foursquare kullananların gündüzleri mc donalds'larda tuvalet temizlemelerine rağmen akşamları miami beach şeklinde check in yapmasını sağlayandır.
hiç kıyamam lan, gelirken afyon'dan sucuk al.
2 kere gitmiş bir şahıs olarak gideceklere yardım edebilirim. güzel bir deneyimdir. bir şansım daha olsa yine giderim.
edit: arkadaşlar kusura bakmayın fazla ilgilenemedim bu aralar, mesajlara yeni cevap yazabildim ama elimden geldiği kadar yardım ederim gideceklere, güzel bir deneyim, şansınız varsa kaçırmayın. bilmek istediğiniz ne varsa sorun.
edit: arkadaşlar 1000-1250 dolar gibi şirkete veriyorsunuz. 1000 euro civarı uçak bileti tutuyor. gittiğin yere bağlı. 250 dolar pasaport ve vize tutar yaklaşık. yanınıza da 500 dolar harçlık alıyorsunuz ilk maaşınızı alana kadar geçinebilmek için. şirket size iş ve kalacak yer buluyor. zaten amerikadaki çoğu firma size kalacak yer sağlıyor maaşınızdan kesiyor. bazıları yiyecek te sağlıyor. onu şirkete danışırsınız. ben campus wat ile gittim. google dan aratırsanız çıkar.
edit: additional info.
edit: imla.
giden her on kişiden beşinin balıkçılık yaptığı halde hoollywoodtan fırlamış gibi geldiği hede.
amelesiniz lan işte, bizim bilmediğimiz bi sik değil, ırak'ta değiliz amk. ne bok yediğinizi biliyoruz asgardlılar.
2013 yazında katılacağım program. yardım etmek isteyen, tavsiye vermek isteyen, benim gibi gidecek olup konuşmak isteyenleri beklerim.
döndüğümde de uzun uzadıya artıları, eksileriyle anlatırım. vize aşamalarını da gitmeden gerekli başlığa yazıp insanlara yardımcı olmayı bir borç bilirim.
şartlarının;
-üniversite öğrencisi olmak
-4 üzerinden 2.0 not ortalamasına sahip olmak
-orta seviye ingilizce bilmek
-belli bir miktar para yatırmak
olan kültür değişimi uygulamasıdır.
Şimdi bu şartları koyan arkadaşlara sesleniyorum. Ben bu kadar şartı yerine getirebilsem zaten erasmus programıyla giderim. Ne diye böyle zorluk çıkartıyorsun.
siz kendi ülkenizde bu ülkenin mühendis, mimar, avukat, doktor, yönetici adayı olarak okumaktayken sizi 3. sınıf insan yerine koyup; yer paspaslattıran, tuvalet fırçalattıran amerikan zırvası. açık net, bulaşmayın.
2013 yazında katılacağım program. ilk olarak, söz verdiğim gibi(#18313595)
bu sene için artık çok az kişiyi ilgilendiren bir süreçten bahsedeceğim şimdi. job fair/iş fuarı veya iş görüşmeleri. çok az kişiyi diyorum çünkü bu tarihlerde artık katılımcıların büyük çoğunluğu işini almış oluyor. ama önümüzdeki sene düşünenler için faydalı olacaktır.
-amacı nedir?
+ danışman firmanız, amerika'daki sponsor firma aracılığıyla sizleri işverenlerle yüzyüze görüştürüyor ve iş alımını gerçekleştiriyor.
- iş fuarı'nda neler yapılıyor?
+ öğrenciler birkaç seansa ayrılıyor. seansınızın olduğu saatte gidiyorsunuz. önce amerikan sponsor firma, çalışma prensibini, programın genel hatlarını, onlara ne gibi durumlarda ulaşabileceğinizi, hangi konularda yardım edeceklerini sizlere anlatıyor. ardından başvurduğunuz işe göre gruplara ayrılıyorsunuz.
