Itiraf ediyorum "Sürgüne gönderildi" derken yalan söylemiştim işin aslı şu; Sultan Vahdettin ingiliz ahbapları tarafından 5 çayı için ingiliz gemisine davet edilmişti muhabbete dalıp o gemiden inmeden gemi hareket etti ve gidiş o gidiş evet işin aslı bu, Sultan tamamen kaza sonucu ingiltereye gitti yoksa kim o kadar serveti bırakıp Ingiltereye gider ki.?
kimisinin "sürgüne gönderilmiştir" yalanıyla açıklamaya çalıştığı iştir.
valla vahdettin sürgüne gönderilme kararı alınmadan kaçtı gitti. dolayısıyla "sürgüne gönderilmiştir" tezi teknik açıdan doğru değil.
hanedanın sürülmesine gelince... "nizam'ı alem için yapılmış ve hatta ulemanın çoğu bile tecviz etmiştir". oldu mu? hayır, bu gerekçeyle bebek boğmak bile oluyor da kimsenin canına dokunmadan sürmek niye olmuyor?
Kemalistlerin iddia ettiği gibi ülkesine ihanet ettiği için kaçmamıştır, ülkedeki tüm sistemi değiştirip kendi diktatörlüğünü kurmak isteyen bir kişi tarafından sürgüne gönderilmiştir, eğer sorun sadece Vahdettin de ise Osmanlı hanedanının ülkeye girişi neden yıllarca yasaktı, yoksa osmanoğulları soyundan gelen herkes vatan haini miydi?
ek olarak "Not: Bu belgeyle ilgili geniş bilgi için, Tarih ve Toplum dergisinin 16. sayısındaki (Nisan 1985), J.-L. Bacque-Grammont ile Hasseine Mammerî’nin “VI. Mehmed’in Sürgündeki Hac Yolculuğu” yazısına bakılabilir." deniyor.
bir şeyden anlıyormuş ayaklarına yatarak "bakın padişah efendimiz kaçtıktan sonra bir bildiri bile yayınlamadı" yalanını sıkan cahillerin bir türlü açıklayamadıkları iştir.
bir de "yeter mi" diye babalanır bunlar!...
işte vahdettin'in yayınlamadığı iddia edilen bildirisinin tam metni:
son bizansı imparatoru ordusun askerinin başında savaşa savaşa ve en sonunda bi ok yağmuru altında delik deşik olarak ölmüş. bu osmanlı tarihçilerinde de yunan tarihçilerinde de böyle geçer. peki bir de bizim son osmanlı padişahımıza bir bakalım ingilizlerin kuklası olmuş onlar adına kuvayi milliye ve atatürk'ün başına ödül koymuş onların dinsiz ve hain olduğu iddiası ile bir çok isyan çıkmasına sebep olmuş ve her şey bittiğin de ise hayatından endişe ettiği için yine kuklası haline geldiği ingilizlere sığınmış. yanın da para pul almaması ve ya yoksul olarak ölmesi bir şey ifade etmez ve onun korkak ve hain bir adam olduğu gerçeğini değiştirmez.
son bizasn imparatorunun ölümüne bak son osmanlı padişahının yaptığına bak. altı yüzyıllık osmanlı devletinin yüz karasıdır vahdettin.
Yorumların hemen tümü, Ucuzluğun kolaycılığı ile kolaycılığın ucuzluğuna sıkışmışlık yansıtıyor. Bir kere de hainsiz veya kahramansız cümle kurulsun; suçlama olmadan nesnellik çerçevesinde bir olay anlatılsın da, beynimiz şenlensin!..
paralellerin yayın evinin yayınladığı bir yalannameye para vermemiz gerektiğini iddia edenlerin çok makul buldukları iştir.
yalanlarının yanıtını hem yukarıda, hem de şurada (bkz: rumeli71/#31006994) verdim.
bak aynı iddiayı, aynı müfterinin kitabından aktaran malum site de müfterinin bu iddiasına kaynak olarak neyi gösterdiğini açıklayamamış. müfterinin kitabını okuduğuna ve yalanlarını "gerçek tarihtir" diye yutturmaya kalktığına göre, müfterinin sunduğu belgeler, kanıtlar nedir ifade etmek de sana düşer. ben neden para verip alayım?
hem varsayalım ki fitnat hanım gerçekten de böyle bir şey demiş olsun.. akla, mantığa, hayatın doğal akışına uymayan bir iddiayı neden doğru kabul etmemiz gerekiyormuş? dikkat ederseniz şuradaki (bkz: vahdettin in ingiliz gemisinde işi neydi/#30987801) sorularıma yanıt verememiş.
kimi cahil de kalkmış vahdettin'in ülkede kalıp iç savaş başlatmayı deneyebileceğini ama yapmadığını iddia ediyor!... uyan a gözüm sabah oldu!.. vahdettin zaten iç savaş çıkarmayı denedi. istiklal harbimiz boyunca 28 büyük, sayısız küçük isyan oldu ki bir çoğunda kendi parmağı vardı. hele ki kuva-i inzibatiye ve anzavur olayları tamamen onun tertibiydi. bununla yetinmedi, sürgündeyken de hükümeti devirmek için önüne gelene para verdi. yoksulluğa düşmesinin sebeplerinden biri de budur.
Milli mücadeleyi bu şekilde mi savunacaksınız? Atatürk ve silah arkadaşlarını bu şekilde mi yükselteceksiniz gözlerde gönüllerde.
Atatürk ün mücadelesine küfreden hakkını yiyen sözde dindar-muhafazakar yobazdan hiçbir farkı yoktur Vahdettin e hakaret eden adamın. Aynı kafada aynı karakterdedir.
Vahdettin Türkiye de kalıp ağır bir iç çatışma sürecine sokabilirdi bu memleketi tahtını dış güçlerin payandasında muhafaza eder ve ülkenin tam manasıyla yok olmasına sebep olabilirdi. Ancak o karakterde biri değildi devlet bilinci vardı ve bu toprakları emin ol en az senin kadar seven biriydi. Şehzade Abdülmecid gibi iyi niyeti kötüye kullanmadı mesela. Yurtdışında saltanat ile ilgili bir çalışması dahi olmadı. Torunu neslişah bir hizmetlinin öğrettiği "hain Mustafa" tekerlemesini söylerken torununa bile kızan " o bir Osmanlı paşasıdır hakaret ettirmem" diyen biridir Vahdettin.
Allah tüm büyüklerimizden razı olsun. Sahip çıkın tarihinize atanıza ceddinize. Osmanlıya sövenlerin büyük çoğunluğu atasız tarihsiz kimliksiz şahsiyetsiz puşttur. Çoğu eşek sever... Bilinçli yapıyorlar bunu senin tarihini kıskandığı için tahrip etmek için.
zaten kahraman boğazlıyan kaymakamımız kemal bey'in idam hükmünü de zorla imzalatmışlardı.
damat ferit'i de zorla atattırdılar...
kuvayı inzibatiye'yi de zorla kurdurdular...
sevr'i imzalayan heyete imza atmaları için onayı zorla verdirdiler...
yusuf kemal bey'in çantasındaki evrakları tehdit edildiği için çaldırıp, ingilizlere sunmak zorunda kaldı...
çok zorladılar rahmetliyi çok...
hayır, o değil, mustafa kemal'i samsun'a göndermesinin sebebinin milli mücadeleyi başlatmak olduğunu ömrünün sonuna kadar bir kere olsun söylemediği halde, ölmüş adama zorla onu da söyletmeye çalışıyor bazıları...
bozacıların şıracıları şahit göstererek izah etmeye çalıştığı rezalettir.
yok araştırmacı yazar sikimin şeyinin yazdığı kitaba göre fevzi çakmak demiş ki... hadi len hain seviciler... böyle tarih mi olur? yalancının birisi çıkıyor, nasıl olsa paralellerde matbaa da, mürekkep de, kağıt da gani, yazıyor da yazıyor!..
bu işler öyle olmaz. araştırmacı geçinen yalancının anlattıklarından nasıl haberi olmuş? fitnat hanım kendisiyle mi konuşmuş? kiminle konuşmuş? belgesi var mı?
hadi onu geçelim, peki ya vahdettin'in listelenen onca paşayı beğenmeyip, yobazların yeteneksiz ve de hain bir kişi olduğunu iddia ettikleri atamızı, üstelik de başarılı olması halinde cumhuriyet ilan edeceğini bile bile listeye eklemesinin mantığı nedir?
ey yobazlar, "mustafa kemal haindi, filistindeki bozguna sebep olmuştu" diyen siz değil miydiniz? "çanakkale savaşının gerçek kahramanı şu paşadır, bu paşadır" diyen yalancılar siz değil miydiniz? bunları siz biliyordunuz da vahdettin mi bilmiyordu? derdi neydi ki bunca paşa arasından aslında listeye bile konulmayan mustafa kemal'i seçti?
hiç öyle "ingiliz baskısıdır" filan diye kıvırmayın. padişahın bu işi ingilizlerden gizli yaptığını söyleyen yine sizsiniz!..
yobazlar böyledir işte... geri zekalı (bkz: yobaz ve zeka) oldukları için yalan sıkarken bile kendi bacaklarına sıkarlar.
sultan vahidettin han, gazi mustafa kemal paşamızın (atatürk) saygı gösterdiği bir şahsiyetti.
atatürk'ten geç gelen itiraf;
yine şahbaba'da yer alan bir anekdot, atatürk'ün vahdettin hakkında nutuk'ta söylediklerinden çok farklı bir tutumundan sözediliyor. hamdullah suphi tanrıöver'den nakledilen anekdot şöyledir: vahdettin'in ölüm haberi geldiğinde adana'da bulunan atatürk'ün sofrasında hamdullah suphi de vardır. atatürk, "çok namuslu bir adam öldü. isteseydi topkapı'nın bütün cevahirini götürür ve öyle bir ordu kurup geri dönerdi ki.." demiş. bu sözleri hamdullah suphi kuzeni fethi sami baltalimanı'na aktarmış. fethi sami sultan vahideddin'in ablası mediha sultan'ın torunudur. vahdettin istanbul'u terketmeden bir süre önce yanında bulunan ve kıymetli taşlar ve elmaslarla süslü hz. osman'a ait olduğu söylenen el yazması kuran-ı kerim'i topkapı sarayı'na iade ettiği biliniyor. kalabalık maiyetiyle istanbul'dan ayrılan sultan vahideddin yokluk, zaruret ve vatan hasreti içinde san remo'da can verdi. mezarının anadolu'ya daha yakın olduğu için şam'da defnedilmesinin tercih edildiği söylenir.
sultan vahidettin hanı tanımayanlar önce tarihlerini öğrensinler, bu aziz vatan uludağ sözlükte yazarken kurtarılmadı.
mareşal çakmak'ın sır gibi sakladığı gerçek
araştırmacı-yazar vehbi vakkasoğlu, timaş yayınlarından 1990 yılında neşredilen "son bozgun" adlı araştırmasının birinci cildinde, mareşal fevzi çakmak'ın ağzından vahdettin'in mustafa kemal paşa'yı anadolu'ya milli mücadeleyi başlatması için gönderdiğini yazar. hatta mareşal'in bu olayı uzun yıllar sır gibi sakladığını söyler. kitapta yer aldığına göre çakmak paşa, eşi fitnat hanım'a ´fitnat. öyle birşey biliyorum ki ortaya çıkıp söylememe bugüne kadarki tutumumuz ve davranışlarımız müsait değil. mecburum, bu sırrı kendimle beraber mezara götürmeğe." fevzi paşa'nın fitnat hanım'a anlattıkları şöyle yer alır sözkonusu kitapta: "mütareke senesinde, bir cuma selamlığından sonra sultan vahdettin beni huzuruna kabul etti.
"paşa, dedi. durumu görüyorsunuz. bu işler anca anadolu'da teşkilatlanarak kurtarılabilir. bana anadolu'da teşkilat kuracak, memleketi şu karanlık durumdan kurtarabilecek paşaların bir listesini yapıp getirin."
ertesi cuma, yine selamlıktan sonra huzuruna girip hazırladığım listeyi verdim. dikkatle okuduktan sonra, bir müddet sustu. sonra yarı kapalı gözleriyle ağır ağır, tane tane konuşmaya başladı:
"paşa, mustafa kemal paşa hırsız mıdır?"
"haşa padişahım."
"bir namussuzluğu, ahlaksızlığı var mıdır?"
"haşa padişahım."
"beceriksiz ve kabiliyetsiz midir?"
"hayır efendim. o hepimizden bilgili, kabiliyetli ve dinamiktir."
"o halde bu listeye niçin onun adını yazmadınız?.."
hiç düşünmeden cevap verdim:
"padişahım, mustafa kemal paşa yenilik, bilhassa öteden beri cumhuriyet taraftarıdır."
padişah elindeki kağıdı atar gibi masanın üzerine bıraktı... ayağa kalkıp pencereye döndü. limanda demirli itilaf devletleri (ingiliz, fransız, italyan, yunan) gemilerini göstererek:
"paşa, paşa... bu gemileri görmek kanıma dokunuyor. bu memleket kurtulsun da isterse cumhuriyet olsun... kendine selamla birlikte tebliğ ediniz, haftaya cuma günü mustafa kemal paşa'yı göreceğim."
sultan vahidettin han, mustafa kemal paşayı görevlendiren padişahtır. bunu görmezden gelerek meseleyi sadece gemiye bağlayarak sultanı sözde --hain-- ilan etmek ise meseleyi bilmemektir. yada işine öyle gelip dalga geçmek tir. tarihi mevzulara kafası basmayanlar ise önce tarihi güzelce bir okusunlar.
konuşulanlara bakarsan zannedersin ki kurtuluş savaşını kazanmışlar sanki utanmadan eleştirenler;
1--atatürk'ü desteklemişti.
osmanlı araştırmaları vakfı başkanı tarihçi prof. ahmet akgündüz de "vahdettin hain miydi? tartışmalarına zaman gazetesine verdiği bir görüşle katıldı. akgündüz, 1922'den sonra vahdettin hakkında söylenen hiçbir ithamı tarihsel kaynak olarak kabul etmediğini belirterek, "siyasi demeçler belge olmaz. vahdettin çok iyi yetişmiş bir diplomattır. vatanı için hayatını, sülalesini feda etmiştir" diyordu. akgündüz, vehbi vakkasoğlu'nun da "son bozgun" adlı kitabında yer verdiği fevzi çakmak kaynaklı bir iddiaya atıfta bulunarak, "anadolu'da kurtuluş hareketi başlatmak için osmanlı genelkurmayı erenköy'de günler süren toplantı yapıyor. 'kimi bu işle görevlendirelim' tartışması yapılıyor. burada çıkan isimlerden biri mustafa kemal. neticede karar mustafa kemal lehine veriliyor. bunu 19 mayıs'tan 3 ay önce söylüyorlar. heyet vahdettin'e giderek kararı iletiyor. mustafa kemal'in cumhuriyetçi olduğunu, saltanatı yıkıp kendisini devirebileceğini de söylüyorlar. vahdettin ise 'vatan ve millet tehlikede. vatanım kurtulsun da kim neyi kurarsa kursun. getirin mustafa kemal'i görüşmek istiyorum' karşılığını verir" diyordu.