level üstünde 3 yaratık aynı anda saldırdığında canım yüzde 30'lara inmeden bitiriyorum hepsini.
zannederim death knight'ların başlangıç item'lerinin ve özellikle senaryo bitiminde verilen silahın hayvani olmasıyla ilgisi var. belki 65 veya 70'ten sonra biraz dengelenir diğer class'larla. üstelik daha level 55'ten 150 riding gelmesi ve direk olarak yüzde 100 speed bonus veren mount'a binmek cabası.
sonraları ekleme: 90 olduğunuzda elinize iyi bir silah aldığınızda 1.6-1.7k, saniyede vuruş gibi bir güce ulaşıyorsunuz ki hemen heroic'lere katılabilirsiniz.
15 nisan itibari ile 900 mb'a yakın bir yama ile 3.1'e geçilmiştir. talent sisteminde köklü değişiklikler olacaktır. bu sebeple herkes oyuna girdiğinde tüm talent puanlarını tekrar dağıtması için alınmış bulacaktır. envai çeşit item, turnuva, zindan ekleniyor. her karakterin özellikleri tepeden tırnağa incelemeden geçiyor.
şahsen benim death knight adına en çok üzüldüğüm şey, ghoul'lerimiz artık 2 dakika değil 1 dakika bizimle olacak. daha önce 4 dakika olan cool down süresi 3 dakikaya indirilmesi sanki güzelmiş gibi ama değil. çünkü eskisi gibi sayaç ghoul geldiğinde değil, öldüğünde başlayacak.
argent turnuvasında binek üstünde savaşabilecekmişiz.
bir de bineklerle suya girince otomatik inmeyecekmişiz artık o çok iyi olmuş. binekler yüzecekmiş.
işte daha ne diyeyim, baya bir şey değişecek. http://www.wowhead.com/?patchnotes=3.1.0
dünyada en çok oyuncusu olan, kesinlikle oynanmaması gereken, oynayanların ömründen ömür çalan bir takıntılıktır. oyunun içeriği, grafikleri ve kalitesi tartışılmaz ancak sigara neyse wow da odur.
80 olduktan sonra bir süre ne yapacağımı bilmeden ortalıkta koşturduğum, guild'dekilerin, oyun asıl şimdi başlıyor dediği, nihayetinde kendimi argent turnuva alanında bulduğum müthiş oyun.
haa bu arada buradan bir tavsiye, siz siz olun benim gibi 4 ay boyunca eksik kalmayın bu ziyafetten, oyuna başlar başlamaz, girin sounds'a, ambiance ve soundu kısın, music'i kökleyin. deliricem ne süper müzikleri varmış oyunun daha yeni fark ediyorum.
hele argent turnuvasının olduğu yerde kendimden geçiyorum müzikle, bu arada ben o müziği biliyorum ya, hacivat ve karagöz neden öldürüldü'nün sonunda çalan müziğe inanılmaz benziyor.
grizzly hills'de kendimi iskoç dağlarında sandım. şimdi bölge bölge gezip müzikleri doyasıya dinlemek istiyorum. hatta soundtrack bulursam o bile olur.
oyuna hevesle açtığınız karakterinizle başlarsınız.* artık onunla özdeşleşeceğiniz bir şey yaptığınızın farkına varmadan...
oyun sizi içine öyle bir alır ki yaşadığınız çoğu şeyi hiç unutmazsınız. ben mulgore ovalarında plainstrider kovaladığım günleri hiç unutmayacağım mesela. bloodhoof village'ın oradaki gölde yıkandığım günleri hiç unutmayacağım. thunder bluff asansörlerinde bir aşağı bir yukarı gidip geldiğim günleri hiç unutmayacağım. şehrin ortasındaki havuzda tuttuğum balıkları eşe dosta dağıttığım günleri hiç unutmayacağım. cairne babayla selamlaştığım ilk günü hiç unutmayacağım. hamuul usta'yı hiç unutmayacağım. nihayet mulgore'dan çıkma vakti geldiğinde içimde beliren hüznü hiç unutmayacağım. kurak the barrens bölgesinde hayatta kalmaya çalıştığım günleri hiç unutmayacağım. ilk kez alliance'tan olan birini gördüğümde duyduğum heyecanı hiç unutmayacağım. ilk savaşımı, ilk öldürüşümü hiç unutmayacağım. ratchet'ta ilk kez gemi gördüğümdeki şaşkınlığımı hiç unutmayacağım. karşı kıtaya ilk geçişimi hiç unutmayacağım. booty bay tavernalarında ilk kez kafayı çektiğim günleri hiç unutmayacağım. cehennemin dibindeki tanaris'e defalarca gidip gelmek zorunda olduğum günleri hiç unutmayacağım. "time is money friend" diyen goblinleri hiç unutmayacağım. ilk girdiğim zindanları hiç unutmayacağım. ilk çıkardığım eşyamı hiç unutmayacağım. ilk battleground'ımı hiç unutmayacağım. ilk kez outland'e geçişimi hiç unutmayacağım.
