Küçük adam , kendisine her söylenene inanan ,ne öğretilirse onu doğru sayan ,nereye çekilirse oraya giden insandır. Bu insanın etkin bir konum alması , zincirlerinden kurtulması bilinçlenmesine bağlıdır.Sözün kısası ,bu küçük adam bu "sıradan insan " bilinçlenip kendisini yönetmedikçe kendi yazgısını kendisi çizmedikçe her zaman küçük adam olarak kalacak ve yeryüzü diktatörlerden , sömürgelerden kurtulamayacaktır.insanlığın kurtuluşu büyük adamların değil küçük adamların daha açıkçası kitlelerin elindedir.
ister çalışırken ,ister severken ,ister nefret ederken ve kendini dedikoduya verirken nasıl bir sorumluluk yüklenmesi gerektiği küçük adama öğretilmelidir. insanların nasıl kızıl ya da faşist olduklarını öğrenmelidir.Çünkü bir çok öldürücü ideolojiye göre ; devlet halktan ,yalan gerçekten ,savaş yaşamdan önce gelir. Oysa yeni doğan varlığın korunması insanlığın tek umududur.Doktor ve eğitimcinin dürüst olması gereken tek yer ,belki de hastanın ve çocuğun içinde taşıdığı yaşamdır.
Toplumsal ve bireysel ilişkilerde yaşam temizdir ve sevimlidir ,ama yine benzer nedenlerden dolayı güncel koşullar içinde tehdit altında tutulmaktadır.Duygusal veba (nevrotik karakterin toplumsal düzeyde yıkıcı etkisi) insanlara hükmettiği sürece ister sağlıklı bir çocuğun ister ilkel bir insanın temelde doğal davranışı ,ussal bir yaşamın düzeni için verilen savaşımda en büyük tehdit diye ortaya çıkar.Çünkü bu veba'ya yakalanmış olan birey kendi soydaşlarında da kendi düşünme ve davranış biçimlerini görmek ister .Sevimli bir birey herkesi de sevimli sanır ve ona göre davranır.Vebaya yakalanmış birey herkesin yalan söylediğine , aldatıldığına ve ihanet ettiğine inanır , buna karşın gözü sadece iktidardadır.Nevrotik kitleye uyum sağlamış bireyin içindeki veba tohumlarına karşı tek bir ilacı vardır : etkin yaşamı - bireyin doğrudan doğruya kendini kavraması .Yaşamın kendisi iktidar olmak istemez ama insan varlığı içinde gereken görevin yerine getirilmesini ister.Yaşamın dayandığı üç temel vardır : sevgi ,çalışma , bilgi.Ayrıca konuşma ve anlatım özgürlüğü herkes için güvence altına alındığı zaman ,sonunda ussal düzen üstün gelir.
DiNLE KÜÇÜK ADAM!!!
1- Sana gelecek sağlıyorlar , ama senin geçmişini merak etmiyorlar. Oysa korkunç bir geçmişin mirasısın sen , senin mirasın , kendi ellerin arasında yanan bir elmastır.
2- Küçük adam üzerinde yetkisini uygulaması için kendini iktidara teslim ediyorsun .Sonra da kalkıp ağzını açmıyorsun. En kötü eğilimlerle yüklü güçlere ya da güçsüzlere kendi adına konuşabilme yetkisi veriyorsun. Ve bir kez daha aldatıldığının farkına vardığın zaman çok geç kalmış oluyorsun.
3- Kovulmuş bir köpek gibi değil , özgür bir insan olabilsen , kötü düşünceli değil , içten olabilsen , geceden yararlanarak gizlice değil , gün ışığında sevebilsen!
4- Bir şeyi ne kadar az anlarsan o kadar ona ok inanıyor ve hayran oluyorsun.
5- Sen kendine bakmaktan , eleştiriden korkuyorsun.
6- Küçük adam küçük olduğunu bilmiyor ve bunun bilincine varmaktan korkuyorsun ; kendi küçüklüğünü ve dar kafalılığını gücün ve büyüklüğün düşleri arkasına gizliyorsun.
7-Seni yönetebilmesi için ,efendinin , senin onun yanına varılmaz bir tanrıya dönüştürdüğünü
kabul etmesi gerekiyor.işte bu anlamda , yeni efendini yaratan yine sen oluyorsun. Kendi efendini iktidara getiren yine sen oldun ; onların maskeleri düştüğü halde ya da düştüğü için sen onları yine de besledin! Sana bin kez söylendi : " sen sorumsuz aşağılık bir yaratıksın ve öyle kalacaksın. " Ve sen küçük adam onlara kurtarıcılar - özgürlükçüler diyorsun , meydanlarda avaz avaz onların adlarını çığırıyorsun.
8- Senin yaşamının en büyük amacı para peşinden koşmak , kızlarını toplumun yüksek (!) katından gelme insanlarla evlendirmek , politikada yükselmek ya da üniversitede ünvanlar elde etmek.
9- Sen kendini inceleme yapmaya , düşünmeye , yaratıcı çalışmalar gerçekleştirmeye vereceğine gevezelik yapılan toplantılara , şenliklere gidiyorsun ve bu şekilde davranmayan diğer " Küçük büyük insanlara " toplumsal olmayan gözüyle bakıyorsun.
10- Sen kendini ölçü tanımaz bir yozlaşmaya bırakmışsın. Kendini tipik , olağan bir insan saydığın için , sade ve içten bir insana " anormal "diyorsun . Sen ona acınası kendi ölçülerini uyguluyorsun , sonra da kalkıp yolundan saptıkları sonucuna varıyorsun.
11- Dünyayı " emek " in değil emek konusunda saçma sapan görüşlere sahip olanların yönetmesini istiyorsun .
12- insan senin üzerinde düşünür ama seninle birlikte düşünemez. Çünkü sen gerçekten yenilikçi tüm düşünceleri boğuyorsun .ister anla ister anlama , gazeteler ne yazarsa inanıyorsun.
13- Seninle alay ediliyor ve sen buna diğerleriyle beraber kahkahalar ile gülüyorsun. Kendini de ciddiye almadığın için ; kendinle alay ettiğini bile bilmiyorsun.
14- içindeki saçma zafer çığlıkları zekanı köreltip yaratıcı yeteneklerini felç ediyor.
15- Evliliğe yasa kelepçesini vuran senin edepsizce anlayışının cinsel sorumsuzluğunun olduğundan haberin yok.
16- Sen küçük , pis kokan , güçsüz , katı , boş ve yaşamdan yoksun olan bir duygu içinde zavallı birisin. Bir kadınla birlikte yaşayamıyor ya da paylaşamıyorsun eğer rastgele birisiyle olursan " erkek " olduğunu kanıtlamış olmak için onu " yapmak " tan başka bir şeyi arzulamıyorsun.
17- Sen yaşama sevincinin ; " ekonomik koşullarını " bir makineyi sevmekle karıştırıyorsun ; insanların kurtuluşunu devletin büyüklüğüyle , özveri arzusunu partinin aptalca sıkı düzeni ile kitlelerin yükselişini askeri bir törenle , aşkın özgürlüğe kavuşmasını tecavüzle , eğitimi bağnaz tüketim okulları , yoksulluğun ortada kalkmasını yoksulları , zayıfları , eli kolu bağlı insanları yok etmekle karıştırıyorsun.
