çok enteresan ve çok tatlı bir film.senaryosunu engin günaydın yazmış.uykusuz dergisinin ilk sayılarında günaydın'ın absürd mizah yazılarını hatırlatan bir film olmuş.ama dozunda aşırıya kaçılmamış.oyuncuların hepsinin sempatisinin doruklarda gezmesi filmin artısı olmuş.settar tanrıöğen'in neşat ertaş'a sazıyla eşlik ettiği sahne çok hoştu.bir de engin günaydın'ı burhan bey terk etmemiş galiba.
defalarca izlerim izlerim bıkmam galiba filmi. binnur kaya normal saf anadolu kadını, iyiniyetli bir anne. izlerken etrafımda böyle kadınlardan ne kadar çok bulunduğu geliyor aklıma. belki de hiç bitmeyeceğinin türleri.
cok hoş bir komedi dram filmi .özellikle Engin günaydının abisinin yaptıgı 3 tane şaka koparıyo beni ;+n'oldu la tırstın mı ? - abi kaçkere diyorum yapma ya .
+ tamam uzatma , amma da hanım evladı çıktın haa
büyük umutlarla izlediğim ama istediğimi tam olarak bulamadığım film.
ben açıkçası daha iyi bir şey bekliyordum sanırım. ödüllerden, yazılanlardan, yorumlardan falan. ama nihayet az önce izledim ve gayet vasat buldum filmi.
engin günaydın bu ilk başrolünde, senaryosunda en azından şahan'dan, ata'dan hatta cem yılmaz'dan daha iyi iş çıkartmış. hiç o tarz sinemaya girmemiş ve çok da iyi etmiş. ama tabi ki reha erdem, nuri bilge ceylan sineması da değil yaptığı. öyle de bi şey beklemedim zaten. en güzel şey az önce bahsettiğim sinemaya dalmaması. nitelik olarak daha iyi bi yerde. bunu da bildiğim için, o beklenti ile izledim filmi ama, olmadı.
vavien fikrinden bi film evet çıkar da, bu değil bence. senaryoda eksiklikler var. bi ferzan özpetek detaylandırılması yok mesela. film daha incelikli bi mikro anlatım istiyor sanki. karakter analizi zayıf falan filan.
kısaca kötünün iyisi. ama en azından sinema sanatı adına umut verici. şimdilik bununla yetiniyorum.
binnur kaya'nın sevilay karakteri ile uçuşa geçtiği, engin günaydın'ın ise celal karakteri ile anadolu insanının saf ama başarısız çakallık girişimlerini iyi kotardığı film.. sevilay'ın bakışları insanın içini ürpertiyor..
film çok kötü değil, çok güzel de değil. verdiği histe yahut hikayede eksiklik var sanki, izledikten sonra tok kalkmıyorsun sofradan hissi, bir de tatlı olsaydı iyi giderdi hissi.
engin günaydının en ince ayrıntısına kadar düşünerek yazdığı senaryo, gerçekten çok başarılı buldum. aklıma takılan bi soru oldu. ulan bu adamın annesi babası o evde parayı duvarın içinemi saklıyorlar, çok orjinal çünkü.
şarkıcı olan manitadan msj beklemesi fakat elektirkçi olduğu için osuruktan kablo indirim msjları gelmesine kızmasıda çok güzel
spoiler
engin günaydın evinde karısının duasında oğluyla oturuyordur ve telefonuna msj gelir bi hevesle şarkıcı manitasından geldiğini düşünerek msjı açar fakat msjda büyük harflerle "kabloda %50 indirim, fırsatı kaçırmayın" yazar, e.g sinirilerek * der ve dışarı çıkar.
dün izleme fırsatı bulduğum muhteşem film. uzun zamandır böyle alıp götüren, sürükleyen bir türk filmi izlemiyordum. detaya girip film eleştirmenliği yapmayacağım, içinde bulunduğunuz hayattan kaçmak istediğiniz anda izleyebileceğiniz fakat izlerken kendinizi hayatın tam ortasında bulacağınız bir film.
bok gibi bir film, ne konu var, ne diyalog var, ne akıcılık var. tek özelliği farklı bir film olmasıdır, farklı ama sıkıcı. allahtan böyle filmlerden zevk alacak kadar sanat anlayışım yok. çok şanslıyım çok.
türk sinemasına son yıllarda yapılan en büyük katkılardan biri olan,engin günaydın filmi.
oyuncular ve yapılan oyunculuklar gerçekten çok iyi.konusu ise türk sinemasının hiç alışık olmadığı derecede absürd.