kısacası dostlar, ben bu oyunu hiç unutmayacağım. "manyak mısın lan hırbo?" diyebilirsiniz belki. ama bunu daha önce de diyen oldu. en son gördüğümde ashenvale'de ölü yatıyordu.
sonunda bıkıp bıraktığım, koskoca iki buçuk senemi çalmış oyun. şimdi hala oynamaya devam eden arkadaşlarıma bakıyorum ve onların oyunu oynarken ki hallerini görünce "ulen bende bu haldemiydim?" sorusunu kendime soraraktan üzülüyorum. bu bağımlılık yaratan oyunu her gece, iki buçuk sene boyunca oynayarak sonunda elimde ne mi geçti? koca bir hiç.
sınıfları kendimce inceleyeyim de yeni başlayanlara bir yol gösterici olsun, hepsi bence tabii bunların;
warrior: bunlar genelde tank denilen, yani düşmanın önünde durarak darbeleri karşılayacak elemanları oluşturuyor. hayvani hp'leri oluyor, defansları, zırhları falan uçuyor. özellikle oyunun başında kolay kolay ölünmüyor. yalnız feci sıkıcı. diğer sınıfların envai çeşit atraksiyonu varken, warriorlar maalesef fazla sakinler. genelde hep aynı yetenekler kullanılıyor. fury ağacında ilerlerseniz en sonunda iki elli silahları tek elle tutabilmeniz muhteşem bir şey. level 50'den sonra herşey işkenceye dönüyor ama bir 70'e falan ulaştığınızda hakikaten sağlam oluyorsunuz.
paladin: açmadığıma üzüldüğüm bir sınıf. warrior'un defans ve hp olarak daha aza sahip olup, bunu iyileştirme, koruma ve güçlendirme büyüleri ile destekleyen versiyonu. özellikle bu koruma büyüleri acayip bela. double talent aldığınızda zor zamanlarda healer görevi bile üstlenebilirsiniz. dövüşmekten korktuğum tek sınıf.
hunter: bunu da oynaması çok zevkli. level 10'a kadar büyük bir işkenceye hazır olun. ama 1-2 saatte kurtulursunuz bu durumdan. hayvan eğitmeye başlayınca salıyorsunuz onu önden sonra siz rahat rahat takılın arkada. tuzaklar olsun, ölü numarası yapmak olsun ben çok ilginç becerisi var. hayvanı da kendiniz seçtiğiniz için çok keyifli. hayvanın ayrı talent ağacı olması falan süper. yalnız üzerinize 6-7 düşman çullanınca, bir warrior, paladin veya dk gibi sağ çıkamıyorsunuz aralarından.
druid: bu da keyifli bir sınıf. hem saldırıda iyiler hem de iyileştirmede. hatta galiba, savaş esnasında sizi diriltebiliyorlar ki, raid'lerde onları vazgeçilmez yapıyor bu. şekil falan değiştirilebiliyorsunuz. ayı olup yakın dövüşe girebilirsiniz, panter olup koştura koştura uzaklaşabilirsiniz. bir de ilerde kuş olup uçma falan varmış görmedim ben.
priest: bunlar en baba healer'ler. shadow kullananları da ölümcül. ama geliştirmek inanılmaz zor. şahsen ben level 20 bile yapamadım priest'imi. devamlı ölüyorlar. inanılmaz düşük armor ve hp'ye sahipler. düşman yakınına geldiği anda bir hiç. ama şöyle sağlam güçlendikten sonra bir tane.
mage: valla ilginçtir ama druid, priest gibi daha özel büyücü sınıflar varken, mage'lar biraz arka planda kalmış. envai çeşit büyüleri var. alan etkili büyüleri falan var ki büyük avantaj sağlıyor kimi zaman. ben sıkıldım ama oynarken.
shaman: bu da druid'e benziyor yapı olarak. yakın dövüşte idare ediyorlar. büyüleri sağlam. ama asıl özellikleri sağa sola totem diyerek kendilerine ve arkadaşlarına çeşit çeşit avantajlar sağlıyorlar. mesela dövüşüyoruz grupçak, shaman gelip bir totem dikiyor o totem hepimizi devamlı iyileştiriyor. bir başkasını dikiyor yanına alevler saçıyor düşmana. nedense çok popüler bir sınıf değil ama iyidir yani.