- işverenimiz görüşmeleri nasıl yapıyor?
+ firmaya bağlı olarak, size firmayı ayrıntılı olarak tanıtabilirler görüşme öncesinde. ve rahatlatmak için toplulukla biraz sohbet edebilirler. bunun haricinde işvereniniz grup olarak ya da tek tek sizinle görüşebilir. tek tek görüşen işverenlerle de isteğe bağlı olarak programa katılacağınız arkadaşınızla birlikte görüşebilirsiniz.
- iş mülakatında ne önemli? nasıl davranmalıyız?
+ oryantasyonda da ısrarla üzerlerinde durdukları konu, güleryüz ve sakinlik. karşınızdakini masaya otururken tebessüm ve iyi dileklerinizle karşılayın. sorularını tebessüm ederek dinleyin ve sakin cevaplar verin. bunun dışında ilk seansta yer almak ve ilk görüşen kişilerden olmak çok çok çok önemli. danışmanınızı bir şekilde ikna edip ilk seansta yer almayı garantileyin. ardından çekingen davranmayın, istekli olun ve işveren ile ilk görüşenlerden olun. böylelikle işverenin elindeki iş sayısı ve çeşidi daha fazla olacaktır. seçme şansınız ilk seansta kesinlikle var. hatta işvereniniz diğerlerinin seviyelerini bilmediği için beklentinizin üstünde bir iş bile alabilirsiniz.
- iş mülakatında bize ne sorabilirler?
+ zaten iyi bir danışman firma ile anlaştıysanız bu aşamaya gelene kadar kırk kere bu tip soruları yanıtlamış olacaksınız. "kendini tanıt, nerede okuyorsun, hangi bölüm, neden o bölüm, tek mi yaşıyorsun/ailenle mi, boş vakitlerinde neler yaparsın, hangi işte çalışmak istiyorsun, istediğin iş pozisyonunun görevleri nelerdir" olabilir. arkadaşınızla birlikte görüşüyorsanız "ne kadar zamandır tanışıyorsunuz, nereden, birlikte vakit geçirir misiniz" bunlar arasında olabilir. klasik şeyler.
- nasıl cevaplar vermeliyiz?
+ istediğin iş pozisyonuna göre değişir aslında. ama genel mantık şu olmalı: karşındakini iyi dinle, net ve sakin cevaplar ver. işverenim bana ne çok fazla soru sordu ne de benden uzun cevaplar bekledi. kısa, net yanıtlar verdim. eğer soru beklemediğin bir yerden gelirse ve akıcı seviyede konuşamıyorsan kafanda o an düşüncelerini toparlamak zor olacaksa sakin bir şekilde kısa bir cevap ver. önemli olan soruyu anladığını göstermek. hakim olduğun veya beklediğin bir soru gelirse hünerlerini gösterebilirsin. bahşişli işlerde bu tip uzun cevaplar yararınıza olacaktır.
- işi aldık şimdi napacağız?
+ teşekkür ettik işverene, görüşmek üzere dedik. elimizdeki sözleşme ve formlara görevimizi yazdı ve imzaladı. o kağıtlarla yardımcısına gidiyoruz. o, gerekli şeyleri tamamlıyor ve bize şirketle ilgili veya iş pozisyonumuzla ilgili bilgilendirici şeyler veriyor. bana işletme kuralları, konaklama, giriş yapma, ulaşım tavsiyesi, seçtiğim pozisyonun görevleri ve öğrenciler için düzenleyecekleri şehir turlarının tarihleri ve fiyatlarını içeren bir liste verdiler.
- bitmedi mi amınakoyim? gidelim eve.
+ bitti lan bitti. yardımcısı o sözleşmelere bir şeyler damgalıyor, sizden yeni imzalar istiyor. siz onları alın danışmanınıza uğrayın. sözleşme ve abd'den gelecek form için gerekli belgeleri danışmanınıza bırakın. iş ile ilgili size verdikleri o kağıtları (geziler, konaklama vs) alın. hayırlı olsun. form abd'den gelince vize randevusu alacaksınız ve görüşme yapacaksınız. ben de daha burdan ileri gidemedim.
okul tarihinin uymaması sebebiyle erken kayıt olmama rağmen iş seçebilmek için bu tarihlere kaldım. şimdi formun abd'den gelmesini bekliyorum. vize sürecini, görüşmesini de detaylı anlatacağım vakti gelince.
elbet okuyan, işine yarayan olur. unutmadan iş yerim ve görevim cedar point-ride host...
Yazıma başlamadan önce, bir kaç şeye açıklık getirmek isterim;
1- work and travel ve dil kursu tamamen farklı kulvarlardır,bu ikisini karşılaştırarak yola çıkarsanız, baştan sıçmış olursunuz. Wat ingilizce öğreniminde kolaya kaçmaktır, maliyeti daha düşüktür. Dil kursu eşşek yüküyle para döktürür, süresi daha kısadır. Tam dile alışmaya başlarsınız, kurs biter.
2- dil kursu diyorsanız, öğreniminiz baya pratikte kalacaktır. Giden arkadaşlarımın anlattığına gore, italyan italyanla, mısırlı mısırlı ile, ispanyol ispanyol ile takılırmış, ders dışında ingilizce konuşulmazmış pek.tam ulan galiba oluyo bu iş derken, kurs biter türkiye ye dönermişsiniz.ayrıntılı bilgi veremeyeceğim, dil kursunu bir bilene danışınız.
Tabi bu saydığım şeyleri değerlendirirken, ceteris paribus ilkesini bozan bir etmen vardır, insan faktörü. Siz dil kursuna gidip deli gibi yabancı arkadaş edinebilirsiniz, ama wata gidip türklerle batak oynayıp geri de dönebilirsiniz.
Öncelikle, gitmeye karar vermeden önce,kendinize şu soruyu sormalısınız: ben gerçekten ne yapmak istiyorum? Eğer cevabınız, rahat rahat takılayım, bi ailenin yanında konaklıyım, ara da kursa gideyim geri kalan zamanda da geziyim para yiyeyim ise,dil kursu sizin için doğru tercih olacaktır. Ancak cevabınız,ben macera adamıyım, başımın çaresine bakmayı, birazda hayatı oğrenmeyi istiyorum, bunu yaparken de bambaşka bi kıtada, bambaşka insanlarla yapayım, birazda para kazanıyım onu da geri getirmeyip amerika da harcıyayım ise,work and travel size bu noktada kollarını kocaman açar,sarılayım oğluma nidaları ile.
Bu noktadan sonra artık bir wat adayınısınız. Yine bu noktadan sonra gidene kadar bir kaç onemli nokta,sizin wat kalitenizi belirleyecek.
Altın tavsiye: araştırın, araştırın, araştırın. Deli gibi araştırın.kimsenin sozuyle yola çıkmayın,eşeği kendi kazığınıza bağlayın.
1- iş seçimi:
En önemli etmen bence bu. Çok adam gordum, abd ye gelmiş çalışmaya onca prosedürü atlayıp, ama işinden nefret edip işi bırakan ya da işini yapamadığı için işten kovulan. Ne iş yapabileceğinize iyi karar verin. Mutfak yeteneğiniz varsa veya bişeyler pişirmek hoşunuza gidiyorsa fast food lokantalarında, Yüzme yeteneğiniz varsa lifeguard, insan ilişkileriniz gelişkin ise satış elemanı ya da garson olun. Kişisel tavsiyem; eğlence parklarıdır.Çalışmakta içinde bulunmakta acayip zevklidir.
Amerikan çalışma hayatı hakkında da bir kaç bir şey soylemeden geçemeyeceğim. Çok disiplinlidir, türkiyede ki gibi 1 saatlik öğle arasını' hacı 15 dakika idare et ' diye siklemez geç giderseniz, maaş çekini verirler elinize.o yüzden disiplinli ve tedbirli olun. Oryantasyonda size öğretilenlerin dışına çıkmayın. Supervisorlarınızı ve patronlarınızı iyi gözlemleyin, kişilik analizi yapın. Aradan döndüğünüzde onlara alacağınız bir bardak kahve veyatta bir kutu donut acayip artı olacaktır. Bir ihtiyacı olup olmadığını sormanız bile, acayip + rep kazandırır.
2- dil seviyesi:
'Ben wata dil geliştirmeye gitmek istiyorum. '
Nah gidersin sen o wata. Özellikle son bir kaç yıldır, hem abdli işverenler hem de department of state bu işe çok ciddi el attı. Artık en azından intermediate seviyede konuşuyor olmanız lazım bu dili. Bu sadece dil geliştirmeyle alakalı değil, oradaki hayattan zevk almanızı da etkileyecek. Ayrıca mağdur olmanızı da onleyecek. Başınıza bi iş gelirse napacaksınız? 'Pardon memur bey, ben anlıyorum ama konuşamıyorum ' mu diyeceksiniz? O yuzden,belirli seviye bi ingilizce ile abd ye gitmek şarttır.
3- şirket seçimi:
Önemli noktadır, bu nokta da araştırmanızı iyi yapın. ince bi ayrıntı, ama idealist bir watçıysanız, mesela 'ben new jersey'de morey' s piers eğlence parkında çalışmak istiyorum. ' derseniz, gittiğiniz şirketlerden buraya öğrenci yolladıklarına dair somut deliller isteyin. Her istediğinize 'tabi paşam, olur paşam, oraya da yollarız paşam, ne vereyim abime? ' gibi her dediğinize okey diyen şirketlerden uzak durun. Şirket seçimini ' amcanın oğlu sedat x firmasıyla gitmiş , sende onla git' gibi ithamlara uyup yapmayınız. Araştırmanızı kendiniz yapın. Zaten bu işi firmada profesyonel olarak yapan bir kaç firma var, araştırın göreceksiniz.
4- amerikan kültürü
Bildiğimizi sanarız, ama oraya gidince bi bok bilmediğimizi farkederiz. Gitmeden ozellikle beyzbol, amerikan futbolu, nascar gibi spor çeşitleri hakkında bilgi sahibi olun, konsoloslukta ve fuarlarda işinize yarar.amerikan tarihini araştırın, karşınıza nadirde olsa,çoğunluğu düzenli olarak (bkz: npr) dinleyen bilgili insanlar çıkacak. Sizin ülkenizin değerlerini eleştiren biri çıkarsa mesela, ona 'ne var lan ? Sizinde neredeyse bütün başkanlarınızın evlilik dışı ilişkisi var. ' diyebilesiniz. Abdliler başkanlarına toz kondurmaz pek.
5- diğer watçıların tecrübeleri
işte bunlar hayatınızı kurtarabilir. Onlara kulak kabartın,önemli bilgiler edineceksiniz.
Genel hatlarını ben çizdim, gerisi size kalmış. Bu dediklerimi yaparsanız, unutamayacağınız bir yaz sizi bekliyor olacaktır.
Bu kadar şey yazdım,adama sormazlar mı ki? ' nereden biliyon bunca şeyi, sallıyon mu yoksa? ' diye. Yok lan, 2012 yazında New Jersey'in wildwood kasabasında morey's piers eğlence parkında çalıştım. Okyanus kıyısında, mutant martılarla dolu şirin bir tatil kasabasıydı, genelde Philadelphia, new jersey ve nyc den gelen mutlu amerikan ailelerinin uğrak yeriydi.
Neyse çok uzadı. Daha ayrıntılı bilgi isteyen sözlükdaşlarıma her daim yardımcı olurum, mesaj atmanız yeterli.