bu metafor dünden beri beynime kazındı. mükemmel öteesi bir kelime oyunu. şahane.. awesome.. hayran kitlesi bir hayli fazla olan böyle bir yazarı eleştirmek ne kadar doğru bilmem de, çoğu yazdığını okuyorum takip ediyorum sayılabilir. neden bilmiyorum.. insan beğenmediği bir yazarı neden takip eder? herkes takip edince ben de merak ediyor olabilirim. işte bu son yazısını da okudum. uzuncana yazmış yine.. başlığı sol framede gördüğümde inanılmaz heyecanlanmıştım. muhteşem bir aforizmaydı. başlığı açmadan kimin yazdığını kestiremedim. entryi okumaya başladım. okudukça anladım aha bu adamdı yine. çoğu entrysi gibi, bana göre hüsrandı yine. çünkü başlık entryden çok daha güzeldi. o dört kelime böyle bir entryle anlatılamzdı bence. yazar resmen başlığın hakkını yemişti. sıradan bir başlık değil çünkü. ben bu isimde bir kitabı standta görsem hiç düşünmeden alırdım. çoğu insan da alırdı eminim. ama işte entry kısmı olmamıştı. hayal kırıklığına uğradım. fazla uzatmayım beğenmedim işte. çoğu entrysini de beğenmiyorum zaten. başlık süperdi dediğim gibi ama entry olmamıştı işte. tabiki bu entry yine haftanın en beğenilen entrytsi olacak. şüphe yok. hayran kitlesine de saygı duyuyorum ama, sanırım; zaten ben bu sözlükle aynı espri frekansında değilim. neyse; başlık için yazarı tebrik ediyorum. gerçekten on numara bir başlık atmış. yıllarca unutmayacağım bir kelama imzasını atmış..
biz babadan böyle gördük yazarı her ne kadar çok çakması türese de çeşitli sözlük klonlarında alanında ilk olmanın verdiği pastayı hatunlarla bölüşmeye devam eden yazardır.
yani ben öyle fantezilendirdim. ona öyle yakıştırdım.
son zamanlarda ihmal ettiğim uludağsözlük'ün en okunası değerlerinden biri."uludağ'da yazar yok bıdı bıdı" diyenin gözüne entrylerini soku sokuvermek istediğimdir. itiraf etmeliyim ki ekşi'de bana bu tadı veren bir yazara henüz denk gelmedim. uzun girileri okumaya maalesef üşenen bir birey olarak dahi "hüp" diye içime çektiğim entrylere sahip yazar.
elleri dert görmeyesice.
vudvil, o bir çakal, mahalle çitlenbikçisi, greenpeace üyesi, emekli asker, memur, ganyan bayii, jigolo, otostopçu, yancı, mümin, duvar köşesinde çalıntı telefon satan adam, sigara tiryakisi, sınıfın kısa boylusu, sınıfın fırlaması, sınıfın uzun boylusu, sınıfın borazan seslisi, sınıfın ergenlik mağduru*, bir profösör, bir mahalle delisi ve bir maganda entrylerinden çıkardığım kadarıyla basit görünümlü komplike bir yazar ve her türlü bok pisuru aynı potada eritmiş yazar.
vaay komplike, aynı potada eritmek lan sinema eleştirmeni olsam ekmek çıkar bana ha .
--komplo teorisi--
bir mahallede sadece vaudeville for vendetta yaşıyor, dışardan şen şakrak güzel, sıcak bir mahalle kimi gelsede aslında orada sadece vudvil var, o o mahalledeki herkes ve herşey ve orada karanlık şeyler planlayı.
--komplo teorisi-- *
ekşi sözlükte, ekşi yazarlarının övgüsünü aldığını gördüğüm yazardır. ekişililer (osmanlılar gibi bir şey oldu bu*) sanki transfer etmek istiyorlar bu yazarımızı. ama vendetta bizdendir kolunu kesseniz uludağ gazoz akar.*
en siktir boktan başlıklar da bile yazdığı entrylerle o başlığı ve entryleri okutan, yazar kişisi. acaba gerçekte de yazarmıdır bu kişi, öyleyse uludağsözlüğü şereflendirir kendisi.
entrylerini bir kitapta topladığında o kitabın en çok satanlar listesinde olacağından şüphemin olmadığı yazar kimbilir belki de bu adam ünlü biridir fakat burada bizle takılıyodur yaz abi yaz burada yaz halkın içine in parasız okuyalım seni gerçi istersen kitap çıkar korsan morsan ayarlarız bir şeyler sen rahat ol.
iyi yazar. hakkat iyi. zaten tüm sözlük aleminde sevenleri bolca mevcut. acaip güldürüyor. insanları bir an olsun dertlerinden uzaklaştırıyor.
ya ama bir durum var. biz insani atık, sekis, küfür vs şeylere gülmeyen anormal tipler için de birşeyler yazsın gülmek bizim de hakkımız. eleştiri falan değil uludağsözlük ün en değerli kişilerindendir. ciddi bir istektir. bekliyoruz. hakkat
gösterime yeni girmiş filmler hakkında da görüşüm bu yönde. gerek eleştirmenler gerek izleyenler fazla överler ise filmi, içimden izlemek gelmez bir süre. biliyorum yanlış ama afişlere de gereğinden fazla ehemmiyet veririm. ne kadar az görselle ne kadar çok şey anlatırsa bana daha çekicidir gözümde. merak uyandırır, afişine hayran olduğum bir filmi izlemeyi asla ertelemem yani.
bu adam da öyle. tek farkı ertelemiştim yazılarını okumayı. şukela da dönen yazılarına rastladıkça basmıştım f5 e.
sonra başladım elbette. hemen hepsini okudum diyemem, bir acelem yok buna dair ancak hakkıyla yaşamak başlığı altında yazdığı entry favorim olup beğenmişimdir her okuduğumu.
başta da anlattığım gibi bir filmi izleyenlerin, eleştirmenlerin benim üzerimde yarattıkları tesiri okuyan üzerinde bırakmak istemem. bundan sebep methiye düzmek niyetinde değilim ancak fikirlerimi belirtmek isterim;
kalemi sağlamdır, daha güzeli kendisi de bunun farkındadır.
yazdıkları hikaye tadındadır, okurken adı geçen kahramanlar arasında dolanır, onlara eşlik edersiniz fark etmeden.
uzun yazıyor diyenler vardır ki o uzun yazılarını bir solukta okuyanlar daha fazladır. okumaya üşenenler için ilk entrylerini tavsiye ederim kısa ve oldukça keyiflidir onlarda. ertelemeyin okumayı derim.
insan sarrafı değilim. satır aralarında bir şeyler yakalayıp insanları ona göre değerlendirmem. bir insanı tanıdığım ilk anda notunu vermem. kimseye fazla güvenmem, gereğinden fazla değer vermem. bu sebepten kimsenin karakterini eşelemem, merakta etmem. ancak kendisi farklıdır; karakteri sağlamdır gözümde. bundan sebep bozmaz çizgisini.
(#4250371) entrysi sözlüğe giriş yaptığımda karşıma çıktı. "uff çok uzunmuş hiç okuyamam şimdi" dedim. sonra yaktım bi sigara ve anında dediğim lafı yiyerek bir geri vites yaptım ve başladım okumaya. her satırda daha da çok eğlendim. sonra kimmiş neciymiş diye bi bakayım derken 1001 gece masalları gibi bir karmayla karşılaştım. bi baktım ki yazıları mükemmel. * işteyken falan karşıma çıkmasın istiyorum yazıları yoksa kaptırıp işleri aksatıyorum. *