warlock: ben görmedim bilmiyorum ama bu sınıf eskiden çok güçlüymüş sonra çok zayıflatılmış. en az bununla oynadım o yüzden çok detay veremem ama saldırı büyüleri falan var. yanına minion çağırıp dövüştürüyor. hunter'ın büyücü olanı gibi. yalnız teleport stone yapabiliyorlar ki müthiş zaman kazandırıcı bir şey grup için. her grupta bir tane olmalı.
rogue: pvp meraklısıysanız çok süper bir sınıf ama aksi takdirde çok fazla iş görmüyor. aslında çok hoş bir sınıf. acayip seriler. çift hançer ile çok estetik duruyorlar ve çeşit çeşit yetenekleri oyuna gerçekten bir hava katıyor. gerçekten bir rogue gibi davranmak çok keyifli. bir görevde mesela, bir harita bulmanız lazım başında bir adam bekliyor. adamın ense köküne vurup bayıltıp haritayı çalıp, müthiş süratli bir depar ile ortamdan sıvışmak keyifli. pvp'de tam savaşın en aksiyonlu yerinde sizi bayıltıp verirler zehri damarınıza, göremezsiniz bile, tam olarak kim vurduya gidersiniz. ama raidlerde falan pek istenen bir sınıf değil.
death knight: hero class olarak dahil olan bu sınıf. herhangi bir karakter ile level 55 olduktan sonra açılabiliyor. hikayesel açıdan eski paladinlerden oluştuğu için gene temel olarak yakın dövüşe ve kısmi büyülere dayanan bir yapısı var. hem warrior'un hem de paladin'in üstelendiği rolleri üstelenebiliyorlar (heal dışında), şöyle bir level 74-75'e kadar, kendilerine denk seviyede olan diğer tüm sınıflara göre biraz fazla güçlüler ama son 5-6 seviyede nispeten dengeleniyor. iyi bir oyuncu, pvp'de paladin harici bir sınıftan çekinmez. raidlerin değişmez elemanlarıdır. tek dezavantajı her server'da inanılmaz yoğun bulunmasıdır.
yaklaşık 4.5 senemi harcadığım galiba bir o kadar daha harcayacağım tapılası oyun.
ilk başladığım günden bugüne kadar her güncellemede gücüne darbe vurulmasına rağmen warlock class'ı her daim bir numaradır. bir de undead açtığınız zaman dur durak demeden savaşırsınız.
belli bir süre harcayıp class üzerinde hatırısayılır bir şekilde ustalaştığınız zaman talent olarak destruction talent tree seçimiyle gerçekten pvplerde gerçekten durdurulamaz oluyorsunuz.*
her ne kadar kafanıza göre takılmak da mümkün olsa da, özellikle en büyük eğlencelerin ve en iyi itemlerin çıktığı mekanlara gitmek için belli kalıplara uymanız gerekiyor bir müddet sonra. elim her işe yatkın olsun derseniz, duruma uygun itemler biriktirerek rolden role geçebilirsiniz. bir raid'de gereken elemanlar şunlardır;
tank: bu adamın becerisi raid'in başarısını doğrudan etkiler. bilgisayar kontrollü düşmanlar en büyük tehdit unsuru yaratan elemana girerler. tehdit sadece zarar büyüklüğü ile orantılı değildir. tanklar zaten ekstra tehdit yaratan yetenekleri vardır. mesela warrior'un thunder clap'ı etrafında zarar verdiği düşmanları kendine saldırttırır, veya çığlığı da var galiba. death knight'ların death and decay'i, dark command'i de bu işlevleri görür. bu adam vurulan tüm zararı karşılamalıdır. bu yüzden yüksek defans, dodge, parry, armor, hp vs gibi değerlere sahip olmalıdır. healer'lar tarafından daima desteklenerek ayakta tutulurlar. boss'una göre değişmekle birlikte zaman zaman 2, 3 hatta daha fazla tank gerekebilir. (ulduar'a gitmedim orayı bilmiyorum)
melee dps: benim de dahil olduğum, en sık bulunan ama karakterin yapısına göre çok değişiklik gösteren rol. bu tipler defansı, korumayı boşverip, ellerinde ne varsa düşmana indirerek en büyük zararı vermeyi hedeflerler. dps: damage per second'ın büyüklüğüne göre değer kazanırlar. 10-man naxx için saniyede 1800 zarar vurmak aşağı yukarı yetiyor. benim 1900-2100 arası gidip gelen bir dps'm var mesela. oyuna 50 hp ile başlayan karakterler için saniyede 2000 zarar biraz uçuk görünebilir ama siz de göreceksiniz bunları merak etmeyin *
ranged dps: hunter'ların başını çektiği grup. warlock'lar, duruma göre druid'ler ve mage'lar de bu sınıfa girebilir. bunlar yakın dövüşü beceremeyecek ve olası bir düşman saldırısı karşısında tüm avantajını yitirecek elemanlardır. tanklar ve melee dps'ler önde çarpışırken arkadan arkadan verirler oku, baltayı, büyüyü elemanın kafaya. hunter'lar aynı zamanda hayvan kullandıkları için kısmi melee de sayılırlar. sevilirler o yüzden.
healer: priest'lerin başını çektiği grup. druid ve paladinler de yapabilir bu işi. keza shamanlar. takdir edersiniz ki, 5-6 kişi bile saniyede 2000 vursa, 5 milyon hp'li eleman kolay kolay ölmez.(evet hiç 25-man yapmadım ben örneklerden anladığınız üzere) ölmediği sürece de daima oyuncular için tehdittir. healer'ların tek işi, devamlı olarak, önce tank'ı sonra melee karakterleri sonra da diğerlerini iyileştirmektir. genelde healer'lar arasında iş bölümü yapılır. örneğin paladin'in grup iyileştirme büyüsü yok bildiğim kadarıyla. ama tek kişiyi iyi iyileştirir. örneğin paladincim sen sadece tank'i heal'le denir. priest ve druid de raid heal yapar. zaten tank bunlardan da faydanlığı için en sağlam iyileştirmeyi alır.
biz guild olarak, 2 tank, 4 melee dps, 2 ranged dps, 2 healer ile gidiyor naxx'a. futbol taktiği gibi 2-4-2-2 dizilişi ile çıkıyoruz. duruma göre melee dps'lerden biri (paladin olan), heal'a kaydırılarak 2-3-2-3'e de dönebiliyoruz, veya grupta shaman varsa o da pes'deki key player gibi her bölgede oynatılabilir tank dışında.
öyledir işte eğlencelidir. oyuna yeni girdiğinizde, 2.3k dps looking for any hc, looking for tank for nax gibi mesajlar görünce, benim gibi nece konuşuyor bunlar yav demeyin diye yazdım bunları. hadi koçlar.
oyun bilgisayarım bozulduğu için 3 haftadan fazla süredir oynamıyorum bu oyunu. önceleri sıkılınca dur şu paladin'ime level kasayım diye gidiyordum bilgisayarın başına, anaa makine bozuktu diye dönüyordum. sonra unuttum. yaklaşık 2 hafta aklıma bile gelmedi. sonra geçen etrafı toplarken burning crusade kabını gördüm. guild'dekiler napıyor acaba sorusu geldi aklıma. sonra wowarmory'e girdim. şöyle gezindim biraz, karakterime baktım.
yarın tamire götürüyorum makineyi arkadaş, paladin'ime level kasacağım, death knight'ımla raid'lere gideceğim ben.
karakterim için; http://eu.wowarmory.com/c...zuremyst&n=Kizilaslan
Wrath of the lich king ile istenileni verememiş, The Burning Crused zamanında bile daha başarılı dungeonları, raidleri olan. Buna rağmen oyuncusu hergün artan, oyundur kendileri. *
Bir de (bkz: cataclysm) adı altında, 1 yıl sonra yeni bir ek paket çıkma ihtimali çok büyüktür.
Herkese dava açmasıyla meşur olan bir adam hapse düştükten sonra oyun şirketine dava açar. Dava açmasının sebebi de "Beni bu oyun bu hale düşürdü "
Oyunun gerçtekten bağlayıcı etkisi vardır. Oyunun haritanın büyüklüğü gerçekten bir yaşam boyutundadır. Hatta gerçekte küçük ölçekli ülkelerden daha fazla bir alanı olduğunu düşünüyorum. Oyunda hiç bir işinize yaramayacağını düşündüğünüz geniş düzlükler bişe özenle hazırlanmış. Kuş uçumuyla tepeden haritayı izlemek de ayrı bir zevktir. Oyundaki görevlerde haritadaki biriyle konuşmak bile ( quest helper yardım etse bile ) çok zorlayıcı olabiliyor.
Oyundaki ticaret sistemi başında durmayı gerektirmediğinden açık arttırmaları takip yoluyla çok fazla para kazanmanız olasıdır. Ticari taktikler ya da stratejiler sayesinde insanları hayata hazırlayabileceği( tamam çökmüş bir hayatta olabiliyor bu ) söylenir.
farklı ırklardan farklı oyuncular arasında tatlı bir ırkçılık mevcut olan oyundur. bir orc, paladini hiç sevmez, genel anlamda gnomelar ezilir, blood elfler gay elfler diye çağırılar. sanırım en komiği ise paladinlere verilen "laladin" yakıştırması.