gecelerce; ondan geriye elleri masaya vurarak saymacalar, o teklif veren *bneye şaklabanlıklar yapmaklar, mavi çıkınca sevinçler zıplamaklar, dı nı nı nııım aaaaaaaaooo çatırrrt sesiyle ağlamaklar demektir. gelecek sezon da birbirleri için ağlayan insanlar 'kimi satsam da adada daha uzun kalsam' diye türlü yüzsüzlükler yapacaktır.
ama ben bu acunu seviyorum. bu kadar zeki bir adam istiyorum ki çıksın karşıma. gün yüzüyle bir göreyim. o kadar.
izlemenin zaman kaybı olduğu ama hakkında sayfalarca, tonlarca entry girmenin gayet makul olduğu bir program. Hayır aga bu programı izlemeyen adam n'apıyor? nobel mi aldın? Buluş mu yaptın?
show tv de yayınlanan acun ılcalı nın sunuculuğunu yaptığı yarışmadır. ilk başta anlaşılmayan bir formatı vardır. anladıktan bir süre sonra insanı sıkar.
hani insanları izledikleri şeye göre asla kategorilere ayırmam. ama bu tüm sistemimi altüst ediyor.
misal çok saygı duyduğum, fikir adaşı olduğum adam kalkıp 9 saat boyunca kutu okşayan adamları izleyebiliyor. herkesin rol yaptığı saçma saçma sevinme üzülme edebiyatları yaptığı, izleyemeyeceğim tek yarışma türü olan bu yarışma resmen teletubies türü birşey.
teletubies dede çocuklar , bebekler anlasın diye birşey 100 kere tekrar edilir , inanılmaz yavaşça yapılır. aynısı burdada var...
izlemeyin efendim. 50 bölümmüş bir de... ayda 4 bölüm desek ortalama 1 yıl yapıyor...
aslında show'u da anlamak lazım. genel yayın müdürü falan gerekmez bu kanala, yerel tv bazında ulusal yayın yapmak kolay değil. tak cd'yi, çıkar cd'yi, her cd 4 saat sürsün aksın gitsin. aralara reklam, tanıtım falan ve tabii ki filan.
4 saatlik formattır bu ve görünen odur ki dünyanın önde gelen kanalları falan hepsi enayidir. 42 dakikaya lost sığdıran herifler keriz tabii ki, 20 dakikaya himym ya da 2,5 men çekenler de saf.
pazartesi 3 saat türk malı,2 saat survivor, salı 4 saat survivor, çarşamba perşembe cuma 4 saat var mısın yok musun, cumartesi pazar 2 saat var mısın yok musun, 2 saat evcilik oyunu... en az tabi.
ne kaldı ki geriye? cennet mahallesi, seda sayan ve türevleri. araya da iki haber bülteni. bitti gitti.
referandumda evet, hayır yerine bu sorular kullanılsın. çok daha ilgi çekici olur.
bu anayasayı değiştirmeye var mısın yok musun?
halk yokum/varım diyor. çok daha şık.
bu yarışma programında birbirlerine ultra yağlı ballı konuşup, ''kardeşim küçük hissediyorum açayım da hakkımızda hayırlısı olsun, seni çok seviyorum'' diye yalandan mutluluk ve sevgi oyunları oynayanlar vardı, güzel kızlar, lümpen erkekler, her tarafından entellik fışkıran şahıslar vardı ve de bu olmayan özelliklerini de varmış gibi ''kardeşim sen şöyle mükemmelsin, şöyle harikuladesin'' diye ''körler sağırlar birbirini ağırlar'' deyimine hak verecek kadar riyakar arkadaşlıklar dönüyordu.
zaten yarışmacılar da büyük ödülü alana veya yarışıp bitirene kadar görüşür sonrasını s.ktir et ne işim olur mantığıyla düşündüklerinden gerisi pek de umurlarında olmazdı.
lakin bu survivor olayı çıkınca ortalık kel ali'nin bağı gibi karmakarışık oluverdi nedense.
''kardeşim küçük hissediyorum, ikimizin şansı için açıyorum'' diye nutuk atanlar ''sana ve senin gibilere karşı çok kötü şeyler düşünüyorum, beni daha sinirlendirmeyin, alayınızı yakarım'' olaylarına dönüverdi birden.
oysa ki herşey ne güzel başlamıştı, hep beraber kutu sayısından geriye saymalar, küçük açınca gidip''çok teşekkür ederim x abi, sağol canım y çok iyisin'' deyişleri de artık çok geride kalıvermişti. artık birbirlerinin yanına gidip ''çak bi beşlik dostum'' yerine ''ağzının üstüne çakarım, karagümrüğü de adayıda yakarım, gider içerde sıça sıça yatarım'' demelere başlamışlardı bile..
sonuç itibariyle bizler insanoğluyuz, eskiden cevze ve tüp olamdığı için sütü çiğ emdiğimizden mütevellit hep böyleyiz biz. allah acun ılıcalı abimize zeval vermesin. amin.
