irlanda viskisine doyum olmuyor. jameson denen ab-ı hayatla tanışmamla hayatım.. değişmedi. ama en çok jameson'ı severim, içilcek viski budur. bunu için. "whiskey!" in the jar irlanda'da doğdu, emeğe saygı. malttır pek tabii jameson.
iktidardaki ampül partisinin devlet kasasını yamamak için vergileri bindirdiği sorana da içme sen de diye çirkef beyanatlarda bulunduğu bir diğer alkollü içecek.
insan 3 kuruş için sevdiğine yamuk yapar mı, yapmaz.
bu kez vatandaş kaçak yollardan mesela kıbrıs tan getirerek gene de oturup bunu içebiliyor.
neticede kaliteli, simsiyah bitter çikolata ile viskinin tadını içen bilir.
tadının acımsı ve bayatımsı bir şey olmasına rağmen boğazdan indiğinde serinletici bir hararet bırakır. en büyük büyüsü bu serinletici hararettedir zaten. sohbet anında, barda, ya da sevgilinin yanında ne bir mezeye ne de çikolataya gerek kalır. tekno müzikle birlikte alınırsa güzel kafa yapar.
Midemin içine etmesine rağmen bir türlü vazgeçemediğim alkol türü. KKTC'nin bünyeye verdiği en büyük zarar. 5 sene ne güzel ucuz ucuz içip alışkanlık kazanmışken, ülkeye dönüş yaptıktan sonra sadece fiyat etiketlerine bakmakla yetindiğim.
irlanda ile iskoçya arasında yıllardır rekabetin nedeni olan hoş içki. tarihlere göre en eski viski imalathanesi irlandada olmasına rağmen iskıçya viskisinin namı alıp yürümüştür. irlandalılar viskilerine verdikleri değeri üç kere damıtma işlemi yaparak kanıtladıklarını iddia etseler de iskoçyalılar cevap olarak; "iyi üretim yapsalardı üç kere damıtma işlemini yapmazlar bizim gibi tek seferde satış işlemine geçerledi." demektedir.
irlanda da neredeyse atasözü niyetine kullanılan bir cümle ise çok hoşuma gitmektedir.
sevgilime laf atma viskime buz katma!*
viskinin içimini hoş kılacak enfeslik ise buzdan sonra tabi ki;