palavralarla dolu olduğu, survivor adlı yarışmayla açığa çıkan tv programı! n'oldu la sizin pozitif enerjilerinize, n'oldu o "acun bey biz burda gerçek bi aile olduk!"'larınıza, "acun bey o kadar alıştık ki birbirimize!"'lerinize... n'oldu hayal kırıklığıyla biten yarışmalarda ki gözyaşlarınıza hee n'oldu! ulan hafta sonları göz ucuyla izliyorum survivor'ı da dedikosundan, kıskançlığına, palavrasından, üçkağıdına her b*k var maşallah! hey gidi güzel ülkemin güzel insanları! gözünü para hırsı bürümeyegörsün! nasılda kazıverir -kardeşim!- dediklerinin kuyusunu...
not: lan bi de o gizem var ya gizem! neyse susayım hadi susayım...
bruce wills in yarışma hakkındaki düşünceleri bu adam bu kadar salak mı dedirtir.
zira hiç bişey anlamamış adamcağız karısı yarışmıştır ve acaba o da mı anlamamış bilmeden mi oynamış sorusunu akıllara getirir.
katılıp hamdi bey'in her teklifine siktir çekip kendi bildiğimi okumayı ve sonuçta 5 lira da kazansam elli kuruş daha koyup bi muratti almayı hep istediğim program.
cem yılmazın yarıştığı bölümü yarıp geçiren programdır. kendisi ingilizce nasreddin hoca fıkrası anlatmıştır. acun ılıcalıyı en son yeri tokatlayarak gülerken hatırlıyorum.
kaç sene süren var mısın yok musun yarışmasında acun ılıcalı nın kendisinin yarışmaması gariptir. final programında çocuklar için kendi yarışsaydı ve sunucu olarak ünlü birisini davet etseydi olurdu.
