viyana her gidişim de içimde bir uhte, elimde bir adrenalin, göğüs kafesimde derin bir nefes. keşke zamanında alaydık geri verirdik sonra içimiz de uhte kalmazdı.
amsterdam ile beraber, avrupada pisligin en yogun oldugu batakhane sehirdir viyana! kimi yerler ankara gibidir. gezerken akliniza bahceli, emek, kavaklidere taraflari gelebilir. cünkü gercekten bazi yerleri oralari andirmaktadir.
yakin zamanda ab ye bulgarlar, cekler ve romenlerin girmesi ile hirsizligin tavan yapmasi bir olmustur. ayrica kendi ülkesinde adam olamamis bir cok türkte vardir bu sehirde. onlar adina kendinizden utanirsiniz ya o derece. birlik beraberlik duygusu, bu sehirdeki türklerde yoktur. biri, digerinin umrunda degildir. onun icin yasanilacak degil, gezilecek bir sehirdir o kadar.
--spoiler--
1534 yılında Viyana'daki St. Stephen Katedrali'nde Osmanlı akıncılarının yaklaştığını görüp çan çalarak haber vermekle vazifeli bir memuriyetin ihdas edildiğini ve bu memuriyetin ancak 1956 yılında, Viyana Belediye Meclisince "Artık bir Osmanlı tehlikesi kalmadığından, bu vazifenin lüzumu yoktur" diye bir karar alınarak iptal edildiğini biliyor muydunuz ?
--spoiler--
bu aralar soguk olmanin bokunu cikarmis olan sehirdir. an itibariyle -15 derecedir ama siradan -15 degil, gozlerinizden yas getiren, yuzunuzu cizen, icine yun kulotlu corap bile giymis olsan bacaklarini donduran, yuz kaslarini 2 dk icinde hissetmeni engelleyen bir -15 derecede su an.
enteresandir, bu sehir ozellikle kisin gunesin cok nadir yuzunu gosterdigi bir sehirdir, hep kar kiyamet olur ama bu sene 1 kez yarim yamalak bir kar yagdi, onun disinda sirf gunes. ama kis gunesi altina gecince hafif bir isinirim demeyin, aydinlatmak disinda hicbir fonksiyonu yok o gunesin bu aralar cunku hava cok soguk. evdeki koltugu bile isitmadi o gunes.
evimden 50m ileride market var ve ben acliktan olmek pahasina markete gitmeye korkuyorum biliyor musun sozluk?
tarihi eserlerini gezmek, iki günde mümkün olmayan şehir.
bir mevsim gezersen, ancak biter tarihi eserleri, muhakkak görülmesi gereken yerleri.
her mevsimde farklıdır bu Tuna nehrinin inci gibi süzüldüğü şehir.
dolayısıyla, gezmekten usanılamayan nadide, tarihi bir şehirdir.
şehir içi ulaşımı, gerek metro, gerek tramvay ve otobüs gibi vasıtalarla harika olan, ama bunları kullandığınızda ciddi manada pis kokularla içli dışlı olmak zorunda olabileceğiniz bir şehir.
not: Prater denilen lunaparkına çok geç saatte gidilmemesi tavsiye edilir.
tamtamina simdi 2012 yilina rengarenk bir geceyle "merhaba" diyen sehir.. sevgili viyana insaallah evvelkinden fazla yüzümüzü güldürürsün bir rahat nefes aldirirsin..
hayallerimin değil, ama hedeflerimin şehri.
sevilen, ama bağımlılık yapmayan bir şehir...
istanbul´a nasıl şehr-i vuslat deniliyorsa,
şehr-i hasret tabirini hak eden bir şehir.
buram buram hüzün kokan, yad-i hazinlerle dolu bir şehir.
türkiyede öss yi kazanamamış öğrencilerin en çok rağbet ettiği şehirdir. anadili almanca olup hazırlık kurslarında öğretilen almancanın hiçbir işe yaramadığı şehirdir hatta kanımca öyle bir almanca yok yada varda viyana halkı almanca değilde başka bir dil kullanmakta.
müzeleri sarayları karlsplatz ı ile istanbulu anımsadan şehir. schönbrunn sarayı viyana'lıların topkapısıdır. bu saray ve belvedere sarayı görülmeye değer yerlerdendir.
tarihini korumayla kafayı bozmuş şehirdir, kafanızı nereye çevirseniz melek, asker heykeli görürsünüz. içinde kaybolmanız mümkün değildir her yere metro, tramvay, otobüs hatları vardır biletler binmelik değil sürelidir bir günlük bir haftalık gibi. ayrıca günüzümüzde türk istilasına uğramıştır.