okuyup geçerler. whatsup tan atılan sığ mesajlar daha fazla dikkatlerini çeker. gerek yok. yazmayın. kadınlar için şiir yazmak kadar saçma bir şey görmedim. kendi duygu ve düşüncelerinizi, ruh halinizi ifade etmek için yazın. daha doğrusu şiirleri yazdıran kadınlar değildir. senin yüreğindir. yüreğinizin kıymetini bilin. herkese göstermek onu eritir. belki ben mecazen anlatıyorum ama somut olarak da aynı şey. erimiş kalbin şiiri yoktur.
aytendir.
(bkz: milyon kere ayten)
Ben bir Ayten'dir tutturmusum oh ne iyi
Ayten'li içkiler içip sarhos oluyorum ne güzel
Hosuma gitmiyorsa rengi denizlerin
Biraz Ayten sürüyorum güzellesiyor
Sarkilar söylüyorum
Siirler yaziyorum Ayten üstüne
Saatim her zaman Ayten'e bes var
Ya da Ayten'i bes geçiyor
Ne yana baksam gördügüm o
Gözümü yumsam aklimdan Ayten geçiyor
Bana sorarsaniz mevsimlerden Aytendeyiz
Günlerden Aytenertesidir
Odur gün gün beni yasatan
Onun kokusu sarmistir sokaklari
Onun gözleridir safakta gördügüm
Aksam kizilliginda onun dudaklari
Baska kadini övmeyin yanimda gücenirim
Ayten'i övecekseniz ne ala, oturabilirsiniz
Bir kadeh de sizinle içeriz Ayten'li
Iki laf ederiz
Onu siz de seversiniz benim gibi
Ama yagma yok Ayten'i size birakmam
Alin tek kat elbisemi size vereyim
Cebimde bir on liram var
Onu da alin gerekirse
Ben Ayten'i düsünürüm, üsümem
Üç kere adini tekrarlarim, karnim doyar
Parasizlik da bir sey mi
Ölüm bile kötü degil
Aytensizlik kadar
Ona ugramayan gemiler batsin
Ondan geçmeyen trenler devrilsin
Onu sevmeyen yürek tas kesilsin
Kapansin onu görmeyen gözler
Onu övmeyen diller kurusun
Iki kere iki dört elde var Ayten
Bundan böyle dünyada
Askin adi Ayten olsun
Güzel olan sevdiğin değildir onun içinde yarattığı sevgidir ,bunu da sözlerinle ifade edersin bazen sadece ..
denilesi bir durumun hayatlarımızdaki yansımasıdır..
insanoğlunun duygusal ilişkilerinin bir açmaza dönüşmesine neden olan kadınlardır. lakin burada suçlu kendileri değil, romantizm çıtasını şuursuzca yükselten erkeklerdir. çölleri aşan mı dersin, dağları delen mi dersin.. insan gibi sevseniz olmaz mı lan kitapsızlar!
Bir adam çok sevdiği kadına şiirler yazıyordu.
Sonra o kadın ansızın onu terk etti.
Adam kadının ardından şiirler yazmaya devam etti.
Daha çok yazdı. Ve günün birinde çok ünlü bir şair oldu.
Yıllar sonra kadının yaşadığı kente gitti ve büyük bir şiir dinletisi sundu.
Dinleti bittiğinde uğruna şiirler yazılan kadın kolunda kocası ile çıkışa geldi ve adama “merhaba” dedi.
Adam ona sıradan bir insana bakar gibi baktı.
Kadın, “beni tanımadın mı” dedi.
Adam, “hayır tanımadım” dedi.
Nasıl tanımazsın!
Uğruna şiirler yazdığın kadınım ben;
Seni şair yapan kadın...
Adam kadının gözlerine baktı ve şöyle dedi.
“Kerâmet sende olsaydı, o koluna taktığın adam da şair olurdu..."
Uğruna şiir yazılan kadın o şiiri okumadığı sürece o şiir hep eksik kalacaktır.
Ve sanıldığı gibi her sevdiği kadına şiir yazamaz insan, şiir yazdıran kadınlar vardır.
Ve son olarak bir şair sırf kadını etkilemek için yazmaz ona şiir.
En guzelleri nazimin karisi pirayeye ve ahmed arifin sevgilisi leyla erbile yazmistir herhalde. Ahmed ariften leyle erbile; yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,
yitirmiş öpücükleri,
payı yok, apansız inen akşamlardan,
bir kadeh, bir cıgara, dalıp gidene,
seni anlatabilsem seni...
yokluğun, cehennemin öbür adıdır
üşüyorum, kapama gözlerini...