ilk deneyim, zorlu süreç, bilgisayara televizyona duyulan özlemle kahve kokularının dipsiz gecelerin birbirine karıştığı geçmek bilmeyen ya da nasıl geçti bilinmeyen 5 gün.
sınava çalışmadan girme, 3-4 saat kala çalışmaya başlama gibi çeşitli adrenalin yüklü aktievitelerle şenlenen haftadır. tıpkı final haftası gibi yıl boyu beklenen maçlar, gidilmesi gereken aktiviteler, en sevilen televizyon yayınları, yağsa da izlesek denilen yağmur; kısacası çalışmayı engelleyecek herşey dört bir yandan gelmektedir. zaten yatmaya alışkın olan bünye de fırsatını bulmuş olmanın verdiği şevkle daha da bir yayılır. çalışmaktan başka herşey yapılır ama alınan haz sıfırdır. halbuki otur adam gibi çalış işte, di mi ama?
lanetler olası bir haftadır kendisi.
hafta başlamadan önce bombasınızdır. "ne var oğlum, sabahlayacaz, kahve-sigara, konular da kolay zaten, yaparım, hallederim." cümleleri beyninizde dolanır durur. gün gelir, hafta başlar, yarın ilk sınavınız vardır. kitap açılıp da konuların içine daldıkça, üç buçuk üç buçuk olma oranı artar, yusuf yusuf çekilmeye başlanır, "lan biz bunları ne zaman işledik?" soruları beyni kurcalamaya başlar. akabinde arkadaşlara telefon açılır, burası neydi ya şunları hangi zamanda işlediniz diye soru yağmuruna tutulur. ilk gün azmiyle sabaha kadar çalışılır. an gelir, sınava gidilir. sınav kişiye bi güzel girer. neyse, ilktir, acemiliktir denir kafaya takılmaz. hala bir umut vardır. eve gelinir, uyunur. tam gaz bi şekilde uyanan bünye kendini dersin kollarına atar. ancak dünkü kadar istekli ve azimli değildir. bi müddet çalışır sonra kendini uykunun kollarına bırakır. o sınav da girer. sonrasında giren sınavlar acı vermemeye başlar. öyle geçer gider haftalar işte.
son dönemlerde olduğu gibi, güz2009 döneminde de bu başlığı ben açıyorum.
vize haftalarında(aslında vize ayı demek daha mantıklı, başlayınca bitmiyor) çoğu zaman insanın normalde pek yapmadığı şeyleri yapası geliyor.
daha önceki örnekleri için : (#4140032)
mesela hiç tv izlemeyen ben, biraz sonra tv karşısına geçeceğim.
bahar 2010 da görüşmek dileğiyle
(bkz: coming soon)
normal zamanda bilgisayara, televizyona vs.ye duyulan ilginin 10 kat arttığı haftadır.
internet her zamankinden daha tatlıdır, sözlükte de her zamankinden daha eğlenceli başlıklar açılır o hafta. bir de sürekli uykusu gelir öğrenci kişisinin. normalde günlük 4 saat uykuyla idare edebilen öğrenci, gece 12 saati devirip gün ortasında "lan gene uykum geldi bi kestirsem mi" demeye başlar bu hafta, bünye sapıtır. haliyle haftayla birlikte günlük alınan uyku miktarı sonsuza doğru ıraksamaya başlar.
ağzın boş durmaması, sürekli bir şeylere aş ermekten hiç bahsetmiyorum bile. çikolata yemekten bikaç günde sivilce ağacı gibi oldum lan.
ders çalışmamak için temizlik yapanlar ise bu haftayı en ağır atlatanlardır. tarafımca görülmüş, izlerken içim kan ağlamıştır.