Yanlış hatırlamıyorsam Orhan Pamuk'un "kafamda bir tuhaflık" kitabında bu isim baya geçiyordu o geldi gece gece aklıma. Mevlüt müydu baş karakterin ismi? Okuduğum kitapları belli bi süre sonra tam hatlarıyla hatırlıyamamak canımı sıkıyor. Ama bu kitap bittiğinde nasıl hissettirdiğini hatırlıyorum baş karekter de tutunamayanlardandı, hüzünlü ve eksik bir sondu.
Anlamını unutmaya başladığımız kelimedir vefa. Eşten, dosttan, akrabadan hatta candan, can bildiklerimizden göremediğimizdir. Değeri çok büyüktür ama kimilerine göre sadece yüktür.
-Kederliyim sözlük, vefasıza vefa aptallıkmış, bilemedim.
Havaların soğuk olması koşulu ile akşam saatlerinde gidilir, sağlam sıra beklenir, bozalar alınır içine biraz sıcak leblebi serpiştirilir, oracıkta tüketilir, hayata bir renk katılmış olunur.
zamanında bir yıl yaşamış olduğum mahal. çok önceden şahsına münhasır olan bu mahal istanbul'un aslında küçük bir prototipi. zira her memleketten insan buraya gelmiş yerleşmiş ve uyum içinde yaşamayı becermiş. fakat zamanla bu kalitesini kaybedip gettolaşmış ve ahlak seviyesi düşmüştür. eski cumbalı zadegan sınıfı evleri şimdi artık sokak lambası olmayan gecekondulara dönüşmüş vaziyette.
bozacısına da değinecek olursam eğer ilk başta yenildiğinde pek anlam ifade etmeyen bu içecek ikinci üçüncü denemeden sonra -leblebili olacak şekilde- bağımlılık yapmasa da yenilebilir bir şey olduğunu fark ettiriyor. kış günleri hazine'den daha fazla para basan bu darphanenin karşısındaki leblebiciden buram buram leblebi kokusu gelir. fakat ne hikmettir ki bu leblebinin sadece kokusu güzel.
verilen bir selamı bir ömür boyu yanıtsız bırakmamaktır, görülen bir nüans farkını bir ömür boyu karşılıksız bırakmamaktır. kimisine göre istanbulda bir semt adıdır